Krizi çıkarana ödül gibi para dağıtıyorlar

Halkın fatura isyanı büyüyor; sanayi siteleri enerji krizinden kapıya kilit vurmuş; elektrik hizmeti çökmüş durumda. Ama ne gam! İktidar dört koldan elektrik şirketlerini beslemeye devam ediyor. Isparta’yı dört gün karanlıkta bırakan şirketler bu yıl da “teşvik” adı altında Hazine’den milyonlarca lira alacaklar.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamındaki santrallerin 2022 yılı listesini yayınladı. Elektrik dağıtımını yapan; otoyol, köprü, havalimanı ihalelerinin müdavimi olanlar listenin ilk sıralarında yine.

YEKDEM’in esası güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı özendirmekti. Yararlanacak olanlar da düşük kapasiteli yatırımlardı. Elbette bu ilkeler kağıt üzerinde böyleydi. Berat Albayrak, Enerji Bakanı olduğu dönemlerde yaptığı değişikliklerle mekanizmayı bir “yandaş sebiline” çevirdi. Her yıl milyarlarca lira, artık nereden nasıl bir kamu kaynağı daha aldıklarını takip etmekte zorlandığımız aynı şirketlere aktarılıyor.

Tıpkı otoyol ve köprülerde olduğu gibi burada da alım garantisi var çünkü. 1 kWh başına hidroelektrik ve rüzgara 7.3, jeotermallere 10.5, güneşe ve biyokütle santrallerine de 13.3, dolar cent ödeme garantisi veriliyor. 1 Temmuz 2021 sonrası faaliyete geçenler için ödemeler TL bazında yapılacak artık. Ancak 2022 listesindekiler hala dolar bazında yapılan düzenlemeye tabiler.

***

2011’de sistemden yararlanan santral sayısı 20 taneydi. Albayrak’ın değişiklikleri sonrasında 2016’dan itibaren sayı jet hızıyla yükseldi ve 45 kat artıp, 900’ü aşmış durumda bugün. Makine Mühendisleri Odası (MMO) enerji Çalışma Grubu’nun hesaplamasına bakılırsa, santrallere Hazine’den aktarılan kaynak 2011’de sadece 774 milyon liraydı. 2020’de 46.3 milyar liraya çıktı. 2021 hesabı henüz yapılmamış olsa da kur artışı dikkate alındığında 60 milyar lirayı aşacak gibi görünüyor.

Yine MMO’nun hesabına göre, 2018-2020 arası Sabancı’nın Enerjisa’sına 6 milyar, Zorlu’ya 4 milyar, Cengiz’e 3 milyar, Limak’a 3 milyar, Kolin-Kalyon’a 1 milyar liraya yakın para ödendi.

Gelelim 2022 listesinde, şu sıralar fahiş faturaların, kara kışta insanların elektriksiz kalmasının müsebbibi olan şirketlerin kaç santrali bulunduğuna.

Halkın faturalar nedeniyle tepkisini çeken elektrik dağıtımı yapan şirketlerin 75 santrali 2022 yılında da garanti ödemesi kapsamında bulunuyor. Rekor 14’er santralle Sabancı ve Türkerler’de. Sabancı Adana, Mersin, Gaziantep, Hatay, Osmaniye, Kilis’e elektrik dağıtan Toroslar ile İstanbul Avrupa yakasına dağıtan AYEDAŞ’ın sahibi. Türkerler’in VEDAŞ’ı ise Van, Bitlis, Muş, Hakkari’ye elektrik dağıtıyor.

10 santrali bulunan AYDEM ise Aydın, Denizli ve Muğla dağıtım ihalesini alan şirket. Bu şirket İzmir ve Manisa’da da GEDİZ ile dağıtım yapıyor. Cengiz, Limak, Kalyon ve Kolin “kardeşler” tam 5 farklı bölgede ortaklıklarla dağıtım faaliyeti yürütüyor. Hepsinin YEKDEM kapsamında “alım garantili” santralleri de var elbette. 4 gündür karanlıkta kalan Isparta’nın dağıtımını yapan AKDENİZ EDAŞ da Cengiz-Limak-Kolin ortaklığının.

7 santrali teşvik kapsamındaki Eksim’in DEDAŞ’ı Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Şırnak ve Siirt’te; yine 7 santrali kamudan para alacak Kipaş’ın AKEDAŞ’ı da Adıyaman’a elektrik dağıtıyor. Diğer dağıtım bölgelerine sahip Zorlu, Akenerji, Aksa, Çalık’ın yenilenebilir enerji santrallerinin ürettiği elektrik de 2022’de devlet garantisinde.

***

Özetle elektrik dağıtımını yapan şirketler, kamudan ucuza alıp halka pahalı sattıkları ve son zamlarla ikiye katladıkları gelirlerinin yanında, “yenilenebilir enerji desteği” adı altında oluşturulmuş soygun mekanizmasıyla da santrallerinde ürettikleri elektriği dolar bazında kamuya satıyor. Buna bir de “kapasite mekanizması” vurgununu eklemek lazım. Nedir bu?

Arz güvenliğini sağlamak amacıyla özel şirketlerin işlettiği santraller zarar edeceği anlaşıldığında yapılan bir tür ödeme. Ama her zaman olduğu gibi bu destek de yandaşa sermaye aktarımına dönüşmüş durumda. Kriterler gevşetilip Türkiye’nin belalısı HES’ler kapsama alındı mesela. Böylece her kamu kaynağının başında gördüğümüz malum şirketler derhal buraya da üşüştüler. Nitekim 2018-2020 arasında en fazla “kapasite yardımı” alan şirketlerin içinde Limak, Sabancı, Bereket, Aksa, Cengiz var.

Elektrik bir kamu hizmeti olmaktan çoktan çıktı artık. Mesele böylesine hayati bir hizmetin kamu kaynaklarını özel şirketlere aktarmanın karlı, hızlı kolay yolu haline gelmesi. Dolayısıyla denetimle filan işin içinden çıkmak imkansız. Hizmetin asıl sahibine, onu finanse edenlerin kontrolüne, kamuya dönme vakti geldi de geçiyor. Bir kar yağışının bile ortaya çıkan manzaranın daha ağır afetlerde ne hale geleceğini tahayyül bile etmek zor çünkü.