‘Ay Tenli Kadın’ şarkısıyla geniş kitlelere ulaşan Ufuk Beydemir, ‘Kristal Oda’ albümünün kapanış şarkısı olarak 70’li yılların hitlerinden ‘Gerçek Nerede’yi 46 yıl sonra dinleyiciyle buluşturdu. Beydemir, albümdeki şarkıların iyileştirici özelliğe sahip olan 444 frekans aralığında kaydedildiğini söylüyor

‘Kristal Oda’ iyileştiriyor

IŞIL ÇALIŞKAN

İkinci stüdyo albümü Kristal Oda ile dinleyiciyle buluşmayı sürdüren alternatif sahnenin sesi Ufuk Beydemir, albümün kapanışını sözlerini 70’li yılların en önemli kadın seslerinden, Şenay Yüzbaşıoğlu’nun yazdığı ve Şerif Yüzbaşıoğlu’nun bestelediği, 1974 yılının hitlerinden biri olan ‘Gerçek Nerede’ ile yaptı. 70’li yılların Türkiye’sinde böyle bir kayıt yapılmasının kendisini şaşırttığını belirten Beydemir, şarkıya tekrar hayat vermek için çok hızlı ikna olduğunu anlatıyor. Beydemir ile yeni albümünü konuştuk.

►‘Ay Tenli Kadın’ geçen yıl Spotify listelerinde en çok dinlenen 4 şarkıdan biriydi. Bu şarkının sihri neydi?kristal-oda-iyilestiriyor-745133-1.

Sihir diye bir şey yok. Sözleri müzikle öpüştürebilir, duygularınızı katarak müzik yaparsanız ortaya dinlemeye değer bir şey çıkar. Ortaya çıkan şeyin sevdiğiniz müzik tarzında olup olmaması da önemli değildir artık. Müzik histir, sizi içine alır.

►Kristal Oda albümünüzde ‘Ay Tenli Kadın’dan farklı olarak daha rock tınıları içeren bir sound denediniz. Bu bir risk olarak değerlendirilebilir mi? Dinleyici zevki sizi ne kadar etkiler?

Ben şarkılarımı ortaya çıkarırken olabildiğince dış faktörlerin etkisinden dışarıda kalarak, içimden ne yapmak geliyorsa ona kulak verip, öyle hareket etmeye çalışıyorum. Müzik dipsiz bir kuyu, kendimi sınırlamak hiç bana göre değil.

►Vokal tarzınız çok konuşuluyor. Yorumlara nasıl bakıyorsunuz?

Bu vokal stili yeni bir şey değil. Türkiye’de duymaya çok alışık olunmadığı için şaşırtıcı yorumlar da var. Herkesin artık elinin altında internet var, bazı şeylerin ilk defa duyuluyor gibi konuşulmasına şaşırıyorum. Günümüzde müziğe ulaşmak çok basit. Sadece yaşadığınız yerdeki yayınların size ulaştırdıkları müziklerle sınırlı kalmanız bana akıl almaz geliyor.

►Albümü iyileştirici bir özelliğe sahip olan 444 frekans aralığında kaydedilmiş.

Bu bir bilim dalı. Yapılan deneylerde ses dalgalarının gönderdiği titreşimler bilinçaltımızda birtakım şekillenmelere sebep olduğu söyleniyor. Bu şaşırmadan inanabileceğim bir bilgi. Müziğin, seslerin gücüne inandığımız için bu işi yapıyoruz zaten. Bu deneyler bize 444 hertz aralığındaki seslerin daha pozitif ve iyileştirici yansımaları olduğunu söylüyor. Hatta tarihte, alternatif tıp olarak tedavi amaçlı kullanılmış. Bunun üzerine standart akordumuzu bozup, 444 hz’de müzik yapmaya karar verdim.

THE DOORS HARİKA BİR CÜMBÜŞ

►Kristal Oda’nın ismini The Doors grubunun ‘Crystal Ship’ şarkısından ilhamla ortaya çıktığını okumuştum. The Doors sizin için ne ifade ediyor?

The Doors müzik tarihinde en çok saygı duyduğum rock grubu. Müzik yaptıkları dönem ve o dönemde yapılan işleri baz alırsak yaptıkları son derece yenilikçi, aykırı, cesur ve gerçek. Ayrıca birçok farklı müzik tarzını tek potada eritebilmeleri, harmanlayabilmeleri bana çok etkileyici geliyor. Harika bir cümbüş.

►‘Gerçek Nerede’ şarkısını 46 yıl sonra yepyeni bir yorumla dinleyiciyle buluşturdunuz. Bu şarkı nereden aklınıza geldi?

Aslında benim değil Engin Akıncı’nın (prodüktör ve menajer) aklına geldi. Tavsiyesi üzerine dinlediğimde 1974 Türkiye’sinde böyle bir kayıt yapılması beni şaşırttı açıkçası. Şarkıya tekrar hayat vermek için çok hızlı ikna oldum.

►Şarkıyı 70’lı yıllardan 2000’li yıllara taşımak nasıldı?

O kadar şaşırtıcı bir kayıttı ki açıkçası çok bir şey yapmamıza gerek kalmadı. Ekibimle çaldığımızda şarkının enerjisi bizi hemen avuçları içine aldı.

DEVLETİN BİZE GÜVENCE SAĞLADIĞI GÜNLER UMUYORUZ

►İçinde bulunduğumuz günleri nasıl yorumluyorsunuz? Genç bir sanatçı olarak kaygılarınız neler?

Tarihte ilginç bir döneme tanıklık ediyoruz. Türkiye’de hobi gözüyle bakılan işler yapan insanlar olarak gelecek kaygımız oluyor tabii ki. Bir yandan da buna bu sebeple alışığız, başından bunu bilerek bu ateşe atlıyoruz. Umarım sanatçı olmanın sadece hobi gibi algılanmadığı, geleceği hakkında birtakım güvencelerin devlet tarafından sağlanabildiği bir yer haline geliriz.