Köyün delisi, akıllıların söylemeye cüret edemedikleri, asla hatırlamak istemedikleri, unutuluşa, suskunluğa terk ettiklerini dile getirirdi. Delinin kuyuya taş atma huyu da vardı. Kırk akıllı toplanır, taşı kuyudan çıkarmayı beceremezdi. Taşı kuyudan çıkarmak yine deliye düşer ve çıkardığında, akıllılar akılları karışmasın diye taşı görmezden gelirlerdi. Akıllılar, bellek denilen mekânın derinlerine gömdükleri hakikatin yüzeye çıkarılmasından pek hazzetmezler ve çıkarıldığında da görmek ve işitmek istemezler. Yüzeyde gerçekleşen ve yerleşik düzenlerini tehdit eden ne varsa üzerlerini kat kat örtülerle örtmüş ve unutulmaya terk etmişlerdir ve hiçbir şey olmamış gibi hayatlarını sürdürebilirler. Akıllı olmak bunu gerektirir çünkü. Mevcut düzeni, dolayısıyla dengeleri bozacak, akıllarını karıştıracak şeyleri örtülerin altına gizlediklerinde, birden bir delinin ortaya çıkıp gizlenmiş olanı açığa çıkarıp dengelerini bozması hiç hoşlarına gitmedi. Bu yüzden akıllılar köyün delisini kapatmak zorunda kaldılar. Şimdi köyde sadece akıllılar dolaşıyor ve hiçbir şey olmamış gibi kafelerde oturuyor, ekranlara çıkıyor, sıradan şeylerden, hayat pahalılığından, indirimlerden, Netflix dizilerinden söz ederek normal hayatlarını sürdürüyorlar. Bazen içlerinden birileri delirecek gibi oluyor ama birden akıllanıp susuyor ve normalliğin örtüsü altına sığınıyor.

***

Normalliğin örtüsü altında toplananlar dengeli insanlardır. Ne olursa olsun, başlarına ne gelirse gelsin, asla dengelerini bozmazlar. Ve sorduğunuzda, en büyük meziyetlerinin dengeli olmak, koşullar değişse de dengelerini korumak olduğunu söyleyeceklerdir size. Normalliğin örtüsü altına sığınanlar, normu bozan şeyleri örtülerin altına yerleştirenlerdir. Kat kat örtülerden oluşmuş normal bir toplumda örtülerin kaldırılması ve unutulmaya terk edilmiş, cesaret isteyen şeylerin dile getirilmesi hep delilere düşmüştür. Topyekûn deliremeyen bir toplum dengeli bir toplumdur. Ve başlarına gelen en büyük felaket normdur. Tek tek bedenleri biçimlendiren anatomo-politika artık tek başına bir işe yaramayınca, iktidar nüfusu biçimlendirecek biyo-politikayı icat ettiğinden beri dışlanmamak için herkes normal taklidi yapmaya başladı. “Normal insan kurgudur” (Foucault). Norm toplumu; toplumsal aktörlerin iktidarın kurguladığı normali oynamak için sürekli ezber yaptıkları ve rollerini eksiksiz sergilemek zorunda kaldıkları bir toplum. Ve normaller rolleri gereği asfalt yoldan yürümek zorundadır. “Normallik asfalt bir yoldur; yürümesi rahattır, lakin tek bir çiçek bile açmaz üzerinde” (Van Gogh). Asfalt yolda gövdeler kurur, çürür ve sonunda lime lime dökülür ama dengelerini asla bozmazlar ve o meşhur zombi yürüyüşleriyle tüketim mekânlarında boy gösterirler.

***

Çürüyen gövdelerini de örtülerin altında saklamak zorunda kalmışlardır. Normaller örtüleri bu yüzden de severler. Kat kat örtülerin altına gömülü bir toplumda örtüleri kaldırmanın beyhude bir çaba olduğunu söyleyerek sizi ikna etmeye çalışacaklar. Örtüleri kaldırmak delilerin ve çocukların işidir. Örtüleri kaldırmak ve suskunluğa, unutuluşa terk edilmiş olanı yüzeye çıkarmak, toplumun dengesini bozmaya teşne, akli dengesi bozuk ya da normalleşmemiş olanlara özgü bir davranıştır. Akıllıların aklı hep dengededir. Dengenin sürekli bozulduğu ve her seferinde yeni bir denge ve akıl durumuna geçerek kendini çoğaltan doğanın aksine, norm toplumu en küçük dengesizliğe tahammülü yoktur. Mutlak iktidarın çürümesi ve çürütmesi gibi mutlak denge de çürür ve çürütür.

***

Raphaelle Peale’ın “Denizden Yükselen Venüs – Bir Aldatmaca” (1825) adlı tablosunun merkezini, ipe asılı beyaz bir örtü kaplar. Örtünün arkasındaki bir kadına ait olduğunu düşündüğümüz bedenin sadece tek kolunu ve ayağını görebiliriz. X ışınlarıyla ispatlandığı gibi, gördüğümüz uzuvları dışında beden resmedilmemiştir. Normal beden çürüyüp dağılmıştır çünkü. Köyün sokaklarında örtüler dolaşıyor; kafelerde oturup birbirlerinin örtüleri öve öve bitiremiyor ve sonra yeni örtüler beğenmek için birden ellerindeki ekranlara gömülüyorlar. Ekranlarda zihinsel ve bedensel örtüler pazarlanıyor. Normal yoktur, köyde bedensiz örtüler yaşıyor. Ne zaman birileri bedenleşmeye kalksa deli diye kapatılıyor.