Türkiye tarihinin en büyük iş cinayeti olan Soma katliamı ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorumluluk kabul etmedi. Manisa Barosu tarafından madenci yakınları adına çeşitli devlet kurumlarına tazminat talebiyle yapılan başvuruya aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yanıt vermiş.

Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan tarafından yapılan açıklamaya göre, bakanlık tazminat talebini reddetmiş. Bakanlık yazısında tazminat talebinin “Olayın meydana gelmesinde bakanlığımız yönünden hiçbir illiyet bağı ve bakanlığımıza atfedilecek herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığından” reddedildiği belirtilmiş. Kısaca Çalışma Bakanlığının Soma katliamıyla hiçbir illiyet bağı ve herhangi bir hizmet kusuru yokmuş. Şu pervasızlığa bakar mısınız!
Hiçbir ve herhangi bir ifadelerine dikkat. Toplu iğne ucu kadar bile sorumlulukları yokmuş. Hatırlanacak olursa Çalışma Bakanlığı Soma katliamı ile bakanlık bürokratlarının yargılanmasına da izin vermemişti. Bakanlık sütten çıkmış ak kaşık, bütün suç kömür karasına bulanıp ölen işçilerde! Sanırsınız Çalışma Bakanlığı çalışma ilişkilerinden değil, galaksiler arası ilişkilerden sorumlu.
Oysa 3146 Sayılı Bakanlık teşkilat ve görevleri ile ilgili kanun ile Çalışma Bakanlığına diğer görevleri yanında özellikle çalışma hayatında işçilerin sağılığı ve iş güvenliği ile ilgili temel bazı görevler yüklenmiş: İş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemek; çalışma hayatını denetlemek; çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu ve çalışmayı destekleyici tedbirleri almak; işyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütenlerin niteliklerini belirlemek, eğitimlerini sağlamak bakanlığın temel görevleri arasında. Bu görevler aksıyorsa ve bunun sonucunda işçiler ölüyorsa bu noktada hizmet kusuru ortaya çıkar.

Bir kamu hizmetinin kurulmasında, düzenlemesinde ve işleyişinde bozukluk veya aksaklık varsa orada idarenin hizmet kusuru söz konusudur. Danıştay’a göre idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetinde kuruluş işleyiş veya personel açısından gereken emir ve talimatların verilmemesi, denetimin yetersiz olması, hizmete araç ve gereçlerin hizmet gerekleri için uygun ve yeterli olmaması, gereken tedbirlerin alınmaması veya geç ya da zamansız alınması gibi nedenlerle oluşan, aksaklık, eksiklik, bozukluk, düzensizlik hizmet kusuru olarak tanımlanıyor. İdare bu kusuru nedeniyle ortaya çıkacak zararı tazminle yükümlüdür. Kamu hizmetinde idarenin sorumluluğu için doğrudan kamu görevlisinin kişisel olarak kusurlu olmasına gerek yok. Kaldı ki bakanlık kişisel sorumluluk için yargılanma izni de vermiyor.


Soma’da idareyle Soma A.Ş. arasında bir alt işveren sözleşmesi mevcut. Üstelik bu ilişki yasalara aykırı biçimde kurulmuştu. Bu ilişkide asıl işveren idaredir. Dolayısıyla çalışma hayatının denetiminde yaşanan eksikler, hatalar ve aksaklıklar hizmet kusurudur. Hukuka aykırı muvazaalı alt işveren ilişkisinin önlenmemesi ve daha sonra tespit edilememesi hizmet kusurudur. Sadece hizmet kusurundan değil illiyet (nedensellik) bağından da söz etmek mümkündür. İdarenin ve kamu görevlerinin bazı eylem ve işlemleri Soma gibi büyük çaplı iş cinayetlerine yol açıyor.
Kömür işletmeciliğinin kâr amacıyla rödovans ve taşeron yoluyla özel sektöre devredilmesi, katliamın yaşandığı ocaklardaki taşeron/dayıbaşı düzeni iş cinayetlerinin temel nedenidir. Bu devir işlemine karar verenlerin ve madenlerdeki çalışma düzenini denetlemeyenlerin eylem ve ihmali ile madencilikte yaşanan iş cinayetleri arasında illiyet bağı vardır. Kamu idarecilerinin eylem ve işlemleri sonucu ortaya çıkan ölümler ve zarar söz konusu.

Manisa Barosu Başkanının da dikkat çektiği gibi Soma katliamında tazminatları tahsil etmek tehlikesi söz konusu. Soma Holding’in içinin boşaltıldığına ilişkin duyumlar olduğunu vurgulayan Baro Başkanı iş mahkemelerinde davalar kazanılsa bile tazminat tahsil etme imkânının olmayabileceği uyarısını yapıyor. Bu noktada idarenin/kamunun tazminat ödemesi son derece önemli bir konu haline geliyor.

Şirket ve devlet Soma cinayetinde birlikte sorumludur ve bedelini de birlikte ödemelidir. Devleti şirket gibi yönetenler bedeline katlanır.