Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin 57’ncisi bugün başlıyor. Festivalin direktörü Ahmet Boyacıoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iki ayrı bakanlık haline getirilmesi gerektiğini savunuyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrılmalı

Işıl ÇALIŞKAN

Antalya Altın Portakal Film Festivali bu kez farklı bir deneyimle izleyicisiyle buluşuyor. 57’ncisi yapılacak festivalde yer alan filmlerin gösterimleri "Yıldızların Altında" adı verilen üç açık hava sinemasında, salgın önlemleri gözetilerek yapılacak.

Bu yıl Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda 12, Ulusal Belgesel’de 10, Ulusal Kısa Metraj’da 12 film yarışacak. Uluslararası Yarışma’da ise çoğunluğu Venedik Film Festivali’nde ilk gösterimlerini yapan yılın en yeni yapımları, Türkiye’de ilk kez Antalya’da izleyici karşısına çıkacak. Bu akşam açılış töreni ile başlayacak olan festival 10 Ekim’de son bulacak. Sözü fazla uzatmadan festivalin direktörü Ahmet Boyacıoğlu’na bırakalım…

kultur-ve-turizm-bakanligi-ayrilmali-788126-1.

Dile kolay, festivalin 57’incisi düzenleniyor. Hiç kolay olmasa gerek... Bugünlere nasıl geldiğinizi sorarak başlayalım dilerseniz?

Altın Portakal Film Festivali, hangi partiden olursa olsun, Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen kişinin göz ardı edemeyeceği, Antalya’nın sembolü haline gelmiş bir etkinlik. 31 Mart 2019’da seçimi kazanarak Büyükşehir Belediye Başkanı olan Muhittin Böcek için de öyle. Başkanımız gençliğinde ailesine katkı sağlamak için 16 mm’lik bir göstericiyle filmler oynatmış bir sinema aşığı ve festivali çok önemsiyor. Diğer yandan daha 100 yılını doldurmamış bir ülkede, 57 yıldır düzenlenen bir etkinlik gelenekselleşmenin de ötesine geçmiş sayılır. Antalya yerinde durdukça Altın Portakal Film Festivali de yapılacaktır, buna eminiz.

Bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı bir yenilik olacak mı?

Salgın nedeniyle bütün gösterimlerimizi açık hava sinemalarında yapacağız. Açık hava sinemalarına da Yıldızların Altında 1, 2 ve 3 adlarını verdik. Dolayısıyla bu yılki festivali “Yıldızların Altındaki Festival’ olarak tanımlayabiliriz.

İZLEYİCİLER ŞAŞIRACAK

Uluslararası uzun metrajda dünyanın farklı yerlerinden seçtiğiniz filmlerle izleyici karşısında olacaksınız. Neydi size bunları seçtiren?

Uluslararası Yarışma’da dünyanın farklı ülkelerinden on film seçiyoruz. Bu filmleri seçerken de ön planda tuttuğumuz kriterler, yılın ses getiren ve Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluşacak, yeni yapımlar olmaları, izleyicileri şaşırtacak kadar iyi olmaları ve bazen de hoş vakit geçirtecek kadar eğlenceli olmaları.

Altın Portakal’da yarışacak filmler hangi kriterler gözetilerek seçildi?

Bu yıl Ulusal Uzun Metraj Yarışması’na 47 film başvurdu. Seçici kurulumuzun çok güçlü bir seçki oluşturduğunu söyleyebilirim. Herkesin korkusu salgın nedeniyle çok az sayıda filmin başvuracağı, hatta yarışma için 12 filmin bile gelemeyeceği idi. Seçkimiz son yılların en iyilerinden biri.

Altın Portakal bu yıl iki afişle çıktı. Biri Fatma Girik, diğeriyse sağlık emekçileri için… Neden 2 afiş tercih ettiniz?

Evet, bu yıl iki afişimiz var. İlkinde 1965 yılında Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Keşanlı Ali Destanı” filmiyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Fatma Girik var. İkinci afişte ise salgın sırasında büyük bir özveriyle, canla başla çalışarak halka yardımcı olmaya çalışan sağlık çalışanlarına Antalya Büyükşehir Belediyesi saygılarını sunuyor. İyi ki de böyle bir karar alındı, çok olumlu geri dönüşler oldu. Son dönemde sağlık çalışanlarının sıklıkla uğradıkları fiziksel ve sözel saldırılar göz önüne alındığında bu jestin daha da anlamlı hale geldiğini düşünüyoruz. Sağlık çalışanları için ayrıca Ulusal Uzun Metraj ve Uluslararası Uzun Metraj Yarışma Filmleri’nin her gösterimi için geçerli 50 davetiye ayrıldı. Sağlık çalışanları gişelerde kimliklerini göstererek davetiyelerini alabilecekler.

250 öğrenciye yönelik Altın Portakal Sinema Okulu da oldukça heyecan verici bir proje. Detayları aktarır mısınız?

Geçen yıl Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in konuğu olarak, Türkiye’nin farklı kentlerindeki üniversitelerden Antalya’ya gelen öğrenciler yaşadıklarından ve öğrendiklerinden o kadar mutlu oldular ki, festivalden sonra birçok teşekkür mektubu elimize ulaştı. Öğrenciler bize yazdıkları mektuplarda Altın Portakal Sinema Okulu sırasında öğrendiklerinin hayata bakışlarını değiştirdiğini belirtiyorlardı. Bu yıl sayıyı 150’den 250’ye çıkardık. Ancak salgın nedeniyle uzaktan eğitime geçilmesi ve seyahat kısıtlamaları Altın Portakal Sinema Okulu’nu çevrimiçi yapılmasını zorunlu kıldı. Altın Portakal Sinema Okulu’nu önümüzdeki yıllarda daha da geliştirerek sürdürmek niyetindeyiz.

Bir film festivalini özgün kılan en önemli özellik nedir sizce?

Dünyanın birçok ülkesinde film festivallerine katıldım. Bir festivalin özgün olması için, belirli koşullar olduğunu düşünüyorum. İnsanların ilgisini çekecek, kaliteli, ilginç, belki daha da önemlisi, izleyicileri şaşırtacak filmler göstermek, film gösterimlerinin yanı sıra söyleşiler ve farklı etkinliklerle ilgiyi yüksek tutmak gerekiyor. Teknik altyapı, gösterim kalitesi ve altyazılar kusursuz olmalı. Öyle ki izleyicileriniz bir yıl sonraki festivalin yolunu bekleyecek kadar etkilenmiş olarak ayrılmalı salonlardan.

kultur-ve-turizm-bakanligi-ayrilmali-788127-1.

YEŞİLÇAM SOSYOLOJİK BİR OLGU

Ülkedeki sinema kültürünün toplumsal bellekte rolü nedir sizce?

Hitchcock’un bir sözü var; “Bir film bir gecede dünyada beş kıtada gösterilebilir ve birbirinden çok farklı ülkelerde yaşayan insanları aynı anda etkileyebilir”. Sinemanın gücü herhalde buradan geliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ‘Yeşilçam’ın diğer adı Antalya’dır’ diyor. Yeşilçam aynı zamanda bu ülkedeki insanları yönlendiren çok güçlü bir sosyolojik olgudur. 1960’lar ve 70’lerde çekilen filmlerin televizyonlarda hâlâ izleyici rekorları kırmasının en önemli nedeni de sanıyorum bu.

Bağımsız filmlerin var olmasının önemini nasıl anlatırsınız?

Ülkemizde 170 sinema okulu var. Yeni nesil sinemacıların çoğunun da anlatacak farklı öyküleri mevcut. Bu genç yönetmen adaylarının film yapmasını sağlamak, sanatta çeşitlilik açısından gerekli. Antalya Film Forum, bu kapsamda yeni yeteneklerin ortaya çıkmasındaki rolü bakımından çok önemli. Hep aynı tür filmleri izleseydik herhalde dünya çok sıkıcı olurdu.

Birçok festival programını çevrimiçi yaparken sizin bu kararı vermenizde ne etkili oldu?

Antalya’nın ılıman iklimi, film gösterimlerini açık hava sinemalarında yapma olanağını bize verdi. ‘Yıldızların Altında’ adını verdiğimiz üç açık hava sinemasında, Ulusal Uzun Metraj, Kısa ve Belgesel film yarışmalarındaki filmlerle Uluslararası Yarışmadaki filmlerin tamamını izleyicilerimize sunacağız. Diğer yandan Antalya Film Forum ve Altın Portakal Sinema Okulu zorunlu olarak çevrimiçi gerçekleştirilecek. Sonuç olarak 2020 yılı Festival tarihinde farklı bir yere sahip olacak.

Nasıl önlemler aldınız?

Pandemiyle ilgili olarak resmi makamların öngördüğü bütün önlemler eksiksiz olarak alındı. Açık hava gösterim mekânlarımızda ateş ölçümü ve maske kontrolü yapılacak. Sosyal mesafe kurallarına uygun bir oturma düzeni hazırlıyoruz. Gösterim boyunca maske çıkartılmayacak. Gerekli dezenfeksiyonlar da yapılacak.

Salgında sinema özelinde en çok zarar görecek olanın bağımsız sinema filmleri olacağı konuşuluyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?

Salgında sadece bağımsız filmler değil, müzisyenler, tiyatro sanatçıları, plastik sanatlarla uğraşan sanatçılar ve edebiyatçılar da etkileniyor. Dünyanın birçok ülkesinde hükümetler sanatçılara destek politikalarını açıkladılar. Bizim ülkemizin durumu malûm. İlk yapılacak iş Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iki ayrı bakanlık haline getirilmesi bence. Gerçek kültür politikaları yönetecek ve sadece kültürle uğraşacak bir Kültür Bakanlığı kurulması ön koşul olmalı.