KESK heyeti, toplu iş sözleşmesi sonrası kamu emekçilerinin durumu ve bütçe süreciyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, krizin faturasının kamu emekçilerine ödettirildiği belirtildi

‘Krizin faturasını krizi çıkaranlar ödesin’

Berkay SAĞOL

2022-2023 yıllarını kapsayan TİS süreci sonrası kamu emekçilerinin durumu ve Meclis’te görüşülecek olan bütçe süreciyle ilgili KESK heyeti, KESK İzmir Şubeler Platformu ile beraber açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, TİS sürecinde kamu emekçilerinin taleplerinin karşılanmadığını dile getirdi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “27 Ağustos’ta yetkili konfederasyon Memur-Sen ve hükümetin mutabakatla sonlandırdığı bir TİS dönemi oldu. Ancak ne umduk ne bulduk diye bir sonuçla karşı karşıya kaldık. Kamu emekçileri için yapılan ücret artışı beklentileri karşılamadı ve kamu emekçileri açlığa mahkum edildi. TÜİK çarpıtılmış verilere dayandırılarak enflasyon rakamlarını açıklıyor. Gıda enflasyonu yüzde 29’ları, ulaşım enflasyonu yüzde 22’leri, gerçek enflasyonun yüzde 45’leri geçtiği bir ülkede kamu emekçilerine 2 yıl için yüzde 5-7 gibi bir ücret artışına imza atıldı. 3600 Ek Gösterge kamu emekçileri açısından yıllardır dile getirilen bir talep. Seçim dönemlerinde siyasilerin seçim vaadi olarak önümüze çıkıyor. 3600 Ek Gösterge, 2018’den bu yana siyasilerin elinde seçim malzemesi olarak kullanılıyor” dedi.

İzmir’de gerek OHAL KHK’ları ile ihraç olan kamu emekçilerinin eylemleri, gerekse demiryolları taşıma ve ulaşım iş kolundaki sürgün, baskı ve mobbinglere karşı eylemler devam etmekte. Bugün kamuda yaklaşık 500 bine yakın sözleşmeli çalışan 5 yıldır kadro bekliyor. Ücret artışında ise, zaten bir cebimizden giren diğer cebimizden çıkıyor. Gelir vergisindeki adaletsizliği hepimiz yaşıyoruz. Kamu emekçisine olan yüzde 5-7’lik artış zaten bir artış olarak yansımadan buharlaşmış oluyor. Kamu emekçileri olarak bizlerin geliri, ülkedeki ekonomik koşullarda geliri daha da azalmakta, yoksulluk sınırına doğru yaklaşmakta. Bu ülkede, yoksulluk sınırının 9 bin 500’ü gördüğü, açlık sınırının bin civarında olduğu koşullarda, en düşük kamu emekçisi maaşı yaşanabilir bir noktada değil” diye konuştu.

‘KRİZİN FATURASI BİZE KESİLMESİN’

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yapılacak bütçe görüşmelerinde kamu emekçilerinin taleplerinin gözetilmesi gerektiğini söyleyen Yeşil, “Bütçe görüşmelerine doğru giderken, TİS döneminde birikerek artan sorunlarımız, artan yoksullaşmamız için kamu emekçileri olarak birlikte örgütlenme yolunu çizmek ve bütçeden hakkımız olanı talep etmek üzere burada işyeri toplantıları ve örgütlenme gezileri gerçekleştireceğiz. Ekonomik kriz ile karşı karşıyayız ancak ekonomik krizi çıkartanlar emekçiler değildi. Krizin faturası bizlere kesilmek isteniyor. Krizin faturasını krizi çıkartanlar ödesin. Kamu emekçilerinin ekmeğinden, alın terinden çalınarak krizin çözüm önerileri sunulmasın. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir bütçenin yapılmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, asgari ücretin vergi dışı tutulması talebini dillendireceğimiz, temel gelir güvencesi ile ilgili düzenlemenin yaşama geçirileceği, kamusal hizmetin halktan yana, özelleştirmelerin son bulduğu, herkesin ulaşabileceği nitelikli bir kamusal hizmetin üretilmesini bütçe döneminde kamu emekçileri olarak talep edeceğiz. Bütün kamu emekçilerini; bu taleplere sahip çıkmaya, birlikte güçlü bir örgütlenmeyi kurmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.