Krizin faturasını emekçi ödemeyecek

ZEYNEP KURAY

AKP iktidarının ekonomik krizin faturasını emekçilere ödetmek istemesine karşı İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda bir araya gelen binler, “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!” dedi.

KESK; DİSK, TMMOB ve TTB ile birlikte “Yoksullaşmaya, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadeleye” sloganıyla dün Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda miting gerçekleştirdi. Mitinge katılan binlerce emekçi, iktidara “Siz saraylarda saltanat sürerken biz krizin faturasını ödemeyeceğiz” diye seslendi.

Dikilitaş Meydanı’nda öğle saatlerinde kortejler oluşturan sendikalar, meslek örgütleri ve siyasi partiler, “Zam, zulüm, işkence işte AKP” sloganı eşliğinde Bakırköy Özgürlük Meydanı’na yürüdü. DİSK ve KESK’in başını çektiği kortejin ön saflarında KHK’lerle hukuksuz bir biçiminde ihraç edilen emekçiler ve kölece çalıştırma koşullarına karşı çıktıkları için 2.5 ay tutuklu kalan 3. Havalimanı işçileri yer aldı. Haziran Hareketi’nin kitlesel destek verdiği mitinge; CHP, HDP, ESP, EMEP, Halkevleri’nin de aralarında olduğu çok sayıda siyasi partinin yanı sıra; HDP’li milletvekilleri Oya Ersoy, Züleyha Gülüm ve CHP Milletvekilli Ali Şeker de katıldı.

“Rakamlar sahte, yoksulluk gerçek”, “Krize karşı emeğin hakları için omuz omuza” yazılı pankartların açıldığı yürüyüşte sık sık, “Faşizme karşı omuz omuza”, “ Sefalete teslim olmayacağız”, “Çalmadık, çırpmadık, bedelini ödemeyeceğiz”, “ Savaşa değil emekçiye bütçe” sloganları atıldı.

Mitingde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin ortak basın açıklamasını KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezer okudu. Ülkenin enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan ekonomik durgunluğa kadar hayatın her alanını kâbusa çeviren kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Gezen, “Ülkeyi yönetenler ‘En kötüsü geride kaldı, ekonomi tıkırında, her şey yolunda’ nutukları atmaya devam ediyor. Ancak halkın yüzde 99’u olarak bizim için yaşadığımız gerçek değişmedi. Çünkü bizler için krizin anlamı iğneden ipliğe her şeye gelen zamlardır. Artan hayat pahalılığıdır. Eriyen maaşlarımız-ücretlerimiz, satın alma gücümüzdeki düşüştür. Her alışverişte cebimizden çıkan paranın artması, poşetlerimizin küçülmesidir” dedi.

‘KRİZİN SORUMLUSU BİZ DEĞİLİZ’

İktidarın şimdiye kadar yaşanan krizlerde olduğu gibi bu krizin faturasını da işçi sınıfına, emekçilere, yoksul halka çıkarmayı hedeflediğini söyleyen Gezen, şunları kaydetti: “Üçte ikisi özel sektöre ve bankalara ait 467 milyar dolar dış borç 81 milyona ödetilmek isteniyor. Küçük bir azınlığın borcunu, zamlarla, adaletsiz vergilerle, işsizlik tehdidiyle halkın yüzde 99’u olarak bizlerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar. Sadece yükü bizim sırtımıza yıkmakla kalmayıp krizi emeğe, doğaya yönelik saldırıların fırsatı haline getiriyorlar.”

Gezen, “Ülkede yaşanan ekonomik krizin sorumlusu işçisinden kamu emekçisine, asgari ücretlisinden emeklisine, küçük esnafından çiftçisine kadar toplumun yüzde 99’unu oluşturanlar olarak bizler değiliz. Krizin sorumlusu, Türkiye’yi sermaye için cazip bir ülke yapmak adına emeğin en temel haklarını gasp edenlerdir. Şeker fabrikalarından kâğıt fabrikalarına kadar tüm kamu birikimini özelleştirmeler yoluyla talan edip Türkiye’yi ithalata mahkâm edenlerdir” diye konuştu.

DİKTATÖRLER ÖNÜNDE BAŞIMIZ HÂLÂ DİMDİK !
Basın açıklamasının ardından KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçileri de söz aldı. Emekçiler adına konuşan Nuray Şimşek, “Bizi işsiz bırakan yeryüzü tanrılarına sesleniyoruz: Bugüne kadar hiçbir diktatör karşısında eğilmeyen başlarımız hâlâ dimdik. Bizi gözaltılar tutuklamalar yıldıramıyor. Özgürlüğümüz ve onurumuz için direnmeye devam ediyoruz” dedi.

Flormar işçisi Nurhan Güler ile Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da söz aldığı miting Bandista grubunun müzik dinletisi ve halaylarla sona erdi.

***

TALEPLER

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, emekçilerin taleplerini şöyle sıraladı:

“♦ Elektrik, doğalgaz, su gibi temel ihtiyaçlara zam yapılmamasını, yapılan zamların geri alınmasını,

♦ Kriz bahanesi ile işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere son verilmesini,

♦ Ücretlerimizde yaşanan erimenin telafi edilmesini,

♦ Asgari ücretin net 2 bin 800 TL olmasını ve tümüyle vergi dışı bırakılmasını,

♦ Vergi adaletsizliğine son verilmesini,

♦ Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, emekten yana, demokratik bir bütçe oluşturulmasını,

♦ Enflasyon karşısında hükmünü çoktan yitirmiş kamu toplu sözleşmesinin yenilenmesini,

♦ Kamuya alımlarda torpilin, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik-arşiv araştırması uygulamasına son verilmesini,

♦ Emeğin haklarını yok eden KHK’lerin iptal edilmesini, KHK’ler ile işinden edilen tüm kamu emekçilerinin işine iadesini,

♦ Her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini,

♦ Kadınların güvenceli işlerde istihdamı önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.”