IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelleyerek 2019 büyümesini yüzde 3,2’ye 2020 büyümesini ise yüzde 3,5’e çekti. ABD’nin 2019 büyümesinin yüzde 0,3 yukarı çekilerek yüzde 2 olarak tahmin edildiği görülüyor. Buna karşın yükselen ülkeler grubundaki kilit ülkelerden Rusya, Çin, Hindistan, Meksika tüm belli başlı ülkelerin büyüme beklentileri aşağı indirildi. Dünya ekonomisindeki yavaşlama eğiliminde ABD’nin Çin’e artan […]

IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelleyerek 2019 büyümesini yüzde 3,2’ye 2020 büyümesini ise yüzde 3,5’e çekti. ABD’nin 2019 büyümesinin yüzde 0,3 yukarı çekilerek yüzde 2 olarak tahmin edildiği görülüyor. Buna karşın yükselen ülkeler grubundaki kilit ülkelerden Rusya, Çin, Hindistan, Meksika tüm belli başlı ülkelerin büyüme beklentileri aşağı indirildi.

Dünya ekonomisindeki yavaşlama eğiliminde ABD’nin Çin’e artan gümrük vergileriyle yaptırım uygulamasının, Çin’in de ABD’den yaptığı ithalata ayrı silahla karşılık vermesinin dünya ticaretine sekte vurduğuna dikkat çekildi. Küresel teknoloji tedarik zincirleri, ABD yaptırımlarından olumsuz etkilenirken, Brexit’in yarattığı belirsizlik ortamı sürdü ve artan jeopolitik gerilimler enerji fiyatlarını hareketlendirdi. Belirsizlik ortamında şirketler ve hane halklarının uzun vadeli harcamalarını kısması makine ve dayanıklı tüketim talebini yavaşlattı, bu da dünya ticaretinin nisan 2019’un yüzde 0,9 altında, yüzde 2,5 büyüme hızına çekilmesine neden oldu.

Bu koşulları göz önüne alarak, IMF başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin faiz indirimine yeşil ışık yaktı.

IMF raporunda talebin düşüşüne paralel olarak enflasyonun gerilediği kaydedilirken, bu eğilimin gelişmekte olan ülkelerde de geçerli olduğu vurgulandı. Ancak sürünün dışında kalan enflasyonu gemleyemeyen üç ülkenin Arjantin, Türkiye ve Venezuela olduğu belirtildi.

Türkiye ekonomisinin öngörülenden fazla mali desteklerle geçirdiği birinci çeyreğin ardından yeniden daralma eğilimine girmesinin beklendiği söyleniyor. Türkiye’ye ilişkin rakamsal bir büyüme tahmini verilememekle birlikte, ülkemizin dahil olduğu “yükselen ve gelişen Avrupa” bölgesinin 2020 büyüme tahmini yüzde 0,5 düşürülerek yüzde 2,3’e çekiliyor. Bu olumsuz beklentinin kaynağının, Türkiye ekonomisindeki 2019’un geri kalan kısmındaki yavaşlama eğilimi olduğunun altı çiziliyor. Özetle IMF’nin aradan geçen 3 ayda, Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin olumsuz yönde değiştiği anlaşılıyor. Nisan raporunda Türkiye’nin 2019’da yüzde 2,5 küçülmesinin 2020’de ise yüzde 2,5 büyümesinin tahmin edildiği hatırlanırsa bugünkü beklentinin daha da aşağılarda olduğu ortaya çıkıyor.

2019 Nisan’dan bu yana ticaret ve teknoloji gerginlikleri başta gelmek üzere aşağı yönlü risklerin egemen olduğu öne sürülüyor.

Dünya ekonomisini bekleyen en önemli riskler olarak şunlar sıralanıyor:

• Ticaret ve teknoloji tedarik zincirlerinde kesintiler

• Risk algılamasında kaymalar (bu kapsamda Türkiye ve Arjantin’de güç ekonomik uyum süreçleri hatırlatılıyor)

• Dezenflasyon baskısı

• İklim değişikliği, politik riskler ve özellikle Basra Körfezi’nde çatışma tehlikesi