İktidarın değeri düşük TL ile kur avantajı sağlayıp cari açığı kapatma iddiası kasımda çakıldı. Ödemeler dengesi 3 ayın ardından açık verdi. Doç. Dr. Demirel, üretici maliyetlerindeki artışın kur avantajını sildiğine dikkat çekti.

Kur kasımda ‘rekabet’ etmedi

EKONOMİ SERVİSİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kasım ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini yayımladı. Veriler cari dengede 3 ay sonra yeniden açık verildiğini gösterdi. Cari denge kasım ayında 2,68 milyar dolar açık verdi. Kasım’da 12 aylık cari açık 14,3 milyar dolar oldu. Ekim ayında cari dengede 3,14 milyar dolarlık fazla kaydedilmişti. Ağustos ve Eylül aylarında da cari dengede fazla görülmüştü.

TCMB’nin değerlendirmesine göre kasım ayın ödemeler dengesinin açık vermesinde, hizmetler dengesi kaynaklı net girişlerin bir önceki yılın Kasım ayına göre 794 milyon dolar artarak 1,92 milyar dolara yükselmesi ve ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 385 milyon dolar azalarak 3,48 milyar dolar olarak gerçekleşmesi etkili oldu.


KAYNAĞI BELİRSİZ PARADA DİKKAT ÇEKEN ARTIŞ

Verilerde net hata noksandaki yüksek fazla dikkat çekti. Net hata noksan 4,46 milyar dolarla tarihin en yüksek ikinci fazlasını kaydetti. Bu kalemde 2020’nin kasım ayında 4,57 milyar dolarla rekor fazla gerçekleşmişti. Net hata noksandaki artışta Varlık barışının etkili olduğu düşünülüyor. Net hata noksan, ödemeler dengesinde kaynağı belirsiz paraları temsil ediyor.

TÜİK’in kasım ayı verilerine göre kasım ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 artarak 5 milyar 54 milyon dolardan, 5 milyar 402 milyon dolara yükseldi.

İhracat kasımda, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33,7 artarak 21 milyar 506 milyon dolar, ithalat yüzde 27,3 artarak 26 milyar 908 milyon dolar olarak gerçekleşti.

KUR AVANTAJI SİLİNDİ TALEP DURDU

“İhracatımızın ‘şahlandığı’ yılda Kasım da 2,6 milyar dolarlık cari açık oluşması pek iyi olmadı” diyen Doç. Dr. Baki Demirel, ödemeler dengesindeki cari açığın nedenini üç maddede anlattı.

İlk olarak salgın nedeniyle ertelenen talebinin yılsonuna doğru azaldığını kaydeden Demirel, üretici maliyetlerindeki artışın kur avantajını sildiğini ve dış ticaret yapısının kur avantajına dayalı politikaya uygun olmadığını belirtti:

Yaz aylarında salgının etkileri hafifleyince insanlar ertelenmiş alışverişlerini gerçekleştirdiler. İhracatta da bu talep artışının etkileri görüldü. Eylül, ekimdeki ticari fazlanın nedeniydi buydu. Aylar ilerledikçe talep azalmaya başladı. İhracatı belirleyen en önemli faktör de fiyattan önce taleptir.

kur-kasimda-rekabet-etmedi-966657-1.



Üretici maliyetleri çok yükseldi. TÜİK’in açıkladığı verilere göre yüzde 80’e yakın bir maliyet enflasyonu olduğunu görüyoruz. Doların TL karşısındaki değeri de yüzde 80 civarında arttı. TL’nin değer kaybetmesinin rekabetçi etkisi enflasyonla birlikte ortadan kayboluyor.

Ülkenin üretim yapısına bakıldığında da satılan mallar emek yoğun ve düşük teknolojili mallar ve bu malların dış ticaretinde de rekabet çok. Enflasyon artınca rekabetçilik de azalıyor. Aralıkta üretici maliyetlerindeki atış yüzde 19’u aştı. Aralıkta daha yüksek bir cari açıkla karşılaşacağız. Önümüzdeki yıl için de ABD ve Avrupa’nın enflasyon korkusu dış talebi olumsuz etkileyecektir.

Ekonomi yönetiminin politikalarını eleştiren Demirel “Dış talebe bağlı olarak ekonomiyi büyüteceğiz, cari fazla verip enflasyonu azaltacağız, finansal istikrarı sağlayacağız politikası işe yaramayabilir. Rekabetçi kur söyleminin kendisi hatası. Rekabetçi kur ancak yüksek teknolojili mallar ihracat edilirse bir miktar kur avantajı kullanılabilir. Ama öteki türlü yoksullaştıran büyüme olur” ifadelerini kullandı.