CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun AKP’lilerin yandaş vakıflar aracılığıyla ABD’ye para taşıdığı yönündeki sözlerini eleştiren AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Eğer çok merak ediyorlarsa gitsinler resmi olarak şikayet dilekçesinde bulunsunlar ve bunun cevabını Amerikan makamlarından alsınlar” dedi. Kurtulmuş ayrıca Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara yaptığı çağrıya da tepki göstererek, “Şu tarihten önce yapılan cezaları suç, ondan önce ya da ona yapılanları suç değilmiş gibi göstermek ne haddinedir?” dedi. Kurtulmuş’un bu sözleri, AKP iktidarının Fethullahçı yapıya destek konusunda 17-25 Aralık’ı 'milat' gösteren yaklaşımını akıllara getirdi.

Kurtulmuş: 'Şu tarihten sonra suç, şu tarihten önce değil' demek olmaz

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Ankara’da Anadolu Yayıncılar Derneği'nin düzenlediği "Anadolu Sohbetlerine" konuk oldu ve burada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’lilerin TÜRGEV ve Ensar aracılığıyla ABD’deki paralel bir vakfa (TÜRKEN) 1 milyar lira transfer ettiği yönündeki açıklamasına tepki gösterdi.

Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun ‘yalan yanlış’ sözlerle kamuoyunu meşgul ettiğini savunarak şunları söyledi:

“Oldukça haksız, oldukça edepsiz, oldukça seviyesiz sözleri ile Türkiye'nin öncelikle seçilmiş Cumhurbaşkanına ağır bir hakarette bulunmuş oldu. Cumhurbaşkanının, işte Türkiye dışına kaçacağı gibi bir yalanı söyleyerek kendisini rezil etmiş oldu. Çünkü Cumhurbaşkanımızın ve bizlerin her hal ve şart içerisinde bu memlekette, ömrümüzün sonuna kadar Allah'ın izniyle mücadele edeceğimizi ve milletin hayrına olacak işler için gayretle çalışacağımızı en az bizim kadar Sayın Kılıçdaroğlu da biliyor. Dolayısıyla olmayacak, olması mümkün olmayan bir konu etrafından algı oluşturmaya çalıştı. Kaldı ki konuştuklarının içeriği itibarıyla da bomboştur.”

Kılıçdaroğlu'nun, “Türk çocuklarının eğitimine katkıda bulunmak için ABD'de yurt yapan bir vakfı zan altında koyacak ağır sözler söylediğini” iddia eden Kurtulmuş, bu vakfın (TÜRKEN) Amerikan yasalarına göre faaliyet gösterdiğini ve harcadığı her kuruşunun Amerikan hükümet kurumlarının denetimine tabi olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, "Bu anlamda da vakfın, bu yapılan hibeler sonucunda faaliyetlerinin geldiği nokta da ortadadır. New York'ta, Manhattan'ın göbeğinde 21 katlı bir yurt binasının kaba inşaatını bitirmiştir. Burada, nereye ne kadar para harcandığını eğer çok merak ediyorlarsa gitsinler resmi olarak şikayet dilekçesinde bulunsunlar ve bunun cevabını Amerikan makamlarından alsınlar. diye konuştu.

“HUKUKTA BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ”

"Yine konuşmasında, epeydir sürdürdüğü tehdit dilini bir adım daha öteye götürerek, hukuk bilgisinden yoksun, tam bir kara cehalet örneği ortaya koymuştur" ifadesini kullanan Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara yaptığı çağrıyı da eleştirdi:

“Diyor ki, 'eğer şimdiden bu yaptıklarınıza ey bürokratlar vazgeçerseniz cezanızı indiririm'. Sen kimsin de ceza indiriyorsun? Eğer kaldı ki bir bürokrat herhangi bir şekilde yasa dışı bir işlem yapıyor ve bu işleme veya vesile oluyorsa bunun yargı önünde hesap vermesi açıktır. Önceden yaptığı bir ara da hatırlarsınız, 'Şu tarihten sonra imza atan bürokratlar hesap verecekler' dedi. Hukukta böyle bir şey olmaz, bir adam yasa dışı bir şey yapıyorsa ne zaman yapmış olursa olsun onun hesabını verir. Dolayısıyla burada da hukuk bilgisinden yoksun bir kara cehalet ortaya konulmuştur. Bunlara cevap vererek vakit harcamak istemeyiz ama Kılıçdaroğlu'nun dün akşam yaptığı şey, Hitler'in propaganda bakanı Goebbels'e rahmet okutacak bir profesyonelliktedir. Goebbels bile herhalde mezarında sağdan sola dönüyordur, 'Benden daha iyi bu işleri yapan, kara propaganda yapabilen birisi gelmiş' diye. Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini eğer duyuyor olsaydı hayret ederdi. Dolayısıyla yanlıştır. Türkiye siyasetinin seviyesini düşürmüştür.”

“YASA DIŞI İŞLERDEN DOLAYI HESAP VERMEK HERKES İÇİN VAKİ OLABİLİR”

Türkiye'nin geçmişte ‘nice siyasetçiler gördüğünü’ hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Hiçbir görüşleri ortak olmayan siyasetçilerin nezaket içerisinde birbirlerini eleştirdiklerini, hatta yerden yere vurduklarını hatta kamuoyunun önünde rezil etmeye çalıştıklarını biliyoruz ama kimse ne iftira atmıştır ne yalan söylemiştir ne kara propagandalara tevessül etmiştir. Bu, Türkiye siyasetinde görülmemiş bir şeydir. Hem siyasetin, maalesef zehirlenmesidir, seviyesinin düşürülmesidir hem de aynı zamanda Türkiye'de devlet geleneğinde olmayan bir şeyi Sayın Kılıçdaroğlu siyasetin gündemine taşımıştır. O da parmak sallayarak, siyasetçinin kamu görevlilerinden hesap sorması meselesi. Demokraside şunu görmek lazım, hesabın verildiği bir tek yer vardır, demokratik anlamda, o da sandıktır. Sandıkta gidersiniz, millete hesabını sorar ve zaten şimdiye kadar Türkiye'de kurulmuş olan bütün sandıklarda da milletimiz Cumhuriyet Halk Partisi'nden hesap sormuştur. Ta 1963'teki, hatta 50'den itibaren başlayalım. 50'den itibaren bütün sandıklarda, 46 sandığında da hesap sormuştur ama CHP o zamanki tek parti dönemi el çabukluğu marifet ile o seçim sonuçlarını değiştirmiştir."

Bunu en çok CHP'lilerin bildiğini aktaran Kurtulmuş, "Yasa dışı işlerden dolayı hesap vermek ise her zaman, her gün, herkes için vaki olabilecek bir şeydir" görüşünü savundu.

“ŞU TARİHTEN SONRA SUÇ DİYE GÖSTERMEK OLMAZ”

Demokrasilerde hesabı, siyasi hesabı milletin soracağına dikkati çeken Kurtulmuş, hukuki olarak hesabın da mahkemelerde sorulacağını yineledi.

Kurtulmuş, “Hiçbir siyasetçinin böyle ceza belirlemek, ceza indirimini tayin etmek, şu tarihten önce yapılan cezaları suç, ondan önce ya da ona yapılanları suç değilmiş gibi göstermek ne haddinedir? Böyle bir şey olamaz. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu, dün akşamki biraz kara propaganda, biraz kara cehalet kokan konuşmaları ile Türk siyasi tarihine bir kere daha olumsuz bir not düşmüştür” açıklamasında bulundu.

“MİLLET 2023’TE BUNUN HESABINI SORACAK”

‘Milletin bunları kaydettiğini’ ve ‘2023'te sandıkta bunun hesabını soracağını’ dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Biraz da Kılıçdaroğlu'nun herhalde hem kendi içerisinde, parti içerisinde hem de kendi bileşenleri arasında adaylığına karşı birtakım karşı çıkanlar olduğunu görüyor. Bunu da telafi etmek için kendi adaylığının pekiştirilmesi için böylesine bir zırva çıkışı gerçekleştirmek istediği görülüyor. Allah itidal versin, akıl versin, izan versin, feraset versin ve Türkiye'de halkın faydasına olacak siyaset yapma becerisini kazansın.

Bundan sonra kazanır mı bilmiyorum ama en azından biz böyle insani bir temennide bulunmak durumundayız. Yazık oldu. Türkiye için şunu da söyleyeyim, bir hafta sonra Kılıçdaroğlu'na ya şunu söylemiştiniz deseniz, hatırlamayacaktır. Eline tutuşturulan kağıtları konuşmuş ve hatırlamayacaktır. Geçmişte olduğu gibi birçok söyledikleri yalanları kendisi de unuttu. Şimdi arşivi açsanız belki zar zor hatırlar. Dolayısıyla yazık oldu, kendisine yazık etmiştir Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla. Kategorik olarak söylediği her şeyi reddediyoruz. Dün akşam söylediklerini reddediyoruz. Hiçbirisinde doğruluk payı yoktur ve milletimiz de bunun gereğini yapacaktır."

17-15 ARALIK ‘MİLADINI’ HATIRLATTI

Numan Kurtulmuş’un bu söylemi, AKP’nin eski ortağı Fethullahçı yapıyla (FETÖ) ters düştükten sonra 17-25 Aralık operasyonlarını ‘milat’ olarak gösteren yaklaşımını akıllara getirdi.

İktidar bu yöntemle hem kendisini hem de uzun yıllar boyunca Fethullahçılara destek veren unsurlarını ‘aklamış’ ve Cemaat’e yakınlaştığını öne sürdüğü muhalefeti hedef almıştı.

Hukukçular ise bu şekilde bir milat belirlemenin dayanaktan yoksun olduğunu, Fethullahçı örgütün AKP döneminde devlette ne tür desteklerle kadrolaştığının soruşturulması gerektiğini belirtmişti.