Koronavirüs Türkiye’yi kurtarabilir (ütopya)

Koronavirüs katlanarak insanoğlunu tehdit etmeye devam ediyor. Krizin tehdit ettiği önemli bir diğer alan ise teknoloji. Teknoloji dünyası kelimenin tam anlamıyla darmadağın oldu.

Son rakamlara göre 1300’den fazla insan, virüs yüzünden yaşamını yitirdi, 60 binin üzerinde insana da virüs bulaşmış durumda. Özellikle son bir kaç gündür gelen haberlere göre yayılım çok hızlanmış durumda.

Mobil teknolojilerin en büyük organizasyonu olan Mobil Dünya Kongresi’nin (MWC 2020) virüs sebebiyle bu yıl yapılamayacağını açıkladı. Aslında bu açıklamayı yapmamak için epey bir süre direndiler. Sebebini anlamak çok kolay. Milyonlarca euro gelir beklentisiyle ellerini ovuşturan İspanyollar hayal kırıklığına uğradı. Aylar öncesinden peşin alınan paralar “maalesef” geri ödenmek zorunda kalacak. Ekonomilerinde kesinlikle hiç hesapta olmayan bir kayıp yaşacaklar. Bu sebeple belki yaparız diyerek çok direndiler. Dev katılımcıların ardı ardına “Barselona’ya gelmiyoruz” açıklamaları ve gazetecilerin gitmek istememeleri iptal kararının alınmasında çok etkili oldu. İyi de oldu. Sağlık her şeyden önemli.

Gelelim teknoloji dünyasının virüs sebebiyle düştüğü zor duruma.

Her şeyden önce Barselona’da lansman yaparak yeni ürünlerini duyuracak firmaların tüm planları alt üst oldu diyebiliriz. Mesela ben Oppo’nun davetlisi olarak Barselona’ya gidecektim. 22 Şubat onların yeni ürünlerinin lansman günüydü. Şimdi aldığım bilgilere göre Mart başında bağımsız bir global lansman organize ederek tanıtımlarını yapacaklar. Bir yıl boyunca çalışıp bu kongreye hazırlanan binlerce firma, kendini tanıtıp geliştirdiği teknolojiyi hem potansiyel iş ortaklarına hem tüm dünyadan gelen gazetecilere göstererek tanıtımını yapacaktı. Etkinliğe hazırlanan bazı küçük şirketlerin pek çoğu belki de buradan aldığı darbe yüzünden 2021’i göremeyecek, yatırım alamayacak, hayalleri sona erecek.

Dünyanın üretim üssü Çin’de virüs hızla yayılmaya devam ediyor. Neredeyse aklınıza gelebilecek tüm ürünlerin orada üretildiği düşünülürse, 2 ay boyunca kısıtlı veya hiç çalışamayan fabrikalarda her şey normale döndüğünde inanılmaz bir yığılma olacak. 2 ay dedim ancak daha da uzayabilir. Mesela Nisan ayında yapılması planlanan Formula1 yarışları ileri bir tarihe ertelendi bile. Normalleşme belki Haziran ayında olacak. O zaman işte üretim işi tamamen çorbaya dönebilir. 2020 yılında hatta 2021 yılında karşımıza çıkması planlanan yeni modelleri gecikmeli olarak görme ihtimalimiz maalesef var. 5G’ye geçiş sürecinde bile aksamalar olabilir. Biliyorsunuz Huawei en önemli altyapı üreticilerinden bir tanesi ve Vodafone’un global çözüm ortaklarından. Bu geçiş ile ilgili henüz bir açıklama yok ama bu ihtimali de göz önünde bulundurmalıyız. Bize zaten hızlı internet biraz geç geliyordu bakalım şu şartlarda ne kadar sonra gelecek.

Apple, üretimi en merak edilen şirketlerin başında geliyor. Haziran ve Eylül aylarında yeni ürünlerini duyurduğu gözününe alırsak bu virüs meselesi onları da olumsuz etkileyecektir.

Üretim önemli konu tabi ki ancak işin ekonomisi tüm dünya ekonomilerini de derinden etkileyecek. Üstelik bizim gibi kırılgan ekonomiler için durum daha da zorlayıcı olacaktır. Çin’in durumu herkesten daha kötü olacak ve dünya çapında durgunluğa sebebiyet verecektir. Ekonomi uzmanı elbet değilim ancak bunun görmek için uzman olmaya da gerek yok.

Bu krizin bize gösterdiği başka bir önemli konu daha var. Tek merkezli üretim üssü olma durumu, dünya devlerini üretimi dünya üzerinde yayma eğilimine gireceklerdir. Ucuz işçiliğin olduğu coğrafyalar, özellikle deniz, hava ulaşımı güçlüğü olan yerler için yeni bir fırsat olabilir. Bunun dezavantajları da yok değil. Standart kalitede üretim yapmayı, hızlı ve hata oranı düşük işler çıkartmayı çok iyi öğrenen Çinliler gibi üretim yapabilmek kolay iş değil. Coğrafyanın çalışma performansını ve insan karakterini etkilediğini düşünecek olursak, öğlen uyumayı seven, az iş çok para diye düşünen vatandaşların olduğu ülkeleri hemen eleyebiliriz.

Türkiye için bu kriz ile ilgili büyük fırsat görüyorum

Teknolojiyi üretecek tesisler konusunda iyiyiz, bunun için gerekli çalışacak potansiyelimiz var. İşsizliğin %13’leri geçtiğini düşünecek olursak bizim için ilaç gibi bir süreç olabilir. Sadece bu da değil. Üç tarafımız denizlerle çevrili, hava ulaşımı güçlü bir ülke olmamız. En önemlisi Avrupa-Asya-Afrika üçgeninin tam ortasında olmamız çok büyük avantaj. İster doğuya, ister batıya eşit mesafede uzağız. Bu konuyla ilgili bence kafa patlatılması gerekiyor. Vergi avantajları, fabrika arazilerinin ucuza tahsisi vs. gibi pek çok cazip teklifle dünya devi markaların üretim üssü neden olmayalım?

Kim bilir belki bu virüs Türkiye için büyük bir fırsattır.