Kuşatma karşı hamleyle yıkılır
Saray rejimi muhalefete dört bir koldan saldırıyor. Son olarak CHP Lideri Özel’e Akın Gürlek hakkındaki sözleri nedeniyle soruşturma açıldı. Yaşananları değerlendiren Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi, “Muhalefet sadece rejimin saldırılarına karşı gelerek kazanamaz” dedi.
POLİTİKA SERVİSİ
Rejimin rutini haline gelen kayyumlar, muhaliflere yönelik gözaltı ve tutuklamalar, soruşturmalar, belediyelere yönelik kısıtlamalar muhalefetin dört bir tarafını sarmış durumda.
Sürekli bir saldırı pozisyonuna geçen iktidar bloku, muhalefeti bu politikalar etrafında bir çemberde tutmaya çalışırken diğer yandan da yarattıkları yoksulluğu, yolsuzlukları, gericiliğin konuşulmasının önüne geçmeye çalışıyor. Muhalefeti sadece savunma pozisyonunda tutan bu hat ile gündemi eline alan Saray rejimi de kendisine karşı çıkan her biri sesi olabildiğince etkisizleştirmeye çabası içerisinde.
ÖZEL’E AKIN GÜRLEK SORUŞTURMASI
Son olarak Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyum atanmasının ardından İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’i hedef alan CHP Lideri Özgür Özel’e soruşturma başlatıldı.
Özel’in "Akın Gürlek, cürmün kadar yer yatarsın. Seni uyarıyorum, bir ülkenin kaderiyle oynama, birilerinin aparatı olma" sözlerine başsavcılık, "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçundan resen soruşturma başlattı.
ÖZER’İN YARDIMCISINA YAKALAMA KARARI
Özel’in soruşturma kararından hemen önce Esenyurt Belediyesi başkan yardımcılığı yapan Osman Yalçın hakkında da yakalama kararı çıkartıldı.
KAYYUM PROTESTOLARINA TUTUKLAMA
Kayyuma karşı süren eylemlere yönelik tutuklamalar dün de devam etti. Mardin’de Kızıltepe ilçesinde 27 Kasım günü gerçekleştirilen ev baskınlarında gözaltına alınan ve kayyum protestolarına katılmakla suçlanan 2 kişinin daha “terör örgütü üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla tutuklandı. Böylece; Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyum atanan 4 Kasım tarihinden bu yana kayyum protestolarına katıldıkları için tutuklananların sayısı 7’ye yükseldi.
Öte yandan Ankara, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 26 Kasım’da Diyarbakır, İstanbul, Mardin, Şırnak, Ankara başta olmak üzere 30 ilde yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan ve aralarında gazeteci, siyasetçi, hak savunucularının bulunduğu 231 kişinin savcılık ifadeleri tamamlandı.
Ankara Adliyesi’ndeki siyasetçi, avukat ve insan hakları savunucusu 12 kişi savcılık tarafından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. 5 gazeteci savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edildi, üç gazeteci adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Ankara Adliyesinde ifade işlemlerinin ardından savcılık, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ, Peyas (Kayapınar) Belediye Eşbaşkanı Cengiz Dündar, İnsan Hakları Derneği (İHD) kurucularından Nimet Tanrıkulu, Genel-İş Başkanı Remzi Çalışkan, Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Üyesi Şiar Rışvanoğlu, Erdal Güzel, Halef Caruş, Faruk Ayhan, Ecevit Odabaşı, Abdurrahman Aydın ve Recep Şimşek’i tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti.
Savcılık, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Üyesi Leyla Doğan’ı da adli kontrol tedbiri istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti.
5 GAZETECİ HAKKINDA TUTUKLAMA İSTENDİ
Eskişehir merkezli soruşturma kapsamında aynı tarihte farklı kentlerden gözaltına alınan ve dört gündür gözaltında bulunan gazeteciler ise savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
Diğer yandan gazeteciler Bilal Seçkin, Suzan Demir ve Havin Derya adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
REJİM MUHALEFETİ HEP SAVUNMADA TUTUYOR
Rejimin süren baskı politikalarını Siyasal İletişimci Suat Özçelebi değerlendirdi. Onca yaşanan olayın ardından eldeki en net verinin Erdoğan’ın tekrar aday olabilmesi olduğunu söyleyen Özçelebi, “Rejim çıktığı bu yolda arazide sorun çıkartacak bozuk zeminleri temizlemek istiyor” dedi.
Özçelebi, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Rejim her güne farklı saldırılarla muhalefeti tamamıyla savunmaya çekmiş durumda. Bir taraftan toplumdaki öfkeyi sindirmeye çalışıyorlarken diğer yandan muhalefete sadece savunma hakkı tanıyorlar. Yaptırımların yanı sıra ‘Kreşleri LGBTİ yuvalarına çevirdiniz’, ‘Terör bağlantılarınız var’, ‘Belediyelerin durumu ortada’ gibi söylemler üzerinden muhalefet etkisizleştiriliyor.
Özellikle asgari ücret tartışmasının alevlenmesi, buna dair pratiklerin ortaya koyulması gereken zamanlarda muhalefet güçleri toplumun sorunlarını anlatamıyor. Sadece savunmada kalınan bu pozisyonda böylesine güçsüz bir rejime nefes aldırıyor, alan açıyor. Oysa genel bir durumdan bakılırsa oldukça güçlü muhalefetin olduğu ve bu rejimin üzerine topyekûn gidildiği bir halde olmalıydık.
Çünkü rejimin elinde öyle bahsedildiği gibi müthiş bir üst akıl, derin planlar gibi şeyler yok. Erdoğan ve Bahçeli’nin yaptığı şeyin kendisi ciddi bir taktik hamlesi. Dış politika ekseni de Öcalan çağrısı da muhalefete yönelik saldırılar da birbiriyle iç içe meseleler ve tüm bunlar rejimin evinde yaptığı hesaplar.
HAMLE YAPMADAN KAZANAMAZSIN
Öte yandan biz artık Anayasal bir devlet değiliz. Dolayısıyla burada muhalefetin acilen bir inisiyatif geliştirmesi gerekiyor. Öncelikle somut gerçekliklerle yüzleşilmeli ve ne normalleşmenin ne de herhangi bir ‘çözüm sürecinin’ bu rejimle olamayacağı unutulmamalı. Bunun dışında tabii ki herkes kendi güreşini verebilir ancak bu şartlarda bütünlüklü ve birleşik mücadele ihtiyacı es geçilmemeli.
Nasıl ki satranç oyununda sadece karşı tarafın hamlelerine göre oynayarak kazanamazsan muhalefet de sadece rejimin saldırılarına karşı gelerek kazanamaz.