Katledilen Kutlu Adalı’nın yazdığı Yeni Düzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı: “Uluslararası hukuk dışında kalan Kıbrıs’ı bir bataklığa çeviren bir yapıyı milliyetçilik üzerinden kullanan bir zihniyet bugün daha iyi deşifre ediliyor”

"Kutlu Adalı cinayetinin yeniden gündeme gelmesiyle Kıbrıs'ta büyük tepki oluştu"


Organize Suç Örgütü lideri Sedat Peker, youtube üzerinden yayımladığı 7. videosunda, 6 Temmuz 1996 tarihinde Kuzey Kıbrıs'ta öldürülen gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle Mehmet Ağar ve Korkut Eken bağlantısına işaret etmişti. Peker’in ileri sürdüğü iddia söz konusu cinayetle derin devlet bağlantısını yeniden gündeme getirdi.

Adalı’nın o dönemde yazdığı Yeni Düzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı, Medyascope TV’de Işın Elişçin’in programında konuştu. Cinayetin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte Kıbrıs’ta büyük tepki olduğunu belirten Mutluyakalı, adada “Kutlu Adalı’nın Türkiye’den gelen unsurlarca öldürüldüğüne ilişkin yaygın bir bilinç ve kanaat olduğunu” açıkladı. Kıbrıs’ın kuzeyinde oluşturulan yapının “hukuk dışı temelde Türkiye’nin bir arka bahçesi gibi kullanıldığının bilindiğini ancak dosyanın yeniden açılmasıyla çok daha deşifre olduğunu” sözlerine ekledi.

Mutluyakalı, Kutlu Adalı cinayetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yargılanıp sonuçlanmış bir dava olduğunu vurgulayarak sözlerine devam etti. AİHM’in Türkiye’yi “Kutlu Adalı cinayetinin araştırılmasını engelleyen ülke olarak 2005 yılında mahkum ettiğini” belirten Mutluyakalı, o dönem Kutlu Adalı’nın Mağosa’da St. Barnabas Kilisesine yönelik “Kıbrıs’ta Türkiye’deki istihbarat birimlerinin görev yaptığı bilinen Sivil Savunma Teşkilatına ait araçlar kullanılarak” gerçekleştirilen baskının haberini yapması ve detaylarını açıklayacağını belirtmesinin ardından 6 Temmuz 1996’da katledildiğini belirtti.

Kutlu Adalı cinayeti faili meçhul olmadığını, tetiği çeken faillerin meçhul olmakla birlikte zihniyetin bilinen bir zihniyet olduğunu belirten Mutluyakalı şöyle konuştu:

“O zihniyet de Kıbrıs’ta uluslararası hukuk dışında, (Kıbrıs’ı) adeta bataklığa çeviren bir yapıyı, (Kıbrıs’ı) sürekli milliyetçilik üzerinden kullanan, her vesileyle düşmanlaştırma politikası üzerinden kullanan, her türlü Devlet-Mafya ilişkisini sorgulayanları (Türk) düşmanı olarak niteleyen, ağır bir milliyetçi yapı üzerinden Kıbrıs’ın kuzeyindeki düzeni besleyen bir zihniyet, sanıyorum bugün daha iyi deşifre oluyor ve bundan sonra daha da güçlü konuşulacak. Kıbrıs’ın kuzeyindeki yapı uluslararası hukuk içerisinde tanımlanabilir bir yapı değildir. İlgili videoda sadece Kutlu adalı cinayeti konuşulmadı. Aynı zamanda örneğin uyuşturucu ticareti üzerinden paranın Kıbrıs’tan yönetildiği, sanal bahis operasyonlarının buradan yönetildiği konuşuldu. Unutmayalım yıllardır Türkiye’de yasaklanan pek çok unsur adanın yarısında, adanın kuzeyinde, uluslararası hukukun dışında kalmış bu yapıda sürekli yer alıyor. Casinolar, sanal bahis ve diğer unsurlar… Bu gerçeklik ortadan kalkmadığı sürece, yani Kıbrıs uluslararası hukukun bir parçası olmadığı sürece, BM’nin AB’nin tanıdığı bir yapıya kavuşmadığı sürece, Kutlu Adalı dosyası açılır, kapanır, çözümlenir, bir başka dosya karşımıza çıkar.”

Tüm pisliklerin üzerinin bayrakla örtüldüğünün bir gerçeklik olduğunu belirten Mutluyakalı, “Uluslararası Hukuk dışında kaldığı sürece Kuzey Kıbrıs, üzeri milliyetçilikle, marşla, nutukla örtülmüş bir bataklık olduğunu görmezsek ve bu bataklığı kurutmazsak bu konuları daha çok konuşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.