Bugün size bir yazar ve mizah kitabı üzerinden yazayım istedim. Konusu mizah olan bir kitap üzerinden düşününce Kürt aklı, mizahi olunca böyle bir şey olmalı. Kürt mizah yaparsa böyle yapmalı. Trajedisi olan toplumların mizah sevgisi çok gerçekçi ve anlamlı! Mizahın Kürtler arasında “dayanılmaz hafifliği” var, bunu peşinen kabul etmek lazım. Gündelik hayatın içinde o denli mizahla yüklü yaşanmışlıklar var ki, anlatılmaz yaşanır kabilinden.

Oldum olası  “üslup sahibi yazar”ları sevmişimdir. Özgür Amed “Kürdocul İşler” kitabının yazarı. Üslup sahibi bir genç yazar ve ilk kitabı. İmzaladığı kitabının ithaf sayfasında diyor ki; “Şarlo’nun ‘yakın planda bakıldığında hayat trajedi, uzaktan bakıldığında ise komedidir’ söylemini keşfettiğim gün, şuna karar vermiştim. Kürdo gençler oturup, tavlada zar atacaklarına, tavlayı ters çevirip, dama ya da satranç oynadıkları zaman birçok şey değişecektir.”

Ö
ğrenci eylemlerinde “molotof” yerine, boklu “çocuk bezi” atacağı varsayılan eylemciler. Newrozlarda yakılan lastiklerin küresel ısınmayı etkilediği ve “Hidroklokürdik” gazını oluşturarak literatüre dahil etmesi arzulanan realite. Çekirdek aile yerine bilcümle eğlence sektörüne “picamalı dakota” aile modelinin daha gerçekçi olacağı mantığı. Sansür dil kurumunca ismin hallerine, O-Hal’in de eklenmesi mecburiyeti...

Bütün bu ve benzeri esprilerin bir yaratıcı zekâ örneği olarak Kürdocul İşler’de ziyadesiyle vukubulduğunu ve de sübuta erdiğini gözlerimden yaş gelerek aynı zamanda gülümsemeyi de unutmadan okuduğumu itiraf etmeliyim.

Ultra yandaş  medya seçkileri, Kürt coğrafyasında geleceğin meslekleri, çay sonrası karalamalar; U2 ve Dengbêj buluşması, kentte ciğer(ci) savaşları, Heval Schopenhauer ve Hegel muhabbeti ve kitabın ruhuna nüfuz eden Xalê Seyitxan ismi takıntısı. Daha da fazlasının ayrıntısı Kürdocul İşler’de...

Dîyarbekir’in Kulp ilçesinin taammüden cinayete kurban gittiği 90’lı yıllarının bir fenomeni vardı, Başçavuş Reco! Kulplular, Reconun “köylerinin boşaltılıp yakıldığı” yıllarında can havliyle şehrin koşuyolu bölgesine kaçıp yerleşirlerken “Reco”nun arkalarından bağırarak söylediklerini de paylaşıyorlardı; “Koşuyolunda da gelip sizleri bulurum haberiniz olsun!”. Doğrusu şimdi Reco ve Reco’nun soyundan gelenler ağır bir yenilginin çaresizliğini yaşıyorlar. Oysa Reco ve taallukatının sürdükleri ise sadece siyasal mücadele ile değil, mizahın yaratıcılığı ile de “resmiyeti” ti’ye almayı bizatihi hayatları ve kalemleriyle beceriyorlar.

Ortaokul yıllarından başlayarak özdeyişler derleyen ve mizaha kafa yoran Kürdocul İşler’in yazarı Özgür Amed bir Kulp’lu genç. Özgür, kitabı için de peşinen “spas” dediğimde; mizahi üslubunu konuşturarak “Eyvallah Abê, benden de pir spas, kapında olmişam paspas” diyerek Kürdocul İşler’i tutuşturmuştu elime. O gün Sülüklü Han’da iki saat çayın, kahvenin imanını gevretmiştik, bolca mizah yapıp kendimizle de dalga geçmiştik.

İşte o güzel, sempatik, Kürdi bir mizah ustası yazarı dördüncü yılına giren Roboski katliamını protesto etti diye hükmünü keserek cezalandırıp geçen günler içinde zindana attılar. Ne yapsaydı yani Özgür Amed, 34 canı bombalarınızla katlettiniz diye alkış mı tutsaydı. Roboskinin katilleri elini kolunu sallayıp devlet korumasında keyif çatıyor. Protesto eden yazar hapiste. Tanrım aklımızı koru bu zalimlerden. Şimdi mahpusta o mizahi üslubuyla içerdekileri konuşturup gözleyip hafıza tazeliyor. Bakalım içerden ne çıkaracak Özgür. Umuyor ve diliyorum ki tez zamanda adı gibi özgürlüğüne kavuşur Özgür Amed…

Önümüzdeki hafta cezaevi infaz savcısına gidip görüş talebinde bulunacağım. Ama işin tuhaf tarafı gerçek ad ve soyadını da bilmiyorum. Çünkü biz onu hep müstear adıyla tanıdık: Özgür Amed…