Karaciğer ve pankreas yağlanması son yıllarda artıyor. Bu duruma neden olan en önemli faktörlerin başında ise dengesiz ve sağlıksız beslenme geliyor. Sosyal ve ekonomik koşulların sağlıklı beslenmeye ulaşmayı engellediğini belirten hekimler “Karaciğer ile pankreas yağlanması ciddi hastalık nedeni” diyor.

Kötü beslenme karaciğer düşmanı
Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Sibel BAHÇETEPE

Türkiye'de karaciğer yağlanma oranı yüzde 60, pankreas yağlanma oranı ise yüzde 70’lerde. Giderek artan yağlanma, karaciğer sirozuna ve kanserine de zemin hazırlıyor. Yağlanma ve obezite tehlikesinin yalnızca karaciğeri değil, pankreası da etkilediğini belirten hekimler, “Çocukluktaki kilo artışı, erişkin çağda karaciğerin yağlı olması adına en önemli göstergelerden biri. Bu nedenle çocukluk çağında dengeli ve sağlıklı beslenme önemli. Her iki yağlanma da çok tehlikeli” uyarısında bulundu.

Antalya’da düzenlenen 39. Ulusal Gastroenteroloji Haftası ve 10. Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresi'nde karaciğer ve pankreas yağlanması da masaya yatırıldı. BirGün’ün sorularını yanıtlayan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve 39. UGH Kongre Başkanı

Prof. Dr. Orhan Sezgin, günümüzde en sık görülen karaciğer hastalıklarının temelini karaciğer yağlanmasının oluşturduğunu söyledi.

YANLIŞ DİYETLER

Karaciğer hücrelerinde fazla miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanan yağlanmanın birçok nedeni olduğunu belirten Prof. Sezgin “En önemlisi fazla kilo, insülin direnci ve alkol kullanımıdır. Özellikle son dönemde yanlış diyet alışkanlıkları ile sıklığı giderek artmaktadır. Ekonomik krizler de insanların diyet alışkanlıklarını değiştirerek sağlıksız beslenme sonucunda karaciğer yağlanmasına neden olabilirler. Karaciğer yağlanması öncelikle karaciğer hücrelerinde basit yağ birikmesi olarak başlayıp daha sonra karaciğer iltihaplanmasına ve bunun sonucunda da özellikle yatkın bireylerde siroz hastalığına ilerleyebilir. Hatta karaciğer kanserine de yol açabilir. Bu nedenle erken yakalanıp gerekli tedavilerin yapılması önemlidir" dedi.

ZEMİN HAZIRLIYOR

Dernek olarak 2 yıl önce Kapodokya bölgesindeki iki ilçede 5 bin kişide tarama yaptıklarını anımsatan Sezgin, şöyle devam etti: “Dünyada karaciğer yağlanması sıklığı yüzde 10-40 arasında olmakla birlikte son dönemde giderek artmaktadır. Türkiye’de Türk Gastroenteroloji Derneği’nin yaptığı Kapadokya Kohort Çalışması’ndaki taramada Türk toplumunda karaciğer yağlanmasının yüzde 60 oranında olduğunu gördük. Bu çok yüksek bir oran. Maalesef toplumumuzun yüzde 35 kadarı kilolu, yüzde 42'si obez. Avrupa'da bu açıdan birinciyiz. Türk toplumunda şeker hastalığı oranı yüzde 15. Hareketsiz ve fiziksel aktiviteyi sevmeyen bir toplumuz. Bunlar birleşince karaciğer yağlanmasına zemin hazırlanıyor. Sonuçta karaciğer yağlanması dışarıdan basit bir rahatsızlık gibi görünse de aslında uzun dönemde çok ciddi sonuçlara yol açabilen bir hastalıktır. "

2. ÖLÜM NEDENİ OLACAK

Türk Gastroenteroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cindoruk ise pankreas yağlanması ve kanserine dikkat çekti. Pankreas kanserinde erken teşhise dikkat çeken Cindoruk “Sessizce ilerleyen pankreas kanseri, semptomlarını çok geç gösterdiği için çoğu zaman son aşamalarda fark edilmektedir. İştahsızlık, kilo kaybı, karın ağrısı, bulantı, sarılık, aniden ortaya çıkan diyabet (şeker hastalığı) olan hastalar pankreas kanseri açısından değerlendirilmelidir” dedi. Yağlanma ve obezitenin yalnızca karaciğeri değil, pankreası da vurmaya başladığını söyleyen Cindoruk, "ABD'de yapılan çalışmalarda pankreas kanseri dünya geneli kansere bağlı ölümler sıralamasında 6'ncı sırada. 2030 yılında pankreas kanserinin 2'nci sıraya yükseleceği yönünde öngörü var. En çok erkeklerde görülen bir kanser hastalığı. Hastalarımızın bilinçli olması gerekiyor. Sigara ve alkol tüketimi, pankreas kanserine yol açan önemli faktörler" değerlendirmesini yaptı.

***

ÇOCUKLUKTA BESLENME ÖNEMLİ

Artan ekonomik kriz, yeterli ve dengeli beslenememeyi de beraberinde getirdi. Karaciğer yağlanmasındaki en önemli faktörlerden biri beslenme alışkanlıkları. Günümüzde ise sağlıklı ve dengeli beslenmeye ulaşamamak. Özellikle çocuklar arasında hâlâ kahvaltı yapamayan ya da öğlen öğününü atlayan çocuklar bulunuyor. Sağlıksız ve dengesiz beslenme karaciğer yağlanması başta olmak üzere pek çok hastalığa da davetiye çıkarıyor. Prof. Dr. Sezgin, bu duruma ilişkin şunları söyledi: “Sağlıklı beslenme kavramı üç ana öğün ve arada iki ara öğünden oluşan, diyet kompozisyonunun dengeli olduğu, bütün karbonhidrat, protein ve yağların dengeli dağıldığı bir diyettir. En sağlıklı diyet de Akdeniz tarzı diyet dediğimiz diyettir. Yani bol yeşillik, sebze, zeytin ve zeytinyağı, süt ve süt ürünleri, yoğurt, peynir gibi kefir gibi, yağın ve kırmızı etin daha az olduğu ama beyaz etin, balığın daha yoğun olduğu sağlıklı dengeli bir yapı. Tabii sosyal ve ekonomik koşullar sebebiyle insanlar bu tarz sağlıklı diyete miktar olarak ulaşamadıkları zaman besin öğelerinin çoğunu karbonhidrat yani ekmek tarzı şeyler karbonhidrat, pirinç gibi şeylerden alıyor. Bu da sonuçta çocukluk çağından itibaren başlayan bir yağlanmaya, obeziteye yol açıyor. Çocukluktaki kilo artışı, erişkin çağda karaciğerin yağlı olması adına en önemli göstergelerden biri. Karaciğer yağlanması çünkü şeker hastalığıyla, insülin direnciyle, damar sertliği ve kalp damar hastalıklarıyla, kanser gelişimiyle direkt ilişkili. Pankreas yağlanması da son dönemde çok fazla önem verdiğimiz, üzerinde durduğumuz, bizzat araştırmalar yaptığımız bir durum. Önce pankreas yağlanıyor, sonra karaciğer yağlanıyor. Bu sağlıksız beslenmenin, dengesiz ve bilinçsiz beslenmenin, hareketsizliğin, sporu sevmememizin sonuçlarından.”

***

YÜRÜYÜŞ VE SU TÜKETİMİ ÖNEMLİ

Karaciğer yağlanmasına karşı yapılması gerekenler şöyle:

•Beslenme alışkanlığını düzenlemek
•Akdeniz tipi beslenmek
•Hareket etmek
•Haftada en az 3 defa 45-50 dakika 5 bin adım gibi yürüyüş yapmak
•Suyu bol tüketmek
•Aşırı karbonhidrat ve yağlı gıdalardan kaçınmak
•Sebze ağırlıklı beslenme önemlidir. Ekmek miktarı azaltılmalı