Kart ve kredi borcundan takibe düşenlerin sayısı 2022’nin ilk 6 ayında 856 bin kişiye çıktı. Toplam 4,1 milyon vatandaş yasal takipte.

Kredili işsizler ordusu
Fotoğraf: AA

Özgür Karabat*

Savrulup duran bir ekonomi ile karşı karşıyayız. AKP yolun sonuna geldiğini çok iyi biliyor ancak kıyıya vurmak üzere olan gemiyi mümkün olduğunca suda tutacak hamleler yapıyor.

Bir kredi oyunudur gidiyor!

Ne zaman bir “ekonomi paketi” açılsa, içinden üretim, istihdam, katma değerli ürün değil; konut kredisi çıkıyor. Eylül ayında TOKİ’nin de öncülüğünde “uygun faiz” koşullarıyla 100-150 bin civarında konut kampanyası açıklanacağı ifade ediliyor.


Elbette barınma sorunu için adım atılması önemlidir. Ancak kredi ve konut kampanyası ile çözülebilecek kadar basit bir sorun değil. AKP’nin de zaten sorunları çözme gibi bir derdi yok. Burada esas hedef vatandaşın daha da fazla borçlandırılması.

BDDK verilerine göre, bankacılık sektörünün kredi hacmi 5 Ağustos 2022’de 6 trilyon 515 milyar 928 milyon liraydı. 2 hafta sonra, 19 Ağustos verilerine baktığımızda bu rakamın 6 trilyon 595 milyar 954 milyon TL’ye yükseldiğini görüyoruz. 3 haftada 80 milyar TL’lik kredi pompalanmış!

Bu dönemde tüketici kredileri 926,7 milyar TL’den 934,7 milyar TL’ye çıktı. İhtiyaç krediler aynı dönemde 3 milyar TL arttı.

Bireysel kredi kartı kullanım hacmi 298 milyar TL’den 304 milyar TL’ye yükseldi.

Bakın bu kısacık zaman aralığında ülke ekonomisine dair herhangi bir iyileşme söz konusu değil. Enflasyon artıyor, TL değer kaybediyor, CDS yükseliyor, yatırım yok... Ama kredi enstrümanları ile borçlanma da dörtnala devam ediyor.

***

Bu kredi harcamalarının önemli bir kısmının borçlara gittiğini biliyoruz. Kredi kartı borcunu ödeyemeyip takibe düşenleri sayısı her geçen gün artıyor. Maaşı yetmeyen, iş bulamayanlar faturalarını kredi kartları ile ödüyor. Vatandaşların yüzde 33’ü kart borcunu geciktiriyor. Son 1 yıldaki kredi kartı kullanımı yüzde 70’ten fazla arttı.

Gelen tsunami, rakamlarda çok net görülüyor. 2021’in ilk 6 ayında kart ve kredi borcundan takibe düşenlerin sayısı 603 bindi. 2022’nin ilk 6 ayında bu sayı 856 bin kişiye çıktı. Haziran sonu itibarıyla toplam 4,1 milyon vatandaş yasal takipte.

***

Vatandaş borç batağındayken AKP hükümeti de boş durur mu... Bütçe disiplini çoktan bırakıldı. Hazine sürekli tahvillerle piyasadan borçlanarak, bütçe açıklarını kapatmaya çalışıyor. Faiz üzerine faiz ödüyoruz.

Hazine’nin borçlanmalarının yanı sıra Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi de ayrıca başımıza bela olacak duruma gidiyor. Toplamda 70 milyar dolara ulaşan KKM’lere ödenen faiz, 4 ayda 60 milyar TL’yi geçti. Böyle giderse yıl sonunda KKM’ye ödenecek faiz faturası 500 milyar TL’yi bulacak!
Diyorum ya tsunami diye, kaçış yok bu durumda...

AKP ise yüzde 0,99 faizli konut kredileriyle işleri çözeceğini sanıyor.

Bu bir tercih. AKP’yi 20 yıldır tanıyoruz. Çıkarı ve rantı olmadığı sürece AKP çivi dahi çakmaz. O yüzden buradaki konut kampanyasında vatandaştan çok bazı müteahhitler düşünülüyordur.

***

Türkiye’de işlerin iyiye gitmediğini, AKP’nin bu işi çözemeyeceği artık herkes görüyor. Elindeki medya gücü ve yargı sopasıyla AKP bunun konuşulmasını istemese de, mızrak çuvala sığmıyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu B2’den B3’e düşürdü. Not görünümünü ise negatiften durağana çevirdi. B3 kredi notu spekülatif ve yüksek kredi riskine işaret ediyor. Nijer, Moğolistan ve Pakistan gibi ülkelerle aynı lige indirildik. Ama Moody’s’in açıklamasında öne çıkan iki tespit var. İlki, cari açık riskinin büyüdüğü. Yıl sonunda 50-60 milyar dolar civarında bir cari açık söz konusu ve rezervlerimiz bunu kapatmak için yetersiz. Doğal olarak cari açık Türkiye’nin makro dengelerini daha da bozacaktır.

Gelelim ikinci tespite. Moody’s, KKM’nin yükünün kamu maliyesini etkileyeceğini söylüyor.

***

Bu tespitlerden sonra geçelim işgücü durumumuza. TÜİK’e göre haziran ayında işsizlik oranı 0,3 puan azalarak 10,3 oldu. AKP Hükümeti bunu işsizlik azalıyor diye anlatsa da durum çok farklı. İşgücü piyasamız aslında daralıyor. İstihdam oranı Haziran’da bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 30 milyon 866 bin oldu. İstihdam oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 47,8’e geriledi.

TÜİK’in tartışmalı hesaplama yöntemleri ortada, bunu unutmayalım. Buna rağmen bile istihdam oranının azaldığını görüyoruz. Çalışma alanları daralıyor. Yatırımlar yetersiz.

Ama AKP’nin derdi halen toplumu daha da borçlandırıp kendine bağımlı hale getirmek. Bu plan tutmaz. Düzeltmek de bize düşecek.

*CHP İstanbul Milletvekili