Koronavirüs geçirip hastalığı yenmiş kişilerin geliştirdiği antikorların durumu ağır hastalara nakledilmesini öngören immün plazma tedavisi, koronavirüse karşı Türkiye’de ilk kez başladı

Koronavirüse karşı Türkiye’deki ilk plazma tedavisi başladı


İnönü Üniversitesi, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı immün plazma yöntemiyle tedaviye başladı.

Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, yaptığı açıklamada, bünyelerindeki Turgut Özal Tıp Merkezi’nde, yeni tip koronavirüse yakalanıp iyileşmiş ve sonrasında testleri negatif gelen bir hastadan plazma toplayarak dün itibariyle tedaviye başladıklarını söyledi.

Covid-19'un Çin'den başladığını ve dünyaya büyük bir salgın olarak yayıldığını aktaran Kızılay, "Avrupa, Amerika, bütün ülkeler bu konuda çok ağır tablolarla salgınla baş etmeye çalışıyor. Ülkemizde tablo daha olumlu, iyi, yönetebileceğimiz düzeyde. İnşallah bunu da en iyi şekilde götürmeyi ülke olarak başaracağız, buna bütün kalbimle inanıyorum" dedi.

Tedavi yönteminin kendilerine umut verdiğini aktaran Kızılay, şöyle devam etti:

"Çin'de 5 hastayla başlandı, olumlu sonuçlar alındı. Şimdi Amerika da 24 Mart'ta bu tedavi yöntemine onay verdi. Sağlık Bakanlığımız da 3-4 gün önce genelge yayınlayarak Covid-19 geçirerek iyileşmiş hastalardan belirli şartları sağlayan hastalardan alınacak plazmanın, plazma ferez yöntemiyle, tablosu ağır olan Covid-19 hastalarına uygulanmasının faydalı olabileceğini ve bunun büyük merkezler tarafından uygulanabileceğine izin verdi. Bu izin doğrultusunda, oradaki şartlar ve genelgenin maddeleri doğrultusunda, Türkiye'de ilk kez Turgut Özal Tıp Merkezi’mizde iyileşen Covid-19 hastasından plazma alarak, plazmaferez yöntemiyle çok ağır tablodaki yoğun bakımda yatan bir hastamıza uyguladık. İyileşen 46 yaşındaki hastamız verici oldu, 56 yaşında yoğun bakımda ağır tabloda olan ve makineye bağlı bir hastamıza bunu tedavide uyguladık."

'DAHA ÖNCE KULLANILDI'

Kızılay, hastayı yakından takip ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bundan çok ümitvarız çünkü diğer tedavilerin hiçbiri kesin tedavi yöntemi olarak henüz dünyada söylenemiyor ama hepsinin bir faydası, etkisi farklı farklı var. İyileşen hastadan alınan yöntem de şunu içeriyor: İyileşen hastanın kanında antikorlar var. Antikorlar o hastayı iyileştirdi ve o antikorlar kanında oluştu, yani hastalığa karşı vücut kendini koruma mekanizmasına geçerek, antikor üreterek hastalığı yendi. Buradaki amacımız o hastanın plazmasında Covid-19'a gelişen bağışıklık, antikorları yoğun bakımdaki Kovid-19 ile mücadele eden hastalara vererek o hastanın iyileşmesini sağlamak. Bu yöntem daha önce farklı hastalıklarda da kullanılan bir yöntem. Daha önce SARS'da, MERS'de farklı viral hastalıklarda bu yöntem kullanıldı ve başarılı oldu. Burada da başarılı olacağına inanıyoruz. Çok umutluyuz, çok ümitvarız bu yöntemin başarılı olacağına."

Türkiye'nin en büyük aferez ünitesine sahip olduklarını bildiren Kızılay, yılda 5 bin civarında plazmaferez, 10 binin üzerinde trombosit tedavisi uyguladıklarını söyledi.

‘PLAZMAFEREZ YÖNTEMİNDEN ÇEKİNMESİNLER’

Prof. Dr. Kızılay, Covid-19 sonucu pozitif çıkıp daha sonra hastalığı yenenlere çağrıda bulunarak, şunları kaydetti: "Covid-19 pozitif çıkıp da hastalığı yenen ve Sağlık Bakanlığı’nın koyduğu kriterlere uygun hastalarımızın bize gelmesini istiyorum, onları davet ediyorum. Plazmaferez yönteminden çekinmesinler. Hastalığı geçiren bir hastamıza bu yöntemin kendisine hiçbir zararı olmayacağını söyleyebilirim. Kendisi hastalığı yendiği için çok ağır tablodaki hastalara çok faydası olmasını bekliyoruz. Bu hastalığı geçirip iyileşmiş hastalarımızın plazmaları ağır hastalarımız için yeni bir umut doğuruyor. Bunu en iyi şekilde uygulamak bizim gibi büyük hastanelerin görevi. Bu iş için 24 saat, tüm ekibimiz hazır. İnşallah buradan olumlu, çok ümitli sonuçlar alacağız."

Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre Nakli ve Aferez Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt da uygulamadan başarılı sonuç almayı hedeflediklerini belirterek, "Sağlıklı vericiden 830 cc plazma topladık. O plazmanın 400 cc'sini ilk etapta hastamıza uyguladık. Ondan sonra haftada 200 cc olarak devam edeceğiz. Bir sağlıklı vericiden, yaklaşık, bir hastamızda kullanacağımız plazmayı elde edebiliyoruz. O nedenle koronavirüsten iyileşen ve sağlıklı hale gelen hastalarımızın verici olarak bize plazma vermelerini tavsiye ediyoruz" diye konuştu.

İMMÜN PLAZMA NEDİR?

İmmün plazma, corona virüsü hastalığını yenen insanların kanından bu hastalığı durduracak antikorların izole edilerek diğer insanların tedavisinde ve korunmasında kullanılması esasına dayanıyor. Hastalığı yenenlerin plazma ve hücre bağışında bulunması gerekiyor. Yoğun bakımda yatan hastalar için bağışık olan insanların hücrelerini ve kanındaki antikorları kullanılacak.

TEDAVİ NASIL YAPILIYOR?

Plazma tedavisi ya da immün plazma yöntemi aslında uzun yıllardır tıpta çeşitli hastalıkların tedavisi için kullanılan bir yöntem. Destekleyici bir tedavi olarak kullanılıyor. Hastalığı geçirip atlatmış ve vücudu hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olan kişilerden alınan antikorlar, hasta olan kişiye naklediliyor. Böylece kişinin kendi bağışıklığını geliştiremediği ya da eksik kaldığı durumlarda iyileşme sağlanabiliyor. Yöntem daha önce SARS ve Ebola salgınlarında da kullanılmıştı.

Türkiye, bu tedavi yöntemini yeni tip koronavirüs tanısı konmuş hastalara uygulayacak olan tek ülke değil. Geçen ay ABD’nin Gıda ve İlaç Yönetimi (FDA) “acil durumlarda” hastalarda deneysel olarak kullanımına izin verdi. Çin ve İsrail de yine plazma tedavi yöntemini salgınla mücadele takvimine alan ülkelerden.

Ancak COVID-19 hastalığı ve SARS-CoV2 olarak bilinen yeni tip koronavirüs, modern tıp literatürüne yeni girdi. Dolayısıyla, hastalığın tedavisinde bu yöntemin ne kadar etkili olacağı, henüz çok geniş çaplı araştırmalarla ortaya konabilmiş değil.

COVID-19 İMMÜNİZE PLAZMA TEDARİK ASGARİ KRİTERLERİ

COVID-19 virüs enfeksiyonuna yakalanmış ve sonrasında iyileşmiş bireylerin bağışçı olabilmesi için:

► Bu kişilerin enfeksiyonu geçirmiş olduğuna dair laboratuvar test sonucu gereklidir.

► Bağıştan 14 gün öncesinde bu kişilerin klinik semptomları tamamıyla ortadan kalkmış olmalıdır.

► Bir ya da daha fazla kez olmak kaydıyla nazofarengeal sürüntü örneği ile yapılan test sonucunun ya da kan numunesinden çalışılan moleküler test sonucunun “NEGATİF” olması gerekmektedir.

► İyileşmiş bireylerin, mevcut yasal mevzuata uygun olarak kan bağışçısı olabilmesi için gerekli sorgulamanın yapılması (Kısa Fizik Muayene, Aferez Bağışçısı Bilgilendirmiş Onam Formu'nun Doldurulması, Kan Bağışçısı Sorgulama Formu'nun Doldurulması ve Değerlendirilmesi)

► Plazma bağışı yapması uygun olarak değerlendirilen bağışçılardan alınacak serum örneklerine Ulusal mevzuata uygun olarak mikrobiyolojik tarama testlerinin çalışılması. (Serolojik olarak HBsAg, anti-HCV, anti-HIV 1-2 ve anti-sifiliz Ab testleri)

► Plazma bileşeninin aferez yöntemi ile toplanması.

► Aferez yöntemiyle bağışçılardan en az 48 saat ara vermek kaydıyla haftada en çok 2 kez bağış kabul edilmesi.

► Bileşenin izlenebilirliği amacıyla immün plazma için Kızılay'dan ISBT 128 kodu alınması.

► İmmün plazma tedarik ve uygulamasında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlemiş olduğu ücret dışında hiçbir ek ücret alınamaz.

Kaynak: AA, DW Türkçe, Sözcü