Neredeyse yenilmezdi, buna rağmen her insan gibi zayıf bir tarafı vardı ama zayıf tarafını asla göstermedi. Boks için hep şöyle derdi: "Minderde tüm erdemlerinizi koyarak kusurunuzu gizlemelisiniz". Bu nedenle halkı için zaferlerle dolu hayatının 84. raundunda bile yenilmez kaldı.

Küba'da boksu bilim haline getiren isim: 'El Maestro'

BirGün Dış Haberler Servisi

Alcides Sagarra Carón, nam-ı diğer "El-Maestro"... Sporun amatör olarak yapıldığı bir ülkede yenilmez boksörler yetiştiren, Küba Ulusal Boks Takımının efsanevi koçu. 1936 yılında dünyaya gelen El Maestro'nun doğum günü vesilesiyle Küba Komünist Partisi Merkez Komite resmi yayın organı Granma'da bir mesaj yayımladı.

Granma'da yayımlanan mesaj şöyle:

"Okul masraflarını çıkarabilmek ve evine ekmek götürebilmek için memleketi Santiago de Küba'da fıstık ve gazete satmak, ayakkabı boyamak zorundaydı.

Tüm çabalarına rağmen, ilkokulu bitiremedi, ama hiç pes etmedi. Evet, yoksuldu, ama bilgiye açtı. İronik bir şekilde, onu boksa götüren şey astım hastalığıydı. Bir antrenör egzersizin ona iyi geleceğini söyledi; o da bunun üzerine eldivenleri seçti.

Küba'da devrim olunca, Toplum Sağlığı Bakanlığında tamirci olarak göreve başladı; akşamları Havana Cerro belediyesinde Agua Dulce Caddesindeki salona gidiyordu.

Neredeyse yenilmezdi, buna rağmen her insan gibi zayıf bir tarafı vardı ama zayıf tarafını asla göstermedi. Boks için hep şöyle derdi: "Minderde tüm erdemlerinizi koyarak kusurunuzu gizlemelisiniz". Bu nedenle halkı için zaferlerle dolu hayatının 84. raundunda bile yenilmez kaldı.

Öğretmen, antrenör, Beden Kültürü Bilimlerinden doktoralı, Küba boks ekolünün yaratıcısı, Uluslararası Boks Birliğine göre dünyanın en iyi koçu, Fidel'in dostu Alcides Sagarra Caròn, doğum gününü kutluyor.

kuba-da-boksu-bilim-haline-getiren-isim-el-maestro-774403-1.

32 olimpik altın madalya, 63 dünya şampiyonluğu, dünya gençler müsabakalarında 64 ünvan onu onurlandırmaya yeter mi? Kuşkusuz evet, ancak o tatmin olmaz, kazanmaya devam etmek, yani, Küba boksunun kazanmaya devam etmesini ister. Böyle bir yaşamı selamlamanın, profesörün her kavgada yaşadığımız duygu ve zaferlerin her birini nasıl ürettiğini hatırlamaktan daha iyi bir yolu olamaz.

Ulusal takımın liderliğini üslendiğinde, 6. sınıfı, yani çocukluğundan beri süren o görevi henüz bitirmişti; yaptığı ilk şey ise boksu bir bilim haline getirmekti. Koç kadrosu içinde sorgulamaya ve bilgi arayışına önem verdi. Ve örnek olarak Beden Kültürü alanında lisans ve 1992 yılında doktora aldı.

“Küba boks okulu bir şampiyonlar merkezidir, çünkü biz burada sadece yumruk atmayız. Profesörü de atleti de bir birlik olarak gören kapsamlı bir öğrenme sürecinden geçeriz. Boksörümüz rakiplerini ve kendini sadece biyolojik, teknik, taktik, fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da tanır. Sonra antrenör tüm bu birikimi madalyaya dönüştürecek rehberliği yapar; izlenecek bir model vardır, (bunun yanı sıra) her sporcunun sosyal bakış açısından bireyselliği, karakteri ve hatta motivasyonal tepkileri vardır. Küba boksunun başarıları şans meselesi değil, antrenman ile pedagojik, psikolojik, biyolojik, tıbbi ve başka uygulamalı bilimlerin etkileşiminin sonucudur" derdi.

Alcides'in her zaman bir şiarı vardır: "Bir sporcu neyi temsil ettiğini bilmelidir, işte bu nedenle biz insani bilimleri antrenmana dahil ediyoruz. Küba spor hareketini temsil etmek, bayrağınız için savaşmaktır, yani bizim durumumuzda Devrim için... çünkü bu sizi yenilmez kılar. Ve kanıt orada, bu nedenle bizi Küba sporunun amiral gemisi olarak adlandırıyorlar"

Fidel'in güvenini ve Komandante'nin kendi kurduğu Küba boks merkezi olan Guajay'daki kampı Holvein Quesada'ya yaptığı yüzlerce ziyaretini anlatırken, hep "Bir saatliğine, üç saatliğine gelebilir; eldiven bile giyerdi. O boksörlerin en iyi arkadaşıydı" diye söylerdi.

Sagarra'yla diyaloglarda unutulamayan bir anekdot hep akla gelir. 1991 Pan Amerikan Oyunlarındaki boks finallerinde, Küba ve ABD arasında madalya sayımında birincilik kararı verilecekti. Fidel, her zamanki gibi, boksörleri görmek istedi, ama Sagarra hayır dedi. "Komandante bana birini gönderdi ve nedenini sordu. Ben de, onların heyecanlanmalarını istemiyorum, dedim. Beni kucaklayarak bana katıldığını, çok çok madalya kazanacağıma inandığını söyledi"

O gece Kübalı boksörler yarıştıkları 12 ünvandan 11'ini kazandı ve ilk defa kıta oyunlarında liderlik kazandı."