Google Play Store
App Store

19 Mart operasyonu, dövizden faize tüm dengeleri sarstı. Kazanan spekülatörler ve sermaye, kaybedense emeğiyle geçinenler oldu. Yabancı yatırımcı kaçtı, ekonomide “istikrar” iddiası çökerken fatura yine halka kesildi.

Krizi kimler fırsata çevirdi? Yabancı ‘rasyonel zemin’den kaçtı
Şimşek, IMF toplantıları için gittiği ABD’de yatırımcıyı ikna etmeyi deneyecek. (Fotoğraf: AA)

Ekonomi Servisi

Ülkenin geçirdiği hareketli 1 ay, ekonomideki yansımalarıyla da dikkati çekti. 19 Mart operasyonlarının ardından piyasalarda yaşanan dalgalanma ile ekonomik krizi derinleştirecek tablo, daha da görünür hâle geldi. Kur patladı, borsa çöktü, Merkez Bankası rezervleri hızla eridi.

Operasyonların ardından kimlerin ekonomik çıkar elde ettiği de tartışmaya açıldı. Bir ayda şekillenen tabloya göre, dövizi elinde tutanlar, altın yatırımcıları, borsa spekülatörleri, iktidara yakın sermaye çevreleri kazandı. Emeğiyle geçinen, TL ile ödeme alan yurttaşlar, küçük yatırımcılar kaybetti.

19 Mart sabahı dolar/TL kuru 36,67 seviyesinden işlem görürken, gün sonunda Merkez’in tutma hamleleri ile 38,00 TL’de kaldı. Bu, sadece bir günde yüzde 3,63’lük değer artışı anlamına gelirken 19 Mart günü Borsa İstanbul’da yaklaşık 2 trilyon TL’lik piyasa değeri buharlaştı. Spekülatörler ve büyük yatırımcılar düşüşten kazanç sağladı. Ancak borsa yatırımcısının önemli bir kısmı zarar etti. Döviz kurundaki artışı frenlemek amacıyla TCMB, zor biriktirilen rezervlerin yarısını sildi. Toplam rezerv 14 Şubat’ta 173,2 milyar dolarken 11 Nisan’da 147,5 milyar dolara geriledi.

FAİZ SARMALI DERİNLEŞTİ, YABANCI YATIRIMCI ÇIKTI

Merkez’in paniği yatıştırma hamlesi olarak sarıldığı faiz artırımı, iç piyasada kredi faizlerinin daha da yükselmesine yol açtı. Ticari kredi faizleri yüzde 62’leri gördü. TCMB’nin, geçen hafta gecelik borç verme faizi üst sınırını yüzde 49 olarak belirlemesinin ardından bu değer geçtiğimiz cuma gününden beri yüzde 48,99 ile sınıra yakın seyrediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün AA’ya verdiği demeçte özetle:

"Fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümle birlikte doğrudan yatırımların artacağı kanısındayız, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili olmayacağını düşünüyoruz. Bütün etkileri değerlendirdiğimizde enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığında gerçekleşme ihtimali son derece yüksek" dedi.

Ancak Şimşek’in iddiasının aksine göstergeler olumsuz seyretti. Şimşek’in 22 ayda yaratmaya çalıştığı ekonomik güven, zemine oturamadı. Yabancı yatırımcı, operasyonların hemen ardından pozisyonlarını terk etti.

TCMB’nin 18 Nisan’da açıkladığı verilere göre 14 Mart ile 11 Nisan tarihleri arasında:

• Devlet tahvillerindeki yabancı stoku 20,88 milyar dolardan 11,04 milyar dolara düştü.

• Hisse senedi stoku ise 35,81 milyar dolardan 28,04 milyar dolara geriledi.

Yani, sadece 4 haftada yabancı yatırımcılar yaklaşık 17,6 milyar dolarlık TL varlık satışı yaptı. Yabancının devlet iç borçlanma senetlerindeki payı ise 14 Mart’ta yüzde 10,78 iken 11 Nisan’da yüzde 7,5’e kadar düştü. Yabancının payı, Temmuz 2024’ten bu yana görülen en düşük seviyelerden birine gerilemiş oldu.

19 Mart operasyonunun, kur korumasız yurttaşın sırtına yüklenecek olan faturasının önümüzdeki aylarda enflasyon, borçlanma ve kamu harcamaları üzerindeki yansımalarla belirginleşmesi bekleniyor.

∗∗∗

İBRAHİM EKİNCİ: ‘GANİMETÇİ KURTLAR KAZANDI’ ŞÜPHESİ OLUŞTU

Havuz medyasına bakılırsa bu operasyonlar sızıyor. Ganimetçi kurtlar içerden bilgi alıp pozisyon alıyorlar kuşkusu yüksek. Burada ciddi insider işleri dönüyor kuşkusu var. 128 milyar doları hatırlayalım. Sattı da kime sattı? Bu da işin suça giren tarafı…

Operasyon olduğunda, dolar birkaç saat içinde 42 liraya çıktığında, MB’nin rezerv satarak düşüreceğini bilenler yüksek kazanç sağladı. Esasta dış kaynaklı gelişmelerin üzerine içerideki hukuksuz operasyonlar da binince oluşan güvensizlik ortamı içinde altına kaçanlar kazançlı çıktı. Bu tür konjonktür değişimlerine büyük yatırımcı isabetli tepki verebiliyor. Küçük yatırımcı genellikle kaybediyor.

Operasyona verilen ekonomik reaksiyonun nedeni Türkiye için çok kesin bir yol ayrımını gündeme getirmesiydi. Çünkü demokrasinin son kalıntısı, sakatlanmış sandık bile tehlikeye girdi. Ana muhalefet partisine kayyum gündeme geldi. Haliyle yatırımcı ‘Burada işler galiba karışacak’ okuması yaptı. Türkiye’de bundan sonrası için ekonominin kendi başına yol alması olanağı yok.

İbrahim Ekinci
Ekonomi Gazetecisi

Operasyonun adı ‘yolsuzluk’ ama duruma bakılırsa kamuoyu bizzat operasyonun kendisini hukuk yolunda bir iş olarak görmedi. Hak ve hukuk o kadar kaba, o kadar aleni ve cüretkar biçimde ihlal edildi ki… 30 yıl önceki diplomayı uydurulmuş bir heyete iptal ettirdiler. Bunun Erdoğan için yol temizliği olduğu tartışma götürmez. İç ve dış kamuoyu bunu siyasi operasyon, hatta ‘darbe’ olarak algıladı.

Yabancının çekilme tutumu da bu algıya dayanıyor. Ancak gözden kaçırmayalım, carry trade için gelen, portföy yatırımına gelenler, nihayetinde hak hukuk derdinde değildirler ama ‘Ben biraz çekilip bekleyeyim’ tavrına giriyorlar. İçerde de vatandaş aynısını yaptı. Dolara, altına kaçış oldu.