200. yılında Karl Marx’ın sınıflı toplumdan sınıfsız topluma geçiş yolunda döşediği taşlara basarak yürümeye devam ediyoruz. Marx’ın bilime, işçi sınıfına ve sosyalizme katkılarını hocamız Korkut Boratav ile konuştuk

Korkut Boratav: Marx’ın siyasal iktisada  en önemli katkısı maddeci tarih görüşü

EBUBEKİR AYKUT

Marx, her şeyden önce bir devrimciydi”… Yoldaşı ve can dostu, kendi tabiriyle ‘ikinci keman’ Engels’in Marx’ın mezarı başında yaptığı konuşmadaki bu sözleri, ne bir teveccüh ne de bir mübalağa idi. Hayatı, eserleri, düşünceleri ve mücadelesinden açıklıkla anlaşılacağı üzere Marx, bir devrimciydi. Marx’ın bilime, işçi sınıfına ve sosyalizme katkılarını hocamız Korkut Boratav ile konuştuk.

»Karl Marx’ın siyasal iktisada (ya da burjuva iktisatçılarının deyişiyle ‘iktisada’) en önemli katkısı ve eleştirisi nedir?

Bence Marx’ın siyasal iktisada en önemli katkısı, Engels’in, “dünya tarihinin kavranmasına getirdiği devrimci yenilik” ifadesiyle özetlediği, maddeci tarih görüşüdür. Bu, özünde, sınıflı toplumların ekonomik çözümlenmesi için gereken teorik önermeyi içerir: Marx’ın ifadesiyle, “dolaysız üreticilerin ödenmemiş artık emeğine el koymanın özel ekonomik biçimi” üretim ilişkilerini oluşturur ve “yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiyi belirler ve karşılığında üretimi de, belirleyici bir unsur olarak, etkiler.” (Kapital, Cilt III, Bölüm 47/2).

Marx, siyasal iktisat çalışmalarında bu genel önermeyi kapitalizmin çözümlenmesi üzerinde odakladı. Artık-değer kavramı, bu çabaların ürünüdür ve kapitalizmin gelişimine, ‘hareketi’ne ışık tutan tüm diğer yasalarının merkezinde yer alır.

Öte yandan, yer yer Kapital’de (Cilt I, Bölüm VIII’de ve Cilt III’ün çeşitli bölümlerinde ve Grundrisse’de pre-kapitalist toplum biçimleri üzerinde zengin bilgiler ve çözümlemeler yer alır. Bunlar, başta Engels’e (örneğin Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni’nde) sonraki araştırmacılara ışık tutmuştur.

»Marx’ın kuramının çağdaş kapitalizmi açıklamadaki yeri nedir? Marx’ın inşa ettiği kuramsal çerçevenin hangi yönlerinin geliştirilmesi gerekiyor?

Marx 1859’da kapitalizmin incelenmesi için öngördüğü çalışma tasarımını şöyle özetliyordu: “Burjuva ekonomi sistemini şu sıraya göre ele alıyorum: sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek, devlet, dış ticaret, dünya piyasası.” Kapital’de ve diğer siyasal iktisat çalışmalarında bu gündemin ilk üç bölümünü tamamladı; devlet, dış ticaret ve dünya piyasası üzerinde yoğunlaşamadı. Bu eksikliğin tamamlanması sonraki Marksistlere düştü.

Kapitalizmin sorunlarını günü gününe izleyen Marx, bu çalışma biçimiyle sonraki kuşakların Marksistleri için de, bence şöyle bir çalışma tarzı salık veriyordu: “İncelediğiniz dünyanın gelişimini yakından izleyin; boşlukları doldurun; kuramsal önermeleri yeni olguların ışığında zenginleştirin…”

Dikkat ediniz, bu ifadelerle Marx’ın inşa ettiği kuramsal çerçevenin geliştirilmesini değil, yeni olgu ve bilgilerin ışığı altında zenginleştirilmesini öneriyorum. ‘Genel çerçeve’ oluşturulmuştur ve sağlamdır.

»Marx’ın düşüncelerinin dünyadaki sosyalist devrimlerle olan tarihsel ve aktüel ilişkisini açabilir misiniz?

Marx, tarihsel maddeciliğin temel tezlerinden birini, “toplumun maddi üretim güçleri, var olan üretim ilişkileri ile çatışmaya girdiğinde bir toplumsal devrim dönemi başlar” ifadesiyle açıklar. Buna, ünlü 11. Tez’de filozoflara yönelttiği ‘dünyayı değiştirme’ çağrısını da ekleyebiliriz.

Bu ‘toplumsal devrim’, farklı sistemlerde nasıl gerçekleşecek? Genel-geçer ‘devrim kuramları’ yoktur. Marx, Engels ve takipçileri kapitalizme son verecek toplumsal dönüşümün (‘devrim’in) kendiliğinden değil, iradî ve sınıfsal bir müdahale sonunda gerçekleşeceği hususunda fikir birliğindedirler. Ancak, bu ‘müdahale’nin biçimi, içeriği, aktörleri, zamanlaması zaman ve mekâna (somut toplumların somut koşullarına) bağlıdır.

Marx ve takipçilerinin, sınıflı toplumları, öncelikle kapitalizmi inceleyerek geliştirdikleri kuramsal, bilimsel sistem ile kapitalizme son verme doğrultusunda önerilen, uygulanan taktik ve strateji seçenekleri, örgütlenme, mücadele yöntemleri farklı düzlemlerde yer alır. Bu ikinci alan siyasi ve toplumsal mücadele alanlarıdır; bu nedenle de Marksist kuramcıların, devrimci eylemler üzerindeki katkılarında çeşitlenmeler çoktur. Tekrarlayayım: ‘Dünyayı değiştirme’ programlarında genel-geçer doğrular yoktur; aramak da beyhudedir.

» Sizin ifadenizle, Marx, kapitalist dünyada sermayenin vesayeti altına giren düşüncenin hegemonyasını eleştirdi. 200 yıl sonra, Marx’ın bu eleştirisi hâlâ geçerli midir?

Elbette geçerlidir. Günümüzde ideoloji alanında Marksist çalışmaların ana gündemi budur.