Küllerinden ayağa

Sivasspor’un Başakşehir’i mağlup etmesi derbinin önemini de ikiye katlamıştı. Sezona kötü başlayan Beşiktaş, Dolmabahçe’de Galatasaray’ı mağlup ederek hem zirveye biraz daha yaklaşmak hem de kötü başlangıcın psikolojik etkilerini silmek amacındaydı.

Beşiktaş maça istekli başlasa da rakibinin kalabalık orta saha kurgusu sebebiyle merkezden etkili olamıyor, sadece Nagatoma karşısında üstünlük kurmayı başaran Quresma’nın bulunduğu sağ kanattan ataklar yapabiliyor ancak ciddi pozisyonlar üretemiyordu. Oyunun seyrini değiştiren VAR oldu. İlk çeyrek sona ererken Cüneyt Çakır video yardımcısına danışarak penaltı kararı veriyor ve topun başına geçen Ljajic takımını öne geçiriyordu. Kontrollü oyunu bırakıp daha fazla ileri çıkmak zorunda olan Galatasaray, Necip – Vida ikilisinden oluşan sıkıntılı Beşiktaş savunmasını zorlamaya başlayacaktı ancak aynı zamanda tamamlayamadığı her atakta rakibini dengesiz yakalayan Beşiktaş için farkı ikiye çıkartma fırsatı doğuracaktı.

Şenol Güneş ikinci yarıya ilginç bir kararla Güven’i yerine Atiba’yı oyuna alarak başlıyor, bu değişiklik Beşiktaş’ın orta saha direnci artırıp takım savunmasını güçlendirse de hücumda etkinliğini kaybetmesine neden oluyordu. Şenol Güneş neredeyse yarım saat bu duruma müdahale etme gereği duymuyor, 70’de Medel’in yerine Lens’in oyuna alarak takımının bozulan hücüm – savunma dengesini düzeltiyordu. Oyunun son bölümünde Güneş, rakibinin alacağı riskleri hesaplayarak topu ileride daha fazla tutabilmek için Mustafa’nın yerine Love’u alıyordu. Son bölümde Beşiktaşlı oyuncuların mücadelesi Galatasaraylıların beceriksizliğiyle birleşince konuk ekip gol bulamıyordu. Beşiktaşlılar da kontra ataklarda son pas tercihlerini doğru yapamayınca maç 1-0 sona eriyordu. Bu galibiyet Beşiktaş açısından matematiksel anlamda ezeli rakibiyle puanını eşitleyip liderle arasındaki farkı 6’ya indirmek, psikolojik açıdansa avucunda bir avuç kumla yeniden ayağa kalkmak anlamına geliyordu.