DİSK Ege Bölge Temsilciliği, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, KESK İzmir Şubeler Platformu ve TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, koronavirüs salgınına karşı acil alınması gereken tedbirlere ilişkin çağrısını içeren basın bülteni yayımladı

Kurtuluş yok, tek başına...

BİRGÜN/ İZMİR

DİSK Ege Bölge Temsilciliği, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, KESK İzmir Şubeler Platformu ve TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, koronavirüs salgınına karşı acil alınması gereken tedbirleri içeren bir bülten yayınladı. Ülkede şimdiye kadar yaşanılanlara bakıldığında sürecin doğru yürütüldüğüne ve yeterli önlem alındığına dair kaygıların arttığının belirtildiği metinde “Çin’de ve ardından İran’da başlayan salgın krizinin hemen başında bu ülkelerle irtibatın kesilmemesi, umreye gideceklere izin verilmesi ve dönüşlerinde kesin bir karantina uygulaması yapılamaması, enfekte olan hasta sayılarının şeffaf olarak toplumla paylaşılamaması, zaten yerlerde sürünmekte olan hükümete yönelik güveni iyice yok etmiştir” İfadeleri yer aldı

Hükümetin verdiği bilgilere güvenmeyen halkın, doğru bilgi almak için sosyal medyaya yüklenmesinin konuyu daha karışık hale getirdiğinin; yanlış, kasıtlı teyit edilmemiş bilgilerin ortamı kaosa sürüklediğinin ve tüm bunların vatandaşın panik yapmasına neden olduğunun vurgulandığı metinde Cumhurbaşkanı’nın son yaptığı açıklamaların da toplumda güveni tesis edemediği, tam tersine sadece sermayeye güven veren, çalışanı, işsizi, esnafı, kriz mağdurlarını, yoksulu yok sayan bu tedbirlerin devlete olan güvenin de sonlandığının altı çizildi.

Açıklamada krizin aslında kapitalizmin krizi olduğu belirtilerek toplumsal dayanışmanın yükseltilmesi vurgusuyla öneriler şu şekilde sıralandı:

Bu süreçte görülmüştür ki; bilime, eğitime ve sağlığa daha fazla değer verilmelidir. Bugünlerde kısıtlı imkânlarla, canla başla çalışan sağlık çalışanlarına özellikle çok teşekkür ediyoruz ve onların daha güvende görev yapabilmeleri, morallerinin yüksek tutulması için her türlü imkânın öncelikle seferber edilmesini talep ediyoruz.

► Ülke acilen karantina altına alınmalı, çalışanlara ücretli izin verilmelidir.

► 60 yaş ve yukarısı yurttaşların sokağa çıkmaları engellenmeli, onların gıda ve sağlığa erişimleri kamu kaynakları ile karşılanmalıdır.

► Alt gelir gruplarının temel gıda ve hijyen maddelerine erişimi için kamu kaynaklarına başvurulmalıdır.

► Yoğun kalabalıkların bir arada bulunduğu mülteci geri gönderme merkezlerinde gerekli tedbirler maksimum düzeyde alınmalı, bu merkezlerde olmayan mülteciler için de alt gelir gruplarıyla benzer şekilde hijyen ve temel gıda malzemesi temini kamu kaynaklarıyla sağlanmalıdır.

► İşsizlik maaşının süresi uzatılmalı, salgın sürecinde işsizlik maaşı kesilecek olan çalışmayan yurttaşlara bu maaş verilmeye devam edilmelidir.

► Bu süreçte vatandaşların sağlığa erişimi ücretsiz olmalıdır.

► Salgın sürecinde ihtiyaç halinde, özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmelidir.

► Salgın açısından büyük risk taşıyan cezaevlerinden ilk aşamada basit suçlardan tutuklu ve hükümlü olarak bulunanlar ile siyasi tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmalıdır.

► Yerellerde, il bazında Belediyelerin önderliğinde STK, meslek odası ve sendika temsilcilerinin de içinde yer aldığı kriz masaları kurulmalıdır.

► Önümüzde kötü örnek oluşturan ülkelerde yaşananlar da dikkate alınarak olası en kötü senaryoya göre eylem planları hazırlanmalı, kriz anında kentin tüm imkânları (mekân, araç, ekipman vb.) kullanılabilmelidir.

Halkın panik yapmadan başta hekimler olmak üzere uzman ve bilim insanlarının önerilerine uymaya davet edildiği metinde, bireysel kurtuluşun değil toplumsal dayanışmanın esas alınması gerekliliği vurgulandı.