Uzaklaştırma kararı olmasına rağmen kadınlar, erkekler tarafından saldırıya maruz bırakılıyor. Avukat Hülya Gülbahar, hâkimlerin ‘panik butonu, elektronik kelepçe’ gibi önlemleri alması gerektiğine dikkat çekiyor.

Koruma kararı uygulanmıyor

Dilan Esen

İstanbul Sözleşmesi’nin fesheden iktidarın cesaret verdiği erkekler, uzaklaştırma kararlarını tanımadan kadınlara yönelik saldırılarını sürdürüyor. Önceki gün Samsun’da ve Antalya’da iki erkek önceki gün 2 kadına saldırdı. Samsun’da uzaklaştırma kararına rağmen Ayşe Cenikli, boşanma aşamasında olduğu Bülent Cenikli tarafından öldürüldü. Antalya’da ise yine uzaklaştırma kararına rağmen kadın, saldırgan erkek tarafından yaralandı.

6284 Sayılı Kanun’a göre şiddete maruz bırakılan ya da öldürülme tehlikesi bulunan kadınlar, erkekler hakkında uzaklaştırma kararı aldırabiliyor. Ancak yalnızca uzaklaştırma kararı kadını korumaya yetmiyor. Öte yandan erkeklerin, iktidar ve gericilerin sık sık hedef aldığı İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden cesaret aldığı da sıklıkla dile getiriliyor.

Uzaklaştırma kararına rağmen kadınların saldırıya maruz bırakılmasına tepki gösteren feminist Avukat Hülya Gülbahar da hâkimlerin uzaklaştırma kararlarına ek önlemler alarak şiddet ve cinayeti engelleyebileceğine vurgu yapıyor.

Hâkimlerin uzaklaştırma kararı verirken yaşanan olayın özelinde risk değerlendirmesi yapmadığına dikkat çeken Gülbahar, söz konusu daha uzun ya da farklı koruma kararları verilebileceğinin altını çiziyor. 6284 sayılı Kanun’da hâkimlere tedbir kararı alırken oldukça geniş bir hareket alanı sunulduğunu aktaran Gülbahar, şunları söylüyor: “Hâkimin olayı tüm yönleriyle kavrayıp olaya özgü kararlar alması gerekiyor. Elektronik kelepçe, panik butonu, başka bir kentte ikametinin sağlanması için maddi yardımların verilmesi gibi kararlar alınmalı. Ancak uzaklaştırma kararlarının etkili uygulanabilmesi için destekleyici kararlar verilmiyor.” 2016’da yayımlanan resmi verileri hatırlatan Gülbahar, yaklaşık 55 bin kadının koruma kararı aldığını ancak bunların yalnızca 10’una geçici maddi yardım, 6’sına da kreş yardımı yapıldığını belirtiyor.

KOPYALA YAPIŞTIR KARARLAR ALINIYOR

Koruma kararlarının oldukça ‘standartlaştığını’ ifade eden Gülbahar, “Kararlar çok standart kopyala yapıştır. Hâkimin dosyaya baktığı yok. Kararın adını bile unutuyorlar. Bazen sadece isim değiştiriyorlar. Koruma kararı diye verdikleri şey telefon numarası” diyor.

Gülbahar, kadınlar hakkında verilen koruma kararlarının ihlali durumunda yine 6284’te tanımlanmış ‘zorlama hapis uygulamasını’ da hatırlatıyor. Saldırgan erkeklerin koruma kararlarını ihlal ettiği anda mahkeme kararı olmadan 3-10 gün süreyle hapse atılabileceğini anımsatan Gülbahar, şunları dile getiriyor: “Caydırıcı bir nitelik bu. Koruma kararını ihlal ettiği anda hapse atılması gerekiyor. Zorlama hapsi uygulanmıyor. ‘Tebligat yapılmadı’ gibi bahaneler kullanılıyor. Tek tük uygulansa da kamuoyu duymuyor. Ne kadar uygulandığıyla ilgili veri de sunulmuyor.

***

Kadınlar güvende hissetmiyor

TÜİK Demografi İstatistikleri Daire Başkanı Önder Değirmenci, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Komisyonu’nda ‘İstatistiklerle Kadın’ başlıklı sunum yaptı. Önder Değirmenci, 2009-2019 yıllarında kadın cinayetlerinde en fazla 35-39 yaş aralığındaki kadınların öldürüldüğünü söyledi. Değirmenci, “Verilere göre 35-39 yaş aralığında 280 kadın, 0-4 yaş arası 35, 5-9 yaş arası 36, 10-14 yaş arası 43, 65 yaş üstü 190 kadın öldürüldü” dedi. Değirmenci, ‘2020 Yaşam Memnuniyeti Araştırması’ndan elde edilen sonuçlara göre gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissetme oranının ise erkeklerde yüzde 10, kadınlarda yüzde 27 olarak tespit edildiğini söyledi.