Korku sinemasının ortaya çıkış serüveni

Merve KÖKEN

İnsanı tekinsizlik duygusundan haz almaya iten bir güç mevcut mudur? Güncel hayatta kaçındığımız bazı durumların sanatsal dönüşümü bireyde nasıl estetik duygular meydana getirir? Bir film seyri günlük hayattaki korkularımızı yenmemizde etkili olabilir mi? Bu kadar kaçınılan korku olgusunun sinemada böylesi taraftar bulmasının gerekçesi ne olabilir? Korku türünün sinema tarihi açısından gelişimi nasıldır? Korku sinemasında endüstriyel olarak ne gibi değişimler yaşanmıştır? Korku sinemasını meydana getiren felsefe ne ile ilgilidir? Sinemanın alt türlerinden biri olan korkunun diğer alt türler ile bağlantısı nasıldır? Türk korku sinemasının oluşum ve gelişim süreçlerinde ne gibi değişimler yaşanmıştır? Korku sinemasının farklı sanat dallarında ve farklı kültürlerdeki yansımaları nasıl seyir pratikleri sunar? Korku sineması üzerine bunlar gibi pek çok soru sorulabilir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü öğretim üyesi Dr. Uğur Kılınç’ın Karakarga Yayınlarından çıkmış olan 50 Maddede Korku Sineması isimli eseri bu sorulara ve daha fazlasına cevap verecek nitelikte hazırlanmış bir kaynak.


Yazarın çeşitli yayınevlerinden çıkmış olan Nebel Şatosu ve Diğer Öyküler; Oetgar’ın Felaketi; Çürük Ayvalar ve Mitolojinin Müziği: Amon Amarth ve İskandinav Mitolojisi Üzerine Bir Deneme eserlerinden sonra şu sıra Karakarga Yayınları’ndan çıkmış olan 50 Maddede Korku Sineması, kendisinin akademik bilgi birikiminin bir tezahürü. Yazarın korku sineması alanında yapmış olduğu araştırmaların İngilizce ve Türkçe kaynaklarla beslenmesi korku sineması alanındaki önemli boşluğu dolduracak nitelikte olan bu eseri doğurmuş diyebiliriz. Eserin sadece kaynakçasına bakmak bile ne denli profesyonel bir işle karşı karşıya olduğumuzu açıklıyor.

Korku sinemasının ortaya çıkış serüveni; Avrupa’daki başlangıcı ve Amerika’da kendini bulması, sessiz sinema dönemlerindeki rolü; Hammer Film Productions ile yükselişe geçmesi ve önemli yıldız oyuncularla bütünleşmesi ve kendine has izleyicisini bulması şeklinde tarihsel bir bağlam ile başlayan eser, kronolojik bir sıralama yerine dönüm noktalarına vurgu yapan bir bakış açısı ile ele alınmış. Korku sinemasının sadece tarihi değil endüstriyel dönüşümü ve sektörel değişimlerin sinemadaki yansımaları da eserde yankı bulmuş. Korku türüne senelerdir yön vermiş olan korku unsurları da yani cadı, vampir, hayalet, mumya gibi öğeler de bu arşivlik çalışmada derinlemesine işlenmiş. Gotik edebiyata da ilgi duyan ve korku türünde öyküleri olan yazarın edebiyat uyarlamaları ile alakalı da söyleyecek sözü var elbette. Gotik sanatın anlatı unsurlarının korkuyu ve dehşeti harekete geçiren öğelerinin sinemaya uygun biçimde beyaz perdeye taşınması yazarın özellikle üzerinde durduğu bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bilim doktoru unvanını Hollywood Sinema Endüstrisinde Korku Unsuru Olarak Dracula’nın Metinlerarası Dönüşümü isimli teziyle kazanmış olan yazarın bu alana özel bir parantez açması elbette şaşırtıcı değil. Seri katiller, inanç korkuları, erotizm ve sansür meselesi, korku sinemasında çocuk imgesi, buluntu film gibi pek çok konuya değinen eserde değişen seyir pratikleri ile korku sinemasını ilerleyen süreçlerde neyin beklediği de tartışma konusu edilmiş. Nasıl ki her korku filminde korku işlevini üstlenen bir karakter, varlık veya adı konulmamış bir unsur varsa 50 Maddede Korku Sineması da Türk korku sineması bibliyografyası açısından korku boşluğunu dolduracak bir unsur şeklinde arşivlerdeki yerini alıyor.