Bugün, Türkiye için çok önemli bir oluşumun yıldönümü.Bugün, Türkiye Cumhuriyetinin “dünyaya hediye” ettiği iki önemli modelden birinin kuruluş günü!..

Bugün, Türkiye için çok önemli bir oluşumun yıldönümü.
Bugün, Türkiye Cumhuriyetinin “dünyaya hediye” ettiği iki önemli modelden birinin kuruluş günü!.. Cumhuriyetin “aydınlanma döneminde” devrimlerin yerleşmesi ve insanlarımızın gelişmesi için düşünülen “Köy Enstitüleri ile Halkevlerinden” birinin yaş günü!..
Bugün, “Köy Enstitülerinin” yaşamımıza olan katkısını “Anamur Eğitim-Sen’le” birlikte görkemli bir şekilde kutlayacağız.
Eğitim-Sen Anamur Şubesi Başkanı Mustafa Bakır ve arkadaşları, Anadolu’nun en güney ucunda aydın, çağdaş, demokrat ve uygar Anamurlulara yakışır bir programla Köy Enstitülerini anacaklar.
Ben de Anamur’dayım.
Ülkemizi saygın bir hale getiren ve birer “halk önderleri “olan “Köy Enstitülülerle” birlikte olmak, onların ağzından geçmişi ve bugünü dinlemek, yarattıklarını alkışlamak, şansların en “büyüğü” olsa gerek!...

•••
Cumhuriyetimiz kurulduğunda, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da önemli devrimler yapıldı. Bu dönemde kadın-erkek tüm vatandaşlarımızın İlköğretim aşamasından tam olarak yararlanmasını hedefi öncelikle ele alındı. Ancak, hedefe ulaşılması için çok ciddi engeller vardı. Okul yoktu. Olanaklar son derecede kısıtlıydı. Mevcut öğretmen okulları kent, ilçe ve kasabaların gereksinimini bile karşılamaktan uzaktı.
1930’lu yıllara gelindiğinde kent, ilçe ve kasabalarda ilköğretim sorunu bir ölçüde çözülmüştü. Ama hala yaklaşık 40 bin köyümüzün 35 binine okul ve öğretmen gönderilmemişti…

•••
1934 yılından itibaren “ilköğretim sorunu” ağırlıklı olarak ele alındı.
Nüfusu az köylerde 3 yıllık eğitmenli ilkokul, nüfusu çok köylerde ise 5 yıllık öğretmenli ilkokul açılması ilkesi benimsendi.
1935–36 ders yılında eğitmen kursları, 1937–38 ders yılında da köy öğretmen okulları açılmaya başlandı. Bu kurs ve okullara sadece köy çocukları alındı. Uygulamanın başarılı olması üzerine sistem gözden geçirilerek geliştirildi ve 17 Nisan 1940 yılında Köy Enstitüleri yaşama geçirildi. Açılan 21 Köy Enstitüsü’nde köylerimizin gereksinimi olan çok yönlü öğretmenler yetiştirildi.

•••
Köy Enstitülerinde köy öğretmenleri, öğretmenlik bilgileri yanında bir sanatı ve modern çiftçiliği de öğrenmiş olarak yetiştiriliyorlardı.
Köy Enstitülerinin eğitim programının yüzde 50si kültür, yüzde 25i tarım,yüzde 25’i ise teknik konuları içeriyordu.
Köyün gereksinimi olan sağlık memurları da bir süre bu kurumlarda öğrenim görmüşlerdi. Köy Enstitülüler, “köyden geldikleri için köye koşarak gittiler”.
Yoksulluğu, cahilliği yok ettiler!...

•••
Köy Enstitüleri, Türkiye’nin gerçeğinden çıkma, kendi insanının yaratıcılığıyla gelişmiş bir sistem olarak “dünya eğitim tarihinde saygın” bir yer almıştır.
Köy Enstitüleri, Türkiye’nin geçen yüzyıl geliştirdiği ve bu yüzyılda da birçok dünya ülkesinde hâlâ örnek olarak gösterilen bir uygulama modeli olmuştur.

•••
Köy Enstitüleri’nde yetişenler arasından bir sanatçı kuşağı da ortaya çıktı.
Bu kuşak çok” özgündü”. Kültür yaşamımıza çok büyük katkılar sundular!
Türk Edebiyatına damgasını vuran Köy Enstitülü yazarların yanı sıra, buradan yetişen çeşitli sanatçılar, köy gerçeğini, alışılmışın dışında duyarlılıkları ile dile getirerek, Türk sanatına yeni bir soluk kazandırdılar…

•••
Türkiye’nin “düşünce” üretiminde etkin rol oynayan, dolayısıyla, “düzeni eleştiren, gerçek halk muhalefeti” yapan Köy Enstitülüler, zamanın siyasetçileri tarafından pek sevilmediler. Özelikle çok partili döneme girildiği dönemde, “Demokrat Partisi” ve Adnan Menderes’in başı çektiği “toprak ağaları,” Köy Enstitülüleri “köylünün uyanışını körüklüyor” ve “komünizmi çağırıyorlar” gerekçesi ile kapatılmasını istediler. Karalama kampanyaları başlattılar. Bu “aydınlığa karşı başkaldırı” başarılı oldu.
Köy Enstitülerinin kurucusu olan ve bu saldırılar karşısında “çaresiz” kalan CHP’nin de katkısı ile;
Önce, “Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü” kapatıldı. Köy Enstitülerinin yönetici ve öğretmenleri değiştirildi.
Sonra, bu projenin mimarı İ.Hakkı Tonguç görevden alındı. 1954 de yani DP iktidarında da “Köy Enstitüleri” kapatıldı.

•••
Ama Köy Enstitülerinin ülkemiz yaşamında bıraktığı “derin izin” etkisi hala yaşıyor!..
Yasaklamak ya da kapatmak fayda vermiyor.
Görüldüğü gibi doğru yapılan projeler, 55 sene sonra bile taptaze yaşıyabiliyor!...