Sinemacılarla salgının etkilerini konuştuk. Koronavirüs tedbirlerinin yalnızca yüksek bütçeli işlere imkân tanıdığını ifade eden sinemacılar, bağımsız filmlerin rafa kalkma ihtimalini öngörüyor.

Koronavirüs bağımsız filmleri tehdit ediyor

IŞIL ÇALIŞKAN isilcaliskan@birgun.net

Salgınla birlikte sekteye uğrayan sinema sektörü, şimdi ikinci dalganın paniğini yaşıyor. Vizyon filmi eksikliğinden şikâyet eden salonlar son günlerde umudunu Christopher Nolan’ın çok beklenen Tenet’ine bağladı.

Ancak sinemacılar sonrasını öngöremiyor. Devletin açıkladığı tedbirlerin yüksek bütçeler gerektirdiğini ifade eden sinemacılar, ikinci dalga uyarıları ile yeniden kapana kısılma korkusu yaşıyor; bununla beraber “Yalnızca büyük bütçeli işlerin çekilebildiği, bağımsız film projelerinin rafa kalktığı günler yaşayabiliriz" öngörüsünde bulunuyor.


Sinemacılara önümüzdeki günlerde kendilerini nelerin beklediğini sorduk. Sinema yazarı Banu Bozdemir, oyuncu Işıl Yücesoy, Yönetmen-oyuncu Müfit Can Saçıntı ve Sinema Televizyon Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Damla Kırkalı cevapladı.

SALONLAR GÖSTERECEK FİLM BULAMIYOR

koronavirus-bagimsiz-filmleri-tehdit-ediyor-773297-1.

Sinema yazarı Banu Bozdemir: O kadar dışarıda olmaya ve bir arada bir şeyler yapmaya adapte olmuş hayatlarımızın bir salgınla geri çekilmesi hepimiz için inanılmaz bir deneyim. Uyum sağlamaya çalışmakla bir an önce geçip gitmesini beklemek arasında garip bir çizgideyiz. Çevrimiçi festivaller, online gösterim ve törenler derken sanal bir dünyanın içine hapsolduk. Daha birinci dalganın bitmediği ve belirsiz günlerin devam ettiği süreçte her şeyde olduğu gibi sinema sektörünün geleceği de kaygı verici. Ülkemiz açısından bakarsak; birkaç filmin çekildiğini, (stok diyorum ben onlara) vizyonun, salonların eski filmlerle renklendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu hafta ve sonraki birkaç hafta Christopher Nolan’ın çok beklenen filmi Tenet’in biraz hareket yaratacağını ve insanların tedbirler alarak salonlara koşacağını düşünüyorum ama ondan sonrası yine belirsiz ve hareketsiz! Sektörü bir bütün olarak düşünürsek çekilemeyen filmler ve gösterecek film bulamayan salonların durumu hâlâ vahametini koruyor. Ama sanat her zaman çözüm bulmayı, evrilmeyi ve koşullara uyum sağlamayı başaran bir akışkanlık da barındırıyor. O yüzden salgının durumuna göre yine sanal alemde, evlerde çekilmiş, küçük küçük tadımlık işler göreceğimizi düşünüyorum. Ama genele baktığımızda umutsuz ve ekonomik olarak geri dönüşü olmayan durumlar yaşanabilir ve yaşanıyor. Ama umut her zaman var!

ÇAĞIN TRAJEDİSİYLE YAŞAMAYI ÖĞRENMEMİZ GEREK

koronavirus-bagimsiz-filmleri-tehdit-ediyor-773298-1.

Oyuncu Işıl Yücesoy: Yaşam öyle ya da böyle bir şekilde devam ediyor. Çalışma hayatı, ekonomi, toplumun kapalı kalması artık mümkün değil. Sinema ve dizi dünyasının bu yeni oluşumdan ayrı tutulması düşünülemez. İkinci dalganın geldiği ve etkinleştiği vaka sayılarından belli. “Bana bir şey olmaz” vurdumduymazlığını bir kenara atarak, bütün kurallara uyarak bu çağın trajedisiyle yaşamayı öğrenmemiz gerek.

SEYİRCİYİ SAYMAZSAK KİMSESİZİZ

koronavirus-bagimsiz-filmleri-tehdit-ediyor-773299-1.

Yönetmen, oyuncu Müfit Can Saçıntı: Ben kendi adıma ikinci dalgaya çok güçlü bir şekilde hazırım. Çünkü kendime YouTube’u siper ettim bekliyorum. İnternete koronavirüs işlemiyor. Demek istediğim şu... Kendi imkânlarımla bir film çektim ve YouTube’a yükledim. Seyirci ile bundan sonra internette buluşmayı hedefliyorum. Bu salgın geçici ama bağımsız-özgür sinemacıların virüsten daha kalıcı sorunları var... Bu kalıcı sorunların adı kapitalizm salgını. Piyasa koşullarıyla boğuşuyoruz. Çok çalışıyoruz. Vizyon masraflarını göğüslemeye çalışıyoruz. Dağıtım tekellerine teslim olmamaya çalışıyoruz. Devlet yardımı karşısında karaktersizleşmemeye çalışıyoruz... Ve bu mücadeleler karşısında kim ne derse desin yalnızız. Seyircimizi saymazsak kimsesiziz. Her şeye rağmen yıkılmadık YouTube’da seyircimizi bekliyoruz.

VİZYON SERÜVENİNİ ÖNGÖRMEK GÜÇ

koronavirus-bagimsiz-filmleri-tehdit-ediyor-773300-1.

Sinema Televizyon Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Damla Kırkalı: Covid-19 sebebiyle en çok iş çekilen yaz sezonunda bile neredeyse durma noktasına gelmiş olan sinema sektörünün ikinci bir dalga olması durumunda ne hale geleceği büyük bir muamma. Setlerde uygulanması gereken pandemi tedbirleri haliyle bütçeleri artıyor. Ekonominin durumunu da gözettiğimizde, yalnızca büyük bütçeli işlerin çekilebildiği, bağımsız film projelerinin rafa kalktığı günler yaşayabiliriz. Kalabalık ya da temas gerektiren sahnelerden kaçınmak da iyice elzem olacak. Dahası, zaten bağışıklık sisteminin düştüğü, grip gibi mevsimsel hastalıkların baş gösterdiği soğuk kış aylarında film çekmek çok daha riskli hale gelecek. Üstelik, kısıtlama tedbirleri alınmasa bile çekilecek işlerin vizyon serüvenin nasıl olacağını öngörmek güç. Zira sinemaya gitmek yalnızca pandemi sebebiyle değil, ekonomik iklim sebebiyle de seyirciyi zorlayacaktır. Özetle, sinema dünyasının ikinci dalgaya hazır olduğunu söylemek doğru olmayacaktır.