Eğitimci Yazar Ünal Özmen, devletin tüm kurumlarıyla suçun içine battığını ve bu nedenle hızla bir soruşturmanın yapıldığını söyledi. BirGün yazarı Timur Soykan, KPSS skandalının bazı tarikatların ÖSYM’yi ele geçirmek için kurduğu bir tuzak olabileceği değerlendirmesinde bulundu.

KPSS skandalına hızlı soruşturma: Suça battılar

Kayhan AYHAN

2022 KPSS skandalının ardından sınavın iptal edilmesi ve ÖSYM başkanının hemen görevden alınmasını değerlendiren Eğitimci Yazar Ünal Özmen, devletin tüm kurumlarıyla suçun içine battığını ve bu nedenle hızla bir soruşturmanın yapıldığını söyledi. Yazarımız Timur Soykan ise yaşanan skandalın bazı tarikatların ÖSYM’yi ele geçirmek için attığı bir adım olabileceği değerlendirmesinde bulundu.

SEÇİM SÜRECİNDE ÇOK YIPRATICI OLACAKTI

Eğitimci Yazar Ünal Özmen, skandalın gizlenemeyecek kadar açık olması sebebiyle AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Devlet Denetleme Kurulu’nu devreye sokmak zorunda kaldığını belirterek, “Eğer gizlenebilecek bir durum olsaydı cumhurbaşkanının hakkı yenen vatandaşların hakkını savunmak gibi bir amacı olmayacaktı. Ama şimdi mızrak çuvala sığmadı. Olay ortaya çıkınca ve bunun muhalefette de ciddi tepkileri olunca. Daha önce de mülakatlardan kaynaklanan ciddi tepkiler vardı. Bu seçim sürecinde çok yıpratıcı olacaktı. Gözaltı da olmaması bu suçun devletin bütün organlarıyla birlikte bulaştığı bir suç olduğunun kanıtıdır” dedi.

Ünal Özmen, Eğitimci-YazarÜnal Özmen, Eğitimci-Yazar

Açılan soruşturmayla birlikte Devlet Denetleme Kurulu’nun ‘burada bir pislik var görülüyor’ diyerek emin bir şeyler söylediğini kaydeden Özmen, “Büyük ihtimalle DDK Cumhurbaşkanı’na görevden alma talebini iletti. Sonrasında yapılan açıklama da bu olayın başkanlık düzeyinde gerçekleştiğine yönelik bir sonuç veriyor. Yani öyle bir kumpastan falan söz edilmiyor. Yayınevi kumpastan söz ediyor. Olayın iktidara bulaşmasın engellemek isteyenler kumpastan söz ediyor ama DDK bile henüz kumpastan söz etmiyor. Yani devlet bir bütün olarak; cumhurbaşkanlığı, onun ideolojisi, partisi, partilileri, cemaatleri, bizzat devletin kurumları bu işin içerisine batmış durumda” diye konuştu.

“Bir kişi tweet atsaydı şimdi ters kelepçeyle götürülürdü” diyen Özmen, “Ama burada devletin bizzat kendisi suçun içine batmış ve bu kötülüğün bir tarafı olmuş olduğu için bunu yapmıyor. Bu rolü verdiği insanların da konuşmasını engelliyor böylece. Bir başka kurumda devam etmesini de teşvik etmiş oluyor. Şimdi sen eğer buna bir yaptırım uygularsan gözaltı, tutuklama gibi bundan sonraki bütün mülakat komisyonları tedirgin olacaktı. Bir yandan da iktidar o alanda devam eden süreci de tehlikeye atmak, o insanların bu tür kayırma işlemlerini yaparken tereddüt geçirmelerini engellemek istiyor. Sistem bir bütün olarak devam ediyor” ifadelerini kullandı.

ÇÜRÜK TAHTA ÇİVİ TUTMAZ

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen alım mülakatının yazılım sisteminde mülakatları kontrol eden bir algoritmanın varlığını bildiğini de söyleyen Özmen, “Hangi kişinin mülakatı kazanıp kaybedeceğine bu algoritma karar veriyor. Bunu Milli Eğitim Bakanı da, Cumhurbaşkanının oğlu da biliyor. Burada ÖSYM başkanına bir yaptırımda bulunsa, ya da sorumluları ağır bir ithamda bulanacak şekilde gözaltına almak istese bu Milli Eğitim Bakanlığında da Savunma Bakanlığına da Adalet Bakanlığında da işlerin ters gitmesine neden olacak. Sistem çürük zaten. Çürük tahta çivi tutmaz. Çürük elma metaforuyla olayı izah etmeye çalışıyorlar ama bu bir çürük elma kurdu değil. 2005’den beri bu sistem böyle çalışıyor” diye konuştu.

SINAVIN KENDİSİ KULLANIR HALE GETİRİLDİ

Mülakattan da geri adım atmadıklarını söyleyen Özmen şöyle devam etti:

“Mülakat göreceli olarak adaleti sağlıyor. Sağlandığını gösterebiliyor. Adil ve eşit izlenimi verebiliyor. Oradaki kaçağı tespit etmek çok zor. Sınavdan ise kaçamıyor. Ama sınavın kendisini kullanır hale getirdi. Eskiden sınav soruları çalınırdı ancak şimdi dışarıdan sınava giren adam veriyor sınav sorusunu. Kendi partililerini bir yere sokmak için bu sınavı kullanmaya başladılar. Liyakat derdin yok, imam hatipten insanlarla çalışıyorsun. Aldığın eğitim o sınavlarda hazırlanan soruları bile çözebilecek kapasitede değil. O zaman ne yapacaksın sınavı adama uyduracaksın. Bunu bile başaramıyorlar. Soruyu veriyorsun bunu da başaramıyor. En son ‘sen ne tür soru istiyorsun onu sorayım’ noktasına geliyor"

TARİKATLARIN BİR ADIMI OLABİLİR

Gazetemiz yazarı Timur Soykan ise yaşanan skandalın bazı tarikatların ÖSYM’yi ele geçirmek için attığı bir adım olabileceği değerlendirmesinde bulundu. Soykan, twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “KPSS olayı bazı tarikatların ÖSYM’yi ele geçirmek için kurduğu bir tuzak olabilir mi? Çok komplo teorisi gibi görünebilir ama bu ihtimali göz önünde bulundurmayı gerektiren gelişmeler var” dedi.

Timur Soykan, BirGün yazarıTimur Soykan, BirGün yazarı

BÜROKRASİDE AKP-MHP SAVAŞI

diken.com.tr'de yer alan bir haberi referans gösteren ve CHP’li Berhan Şimşek’in katıldığı bir televizyon programında ÖSYM Başkanı'nın MHP’li olduğunu ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'le anlaşamadığını anlattığını aktaran Soykan, “Görevden alınan ÖSYM Başkanı Halis Aygün’ün Milli Eğitim Bakanı’nın, bazı tarikatların hedefinde olduğunu iddia etti. KPSS olayının Aygün’e kumpas olabileceğini söyledi. Buraya kadar bir iddia ama MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın Twitter’daki açıklamalarıyla olay iddia olmaktan çıktı ve ÖSYM’de yani bürokraside AKP-MHP savaşını gözler önüne serdi” ifadelerini kullandı.

Soykan, "Yani KPSS olayı Milli Eğitim Bakanı ve tarikatların ÖSYM Başkanı’nı görevden aldırmak için uyguladığı bir kumpas olabilir mi? Berhan Şimşek’in iddiaları doğru ise bu Cumhur İttifakı’nda çok büyük bir gerilimi ortaya koyuyor” şeklinde konuştu. Soykan şöyle dedi: "Berhan Şimşek’in bu iddialarının ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın 27 maddelik bir tweet serisiyle HaberTürk’ü ve sahibi Turgay Ciner’i tehdit etti. Berhan Şimşek’in iddialarının doğru olmadığını savunan Semih Yalçın kendi açıklamalarının muhalefet tarafından yorumlanmasına ateş püskürdü. Semih Yalçın, Turgay Ciner ve HaberTürk’ü altılı masa tarafına geçmekle suçladı."

SORULARIN ÇALINACAĞI YENİ BİR KADROLAŞMA

Olayın başından beri Cumhurbaşkanı ve AKP’nin, normal reflekslerinden çok farklı hareket ettiğini de kaydeden Soykan şöyle devam etti:

“Pek çok devasa skandalda bakanlara, kadrolara sahip çıkan Erdoğan, Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirdi ve ÖSYM Başkanı’nı hemen görevden aldı. Gerçekten garip. Söz konusu program sırasında, yani dün akşam Twitter’da bir sosyal medya kampanyasını görmüş ve mana verememiştim. #MahmutÖzerSeninleyiz diye binlerce paylaşım yapılmıştı. Milli Eğitim Bakanı için ilk defa kampanya gördüm. Belki de en önemlisi Türkiye KPSS olayı ile çalkalanırken MHP'den ve Devlet Bahçeli'den hiçbir açıklama gelmemesi. Çok derin bir sessizlik ve çok ilgi çekici. Bahçeli halen bu konuda açıklama yapmadı. Sonuç olarak KPSS olayı Cumhur İttifakı'nda büyük gerilime neden olmuş gibi görünüyor. Yani geriye çok önemli bir soru kalıyor: KPSS skandalı bazı tarikatların ÖSYM’yi ele geçirmek için kurduğu bir kumpas olabilir mi? Yeni ÖSYM Başkanı’nın profiline bakınca şüphe büyüyor. İsmailağa Cemaati’nin sohbetlerine katılıyor, İlim Yayma Cemiyeti ile sıkı ilişkileri var. Cihannüma Derneği’nde etkin bir isim. Muhalefet ve toplum, KPSS olayına tepki gösterirken yeni bir tuzağa düşürülüyor olabilir mi? Aslında iktidarın ve tarikatların hamleleriyle soruların çalınacağı yeni bir kadrolaşmaya gidiliyor olabilir mi? Bu sorular akıldayken binlerce genç ve öğrencinin hayatı belirleniyor.