Bir süredir takip ediyorum kürtaj yasağı konusunu. Ne yalan söyleyeyim önceleri gündem yaratmak ya da gündemi değiştirmek için ortaya atıldı diye içimden geçirmedim değil. Ancak bir müddet sonra dehşete kapılmaya başladım. Düşünce yasağı, grev yasağı derken kürtaj yasağına kadar geldik. Madem ben boykotlara katılamıyorum,  bu yazıyı “artık yeter” demek için , "çocuk niye ölüyor, anası ölsün"  diyenlerin karşısında duranların yanında yer almak için yazıyorum.

Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınların,  meclisteki temsil oranının çok düşük seviyede olduğunu biliyoruz.  Hala milyonlarca kadın okuma yazma bilmiyor, milyonlarca kız çocuğu okula gidemiyor ve zorla evlendiriliyor, kadınların neredeyse yarısı şiddete maruz kalıyor ve hala töre için bazı kadınlar can veriyor. Avrupa Birliği ülkeleri arasında kadına yönelik şiddette Türkiye birinciliği kimseye bırakmıyor. Cinsel tercihleri bile kimilerince « ahlak », « namus » konusu olan kadınlar fazlasıyla acı çekiyor ve dışlanıyor. Bu kara liste uzayıp gidiyor. Uzayıp gitmesi yetmiyor gibi listeye kürtaj yasağı mevzusu eklenmeye çalışılıyor. Bu sınırlama cinsel şiddetin ve eşitsizliğin oldukça yüksek olduğu bir dünyayı kadınların başına yıkmak için atılan bir adımdan öteye geçmiyor.

Kürtaj karaborsası olmasın diye, bedenimiz, kararlarımız, hayatlarımız denetlenmesin, kadınlar ölmesin, kadın cinayetleri artmasın, mahremimiz yasakçı politika kurbanı,  hakkımız vicdan konusu olmasın diye kürtaj yasağına karşıyım. Çünkü kürtaj yasaklanırsa kadın cinayetlerinin daha da artacağını, maddi durumu yeterli olmayan kadınların daha fazla acı çekeceğini biliyorum. Çünkü kürtaj yasaklanırsa kürtajın bitmeyeceğini biliyorum. Keyfi olarak uygulandığı varsayımını da kadına yapılan en büyük acımasızlıklardan biri olarak görüyorum. Kürtaj konusunun, politikacıların hissiz açıklamalarına, stratejilerine konu olmayacak kadar hassas ve mahrem bir yerde durduğunu düşünüyorum.

Bugün aile, evlilik ve doğurganlığın dışında kalan alanlarda, kadınları konu dışı gören ataerkil bakış açısı, bütün bir ülkenin kadınlarına dayatılmaya çalışılan gerici yaklaşımlar kabul edilemez. Kadını mutlu olmayan bir ülke mutsuzluğa, kadını geri kalmış bir toplum geriden gitmeye mahkûmdur. Kürtaj da, ne zaman ve kaç tane çocuk yapılacağı da politika konusu olamaz! Kadın bedeni üzerindeki her türlü erkek ve devlet denetimine karşıyım!  Kürtaj yasağına karşıyım! Kadınları kadınlığından bıktıran anlayışlara, baskılara, yasalara, yasaklara karşıyım!