Kulübeden gelen felaket

Galatasaray, ilk yarısında alıştığımız deplasman maçlarından daha derli toplu göründüğü Malatyaspor deplasmanının ikinci yarısında oldukça tutuk oynayarak 1 puana razı oldu.

Galatasaray’ın son 2 sezonki deplasman oyunları o kadar vasat ve hatta vasat altıydı ki, Malatyaspor karşısında rotasyon sonucu sahaya çıkmış takım, as takımı aratmayı bırakın aynı dönemdeki en iyi deplasman oyunlarından birisini oynadı ilk yarıda. En azından bu sahalarda çok sıkıntı yaşadığı hücum varyasyonları ve yaratıcılık anlamında. Savunma tarafı ise aynı tas aynı hamam tabii. Buna az sonra geleceğiz. Fakat kanat değiştirerek oynayabilen Adem-Babel ikilisine oldukça çalışkan Andone de eklenince Malatya savunması bir hayli problem yaşadı diyebiliriz. Tabii bunun bir getirisi daha var. Sürekli statik oynayan veya topu ayağına isteyen oyuncuların arkasında oynayan orta saha hattının işi, hareketli bir forvet hattıyla oynayanlara göre daha zor oluyor. Seri, Nzonzi ve Ömer Bayram dengesi bozulan ve içinde boşlukların oluştuğu Malatya defansını sürekli rahatsız ettiler. Ömer Bayram için bir parantez açmak lazım. Kariyerini sol kanat ve sol bek olarak geçiren bir oyuncunun 28 yaşında, orta saha oyuncusu olarak görev yaptığı birkaç maçta takımına sol bekte verdiğinden çok daha fazla katkı vermesini teknik direktör yaratıcılığı ile mi, futbolcunun yaşadığı karmaşayla mı yoksa ligimizin acaipliği ile mi açıklayalım bunu ilerideki haftalarda daha ayrıntılı konuşabiliriz. Gelelim “Muhteşem İkili” Luyindama-Marcao’ya. Bunu geçtiğimiz sezonki maç yazılarımdan birisinde yazmıştım sanırım. Galatasaray’ın stoper ikilisinin hücuma verdiği katkı takım savunmasına yaptıkları katkıdan daha fazla neredeyse.

Galatasaray’ın devre arasındaki oyuncu değişikliği bir futbol takımının iyi işleyen bir planı nasıl çöpe attığının kanıtı. Evet Nagatomo ilk yarıda sahanın en çok aksayan oyuncularından bir tanesiydi. Fakat bu açığı kapatmak için bu sezonun en büyük çıkış yapan oyuncunuzu, çok eleştiri aldığı fabrika ayarlarına döndürüyorsanız ve onun ilk 45 dakikada çok iyi performans gösterdiği bölgeye yerleştirdiğiniz oyuncu ikinci yarıda, İtalyanların meşhur maç sonu puanlamasında 3 alacak kadar bile oynamıyorsa eleştiri alırsınız. Bu şu demek, ilk yarıda oyun planı ve performansların sonucunda 1 kişi fazlaymış gibi oynadığınız mücadelede 1 kişi eksik oynamaya başlıyorsunuz. Hakikaten Lemina, ikinci yarıda bir futbolcu bir takımını daha ne kadar frenleyebilir bunun örneğini sergiledi adeta. Rakibin 4’e 1 yakalandığı bir hücumda 2 kez gole engel oldu ve maçın son atağında nerede ise eldeki 1 puanın da elden gitmesine sebep oluyordu.

Galatasaray zorlu fikstürün ikinci maçında da 1 puana razı. Gelecek hafta son 2 maçtan çok daha zor 2 rakip onları bekliyor.