Arkadaş senin bizimle derdin nedir? “Her kürtaj bir Uluderedir” buyurmuşsun??! !  Kendi münasip tarafını kurtarmak azminde bunu kim yaptı sorusuna karşılık veremiyorsun. Kıvırıyorsun. . Dikkat ederseniz kaçakçıların hiçbiri bu bombalara basmıyor. Harita kimlerin elinde olabilir.” diyerek Uluderede can verenlerin “teröristler” olduğu iması gözümüzden kaçmış değil! Diyorsun ki “teröristler” yani “bombalarla katledilmeleri mübahtır!” Daha da derin şüphelere sürükleniyoruz. Cevaplanamayan o soru da duruyor ortada ! En son 2011 in Ekim ayında TBMM genel kurulundan geçen tezkerede TSK tarafından “hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükümetçe belirlenecek şekilde,” sınır ötesi harekat yapılabileceği açıkça yazılmış. Yani soru şu: Uludere operasyonun “hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe belirlenmişdir? Altında imzan var mı ey Tayyip? Doğmamışın hakkını savunan “ince” vicdanın da bir kıpırtı var mı?  “Allah’ın verdiği canı” o vakitler kanlı canlı hayatta olan,  o otuzdört canı almanın karşısında “hakkın yerini bulduğuna dünyada ve yarın ruz-i mahşerde” şahadet edebilecek bir sahih müslüman olsun bulabilecek misin acaba?

Bir daha soralım: Altında imzan var mı? Yoksa sorumlu kim? Sorular bunlar. Cevap niye kürtaj onu anlamadık. Bu başımızdan geçen 12 Eylül darbesinin kazara getirdiği tek iyilik seksen öncesi fiilen yapılan kürtajı bir hak olarak yasaya taşıması olmadı mı? Ama ne hak! Evli isen kocandan 18 yaşın altında isen babandan izin alma sorumluluğu var!  O kocanın babanın sana şiddet göstermemek, öldürmemek, tecavüz etmemek, satmamak, ruh ve vücut bütünlüğünü korumak gibi bir sorumluluğu var mı? Kanun uygulayıcılarımıza bakarak yok! Tüm hayatını ona göre ayarlamak, hayatından fedakarlıkta bulunmak, çocuğunun altını değiştirmek, gece bakmak, mamasını yedirmek, yıkamak, saçını taramak, sabahları hazırlayıp yuvaya götürmek, yuvanın parasını ödemek gibi bir zorunlulukları var mı? O da yok! Peki “o izni al bu izni al” diyen devletimiz dünyaya gelmiş bir çocuğun bakımı konusunda örneğin çalışan bir anne isen ne tedbir alıyor? Mesela devletimiz “150 ve  üzerinde kadın çalıştıran işyerlerinde kreş yasal zorunluluk” diye bağlamış kendini. Güya iktidar olan, car car konuşan “tecavüze uğrayan da doğursun devlet bakar” diyen bıyıklılar sülalesi ve Tayyip efendi kendi iktidarları döneminde kaç işyerini denetleyip kaçına kreş açtırmışlar? Bi söyleyiversinler! Ama “tecavüze uğrayan da doğursun”un altında daha büyük bir bit yeniği de olabilir. 13 yaşında ki bir kız çocuğuna tecavüz edenlere bakınca, bu tecavüzcüleri yargılayıp hukuk adına tecavüzden rıza çıkaranlara bakınca, kadınları katledenlere bakınca, aradaki politik ve gerçek akrabalığı görmemek mümkün olmuyor. Velhasıl kendi soylarının devamının peşindeler bu açıklamayla belli ki. Diğer yandan Amerikan predatörü, başkanlıktı derken Tayyip Efendinin belliki ayarları bozuldu . Kendini ABD başkanlık seçimlerinde sandı da her daim “doğmamışın yaşam hakkı”nın peşinde olan muhafazarlara ne bileyim koyu katolik ortodoks ve protestanlara oynuyor. Adeta tartışmayı oradan ithal edip müslüman mahallesinde salyangoz satıyor. “% 99 u müslüman olan bu ülkede” her dört kadından biri kürtaj yaptırmış 2003 verilerine göre. Her yüz gebelikten on ikisi de kürtajla sonuçlanmış. Aynı araştırma içinde kadınların kürtajı son çare olarak gördükleri de belirtilmiş.

Dünyanın her yerinde bin yıllardır var olan kürtajı yasaklamanın bedelini kadınlar ödemiş hep. Yasaklama kararını veren erkeklerin herhangi bir uzuvlarını riske attıkları yok. Yasakladınız diye kürtajın ortadan kalktığı da yok. Yer altına iniyor yalnız ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj nedeniyle her yıl 68 bin kadın ölüyor.

Diğer yandan hükümetimiz uluslararası ve yerli tekellerin kontrolü altındaki gıda sektörü ile yakın ilişki içinde.  Yasasını çıkardı, GDO lu yemleri memlekete sokuyor. Yurdum insanı arzusu hilafına büyüme hormonu basılmış etlerle sütlerle, pestisit ve herbisit bulanbmış sebze meyvelerle besleniyor. Netice? Bu sebeblerle  haberleri olmaksızın doğruma hakları ellerinden alınan kadınlar tüp bebek merkezlerinde doğuracağım diye telef oluyor. Velhasıl doğrumak istemeyene ille de doğur, doğrumak isteyene fiilen dur yapma diyorsunuz!  Size diyecek ikiçift  lafımız var: biir! Eceli gelen hükümet katliama girişir, emekçiye terslenir, Hava-İş’e posta koyar, kadına kürtajı yasaklamaya cüret edermiş. İkii!  “oğlum bak git!”...