Nisan ayının son haftasını yaşadığımız şu günlerde Türk basketbolunda hareketli günler yaşanıyor. Yavaş yavaş her kategoride başarıya ulaşanlar ve kaybedenler belli olmaya başladı. Geçen hafta Antalya'da oynanan...

Nisan ayının son haftasını yaşadığımız şu günlerde Türk basketbolunda hareketli günler yaşanıyor.

Yavaş yavaş her kategoride başarıya ulaşanlar ve kaybedenler belli olmaya başladı. Geçen hafta Antalya'da oynanan Tadım Türkiye Kupasını Efes Pilsen bu sene hiç zorlanmadan çok rahat bir şekilde aldı. Finale gelene kadar hep kolay maçlar oynadı ve son gün finalde de karşısında bir gün önce büyük bir sürprize imza atan ancak yorgun olan Banvit'i bulunca kupaya uzanması pek zor olmadı. Ama bu işler tecrübe işidir. Böyle 3 gün arka arkaya ve tek maç üzerinden oynanan maçlarda tecrübe ve derin kadrolar çok önem taşır. Zaten bu konularda hiç eksiği olmayan hatta fazlası olan Efes için kupayı almak çocuk oyuncağı gibi bir olaydı. Bakalım Efes Pilsen aynı başarıyı Beko Basketbol Ligi'nde gösterip iki önemli rakibi Türk Telekom ve Fenerbahçe Ülker'i saf dışı bırakıp şampiyonluğa ulaşabilecek mi. Bana göre bu sezon Efes'in işi çok zor. Çünkü iki rakibi de çok kuvvetli ve Efes eski Efes değil çok fazla eksikleri var. Bu eksikler bu turnuva da pek ortaya çıkmadı ve zorlu Play-off yolunda sırıtacaktır. Antalya'ya ıoo.yılında şampiyonluk parolası ile gelen Fenerbahçe Ülker, Bandırma temsilcisi Ban-vit'ten okkalı bir tokat yedi. Hem kupadan elendi hem de ıoo.yılda bu kaliteli kadro İstanbul'a eli boş dönmek zorunda kaldı. Bas-ketbolda rakibi hiç bir zaman küçümsememek lazım. Karşınızda inançlı maçı kazanmak için çırpınan bir takım bulduğunuzda işte Fenerbahçe Ülker'in durumuna düşersiniz.Büyük harcamalarla kurulan bir takım kendisinden çok daha az bütçeli bir takıma boyun eğmek zorunda kalabilir. Bu yenilgi bence Fenerbahçe için çok büyük bir ayıptır. Rakibi küçük görünce neler olabileceğinin en güzel örneğidir. Tabii bu yenilgide cezalı olan Aydın Örs'ün takımın başında sahaya çıkamamasınında rolü olmuştur. Buradan Banvit'in başarısını da alkışlamak gerekiyor. Maç öncesi röportajda Selçuk Ernak'ın söylediklerine bakılırsa kendisi de bu zafere pek inanmıyordu. Ancak oyuncular maçın son saniyelerine kadar ellerinde gelen bütün gayreti ortaya koydular ve takımlarını tarihlerinde ilk kez finale taşımanın gururunu yaşadılar. Ne yalan söyleyeyim ben böyle zayıfın güçlüyü yendiği sürpriz sonuçlarla biten maçlara bayılırım. Basketbol böyle olunca çok daha güzel oluyor.Bu duyguları basketbolseverlere yaşattığı için Banvit'e çok teşekkürler.

Bu arada Türk Telekom'da yaşanan büyük düşüş dikkat çekiyor. Lacivert-beyazlılar Avrupa kupasında elendikleri maçtan itibaren büyük bir düşüşe geçti. Sezona çok iyi başlayan uzun süre ligde lider olarak giden Türk Telekom maratonun sonlarına doğru bu büyük yükü kaldıramadı. Antalya'da da Fenerbahçe karşısında çok kötü bir oyun ortaya koyarak yenildiler. Ligin sonunu iyi getirmek istiyorlarsa bir an önce akıllarını başlarına alıp kendilerini Play-off maçlarına hazırlamak zorundalar. Yoksa bütün sezon yaptıkları mücadele boşa gitmiş olacak. Beni en çok şaşırtan olay ise kupada Beşiktaş Cola Turka'nın Pınar Karşıyaka karşısında aldığı farklı yenilgi oldu. Beşiktaş bir süredir müthiş bir düşüş içerisinde. Özellikle Murat Didin'in takımdan ayrılması bu düşüşü daha da hızlandırdı. Takımın oyun kurucusu ve önemli oyuncusu Reese'in sakatlığı da bu kötü gidişte etkili oldu. Ama ne olursa olsun koskoca Beşiktaş bir maçta bu kadar aciz durumlara düşmemeli. Umarım onlarda play-off larda kendilerine yakışan oyunu ortaya koyarlar.