Önceki yazımda, “1949’da, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) iktidarı almasının ardından faşist döküntülerin çoğunun İngiltere kolonisi Hong Kong’a (HK) sığındığını, 1956 ve 1967’de adeta bir iç savaş görüntüsü veren iki büyük olayda komünistlere Çin’de yenilmenin intikamını HK’de almaya çalıştıklarını ve bugün HK sokaklarını şiddete boğan emperyalizmin işbirlikçilerinin bunların torunları olduklarını” yazmıştım. HK’ye sığınan Kuomintang (Çin Milliyetçi Partisi) artığı suç çeteleri, ajanlar vs nedeniyle HK, Çin’e karşı düşmanca faaliyet ve sabotajlarının merkezi haline gelir. En bilinen olay, 11 Nisan 1955’te, Çin Başbakanı Zhou En-lai’yı HK’den Endonezya’daki Afro-Asya Konferansına götürmek için kiralanan Hint uçağı Kaşmir Prensesi’ne Kuomintang ajanları tarafından düzenlenen ve 11 kişinin ölümüyle sonuçlanan sabotajdır (Zhou sağlık nedeniyle geciktiği için uçakta yoktur).

1956 olayları

ÇKP’nin iktidarı alıp sosyalist devrimi ilan ettiği gün olan 1 Ekim 1949, o günden beri Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olarak kutlanır. Kuomintang artıklarının bu günü kabul etmesi tabii ki beklenemez. Onlar, “çift on günü” olarak da bilinen, 10. 10. 1911 tarihini Çin Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olarak kabul eder ve kutlarlar. Bu tarih, 10 Ekim 1911’de Wuhan’ın* Wuchang bölgesindeki (Hubei eyaleti) demiryolu işçilerinin başlattığı ve 1912’de İmparatorluğun lağvedilip Cumhuriyet ilanına ve Çin Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolu açan “Wuchang isyanı”nın yıldönümüdür. Aynı zamanda, Kuomintang’ın kuruluş günü olarak kabul edilir.

10 Ekim 1956’da HK hükümetinin Kuomintang artıklarının barındığı yerleşim bölgesinden sorumlu görevlisi kutlamalar için hiçbir yere Çin Cumhuriyeti bayrağı (beş renkli bir bayraktır), resim asılmaması ve duvarlara slogan yazılmaması konusunda bir duyuru yapar. Bu kararın, sabotaj girişiminden sonra, Çin Başbakanı Zhou En-Lai’ın HK koloni hükümetine “Çin’e karşı düşmanca faaliyetlerden duyulan ‘ciddi’ rahatsızlığı”nı iletmesi üzerine alındığı artık biliyoruz. Bu uyarıya rağmen asılan Çin Cumhuriyeti bayrağı, Dr. Sun ve Çan Kay-Şek’in resimlerini indirtir ve yazılan Kuomintang sloganlarını sildirir. Provokasyon için pusuda bekleyen Kuomintang ajanları sokaklara önce Çin’den kaçan suç örgütlerinin haydutlarını sürüp bölgeyi şiddete boğar, ardından olaylar hızla büyür. İlk olarak komünistlerin oturduğu bölgelere (asıl hedefleri oralardır ve yakın bölgelerdir) saldırırlar ve yakaladıkları birkaç kişiyi sokak ortasında işkenceyle öldürürler. Solcu işçilerin çalıştığı ve örgütlü olduğu fabrikaları hedef alır ve bazılarını yakarlar. O günlerde HK’de ciddi bir sanayi vardır ve fabrikalarda sol sendikalar örgütlüdür. Solculara ait ya da solcularla ilişkisi olduğuna inandıkları mağazaları, dükkânları, toplu taşıma araçlarını, binaları vs ateşe verirler. Yakılarak ölenler arasında İsveç Konsolosunun eşi de vardır.

Bindiği taksi faşistler tarafından ateşe verilen genç kadın hayatını kaybeder. Bu olay, bardağı taşıran son damla olur. Yaşananlara yetersiz polis gücüyle müdahale etmeye çalışan İngiltere, orduyu HK’ye çağırır. O günlerin polis müdürü raporunda “Saldırılar yayılmış ve olaylar o derece kontrolden çıkmıştı ki, polis ve orduya uyarı yapmaya gerek duymadan ve hedef gözetmeksizin ateş açma yetkisi vermeye mecbur kaldık” diyor.

Dört gün süren olaylarda, faşistlerin saldırıları sonucu 15 kişi katledilir. Polis-ordunun açtığı ateşle kırk dört kişi ölür. Beş yüz kişiden fazla da yaralı vardır. Dört bin kişi gözaltına alınır. Yapılan yargılama sonunda dört faşist idam cezası alır.

Sonraki yazı: 1967 olayları ve sonrası.

cukurda-defineci-avi-540867-1.