İkinci Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu 28 Eylül’de İstanbul’da, Haliç Kongre Merkezi’nde başlıyor.
Protokol konuşmacıları arasında Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı’nın eşi Dr. Sare Davutoğlu, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan bulunuyor.
Emine Erdoğan, Birinci Sempozyum’un da açış konuşmasını yapmış...
“Kupa terapisi, kişisel olarak ilgi duyduğum bir konu, burada olmak benim adıma da bir kazanç.” demiş.
***
Üç günlük program için ödeyeceğiniz altı yüz elli liranın karşılığında…
Osmanlı’da, Nijerya’da, Fin kültüründe kupa terapisinin yerinden…
Siyatik, osteoartrit, migren, diyabetik ayak, doğum sonrası streste kupa terapisine…
Kupa terapisinin meslek standartlarından koruyucu hekimlik sistemine dahil edilmesine kadar bir dizi faideli oturumu izleyebilirsiniz.
Üzerine bir yüz seksen liraya daha kıyarsanız…
Sertifikalı Kupa Terapisti bile olabilirsiniz.
***
Bu arada…
Kupa terapisi nedir, ne menem iştir, neye yarar diye soranlarınız olursa…
Sempozyumun web sitesindeki bilgilere dayanarak aydınlatıvereyim.
Birçok rahatsızlığın iyileştirilmesinde ve tedavisinde kullanılan eski bir yöntemmiş kupa terapisi.
Hastalıktan kurtulma veya sağlığı koruma amacıyla atık maddelerin yoğun olarak toplandığı belli noktalardaki tıkanıklık, kılcal damarlar ve ince damarlardan kirli kanın alınmasıyla tedavi gerçekleştiriliyormuş.
Hemofili ve hipertansiyon gibi kan hastalıkları, artrit de dahil olmak üzere romatizmal hastalıklar, siyatik, baş ve bel ağrısı gibi genel fizik ve zihinsel hastalıkları iyileştirmek için kullanılıyormuş.
(Hipertansiyon ne zamandan beri kan hastalığı oldu diye soranları geçip devam ediyorum…)
Arapçada “El Hicame” olarak adlandırılıyormuş.
“El Hicame” demek; emmek, çekmek, vücudun doğal haline döndürülmesi demekmiş.
Yani?..
Bütün bu laf kalabalığının yanisi…
Bildiğiniz şişe çekme…
Hacamat!..
***
Şimdi, “hacamat”ın sonuna ünlem koydum diye modernist, pozitivist, laikçi bir zihniyetle Sempozyum’u hor gördüğümü sanmayın, sakın.
Bilâkis çok yerinde ve zamanında bir iş olmuş.
Neden mi?..
Malûm, memlekette on yıldır “Sağlık Reformu” yapılıyor…
Muayene oldun ver sekiz lira, dört kalem ilaç yazdırmışsın ver bir lira daha…
Acile geldin ver şu kadar, geçen gün de dahiliyenin önünde dolanıyordun ver bu kadar daha…
Şuydu buydu diye diye milleti hacamat ettiler…
Bu hacamat işini bilimsel bir temele oturtmanın zamanı çoktan gelmişti.
Onun için…
İkinci Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu’nu düzenleyenleri cân-ı gönülden kutluyorum.
Ellerine, yüreklerine, şişelerine sağlık!
***
Yalnız programda gördüğüm bir küçük eksikliğe de işaret etmeden geçemeyeceğim.
Diğer değerli zevat iyi de…
Sağlık Bakanı Recep Akdağ niye yok?..
Bence Onursal Başkan olarak davet edilmeli…
Kendisine bir de “Şef Kupa Terapist” (Başhacamatçı) plaketi verilmeliydi.
İşte o zaman tam olurdu.