Kutuplaşan İsveç

Konuk Yazar: Ekim Çağlar

İsveççe ”lagom” kelimesi tercüme edilemeyecek kadar ülkeye özgün bir şeydir genelde. Ne çok, ne de az, tam kıvamında olan her şey ”lagom”. Dünya basınına göre ülkenin sosyalizmi de öyle (Sosyal demokrat parti mesela 100 yıldır devrimden ve marksizmden bahsetmiyor) şiddetten uzak duran sağ popülist “İsveç demokratları” da. Lakin seçimlerden sonra artık ”lagom”un siyasette pek karşılığı olmadığını gördük.

Hükümet krizi kapıda. Muhafazakaâr-liberal blok ve 2014’te iktidara gelen Sosyal Demokrat-Çevreci Parti koalisyonu (artı dışarıdan destek veren Sol Parti) hemen hemen aynı oy oranını alıp (% 40) kalanını aşırı-sağcı İsveç Demokratları’na bıraktı (%17.6). Böylece üç blok oluştu ve erken seçimlere kadar gidebilecek yolda İsveç Demokratları kilit parti oldu.

Peki neden sosyal demokrat Parti tıpkı muhafazakar partiler (Moderaterna ve Kristdemokraterna) gibi ülke sınırlarını korumak ve çeteleşmeye karşı reformlar adı altında göçmen gruplar üzerinden popülist tandanslı seçmenlere yöneldi son senelerde?


Beklenildiği kadar oy almasalar da aşırı-sağcı İsveç Demokratları oylarını % 4.7 artırdı. Arastırmalara göre İsveç demokratları’nın ana seçmenleri İsveçli işçi sınıfı erkekler. Kırsal bölgelerde endüstrilerin küreselleşme sürecinde darbe yemesinden dolayı nüfusunun da azaldığı yerlerde çok sayıda oy kazanan bir parti. Yerli “öteki”lerin agresif bir cevabı olarak ortaya çıkan parti bir yandan eski sosyal demokrat refah sistemini savunuyor (vergileri düşürmek istemelerine rağmen), öbür yandan da yabancıları gereksiz bir gider olarak gösteriyor. Ekonomi politikasinin liberal olması sosyal güvence isteyen seçmenleri korkutmuyor. Refah sisteminin zayıflaması çünkü bu gruba ve partiye göre yabancıların yüzünden ve neoliberal reformlardan dolayı değil.


Bu bakış açısından yola çıkılırsa kızgın eski sosyal demokrat seçmenlerin İsveç demokratlarına kayması saşırtmıyor. İsveç demokratlarının en çok oy topladığı grup bu. Ama başka önemli oy akışı da Muhafazakar Moderaterna’dan İsvec Demokratları’na doğru yöneliyor. . İsveç demokratları böylece bir imkansızı başarıyor. Komşu ülkelere göre İsveç’e belki daha geç geldi aşırı sağ dalga. Ama bu sefer en az altı seçmenden biri (komşu ülkelerdeki sağ-populist partilerden farklı olarak) nazi kökenli bir partiye oy verecek kadar kararlı yabancı düşmanlığında. Toplumsal ve siyasi kutuplaşma hızla İsveç’i sarıyor. Bunun önüne geçmenin yolu ne Avusturya veya Alman tipi “büyük koalisyon”, ne de merkeze yakın partilerin uzlaşmasından geçiyor. Farklı bir anlatı, vizyon ve emekçi çoğunluğu (“yabancı”sı ve “yerli”si) kapsayabilecek bir siyasi proje olmadığı sürece bu seferlik % 17.6’da kalan aşırı sağ oyları hem artar hem de kutuplaşmayı derinleştirir. “Lagom” kelimesi de siyasette bir tarih olarak müzelerde yerini alır.