İki Kore’nin birleşmesi Çin için ciddi bir tehlike arz eder çünkü şu 53. Paralel’de bulunan Amerikan askerleri, Çin’in sınırlarına dayanır. Kuzey Kore aslında iki büyük güç arasında bir tampon görevi görüyor

Kuzey Kore; ABD ve Çin arasında tampon bölge

Alp Kadıoğlu

Boğaziçi Üniversitesi’nin düzenlediği TÜSİAD Dış Politika Forumu’nda “21. Yüzyılda Doğu Asya’nın Jeopolitiği ve Ekonomisi” konulu panelde uzmanlar Çin, Japonya ve Güney Kore’nin bölgesel ve küresel vizyonlarını masaya yatırdı. Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi Öğretim Üyesi Dr. Hyun Woong Hong ise konuşmasında Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki buzların erimesine değindi. Güney Kore’de yeni jenerasyonun Kuzey Kore’yle etkileşime sıcak baktığını belirten Dr. Hyun ile Kuzey Kore ve Güney Kore dış politikasını konuştuk.

► Kuzey Kore meselesinin bölgedeki Amerikan askeri varlığını meşrulaştırmasından dolayı ABD için “kullanışlı bir sorun” olduğunu iddia edenler var. ABD, Kuzey Kore meselesini Çin ve Rusya’yı sıkıştırmak için kullanıyor olabilir mi?
Kuzey Kore yönetimi kıtalararası füze sistemleri geliştirdiğinde ABD dert edindi. Kim Jong-Un akıllı bir yönetici. ABD’yle pazarlık masasına oturmak için füze sistemlerini geliştirdi. Amerikan askeri varlığı konusunda ise Güney Kore’de bir konsensüs olduğunu söyleyebiliriz. Kuzey ve Güney Kore birleşse bile Koreliler Amerikan varlığını bölgedeki diğer büyük güçlere karşı bir sigorta olarak görür. İki Kore’nin birleşmesi Çin için ciddi bir tehlike arz eder çünkü şu 53. Paralel’de bulunan Amerikan askerleri Çin’in sınırlarına dayanır. Kuzey Kore aslında iki büyük güç arasında bir tampon görevi görüyor.

► Bu, Kuzey Kore’nin nükleer silahlarından vazgeçeceği anlamına gelir mi? Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki yakınlaşma sürdürülebilir mi?
Nükleer silahlar Kuzey Kore rejimi için Batı’yla ve bölgesel güçlerle olan pazarlıklarda bir koz. Kaddafi kitle imha silahlarından vazgeçince Batılı güçler tarafından yok edildi. Kuzey Kore liderlerinin aklında her zaman Kaddafi gibi bir örnek olacak. Ancak Kuzey Kore’nin ileride ekonomisini geliştirmek için Güney Kore ve Japonya’yla ekonomik ilişkilere girmek isteyeceğini umuyoruz. Ekonomisi gelişen bir Kuzey Kore nükleer silahlara da ihtiyaç duymaz ve bölgenin nükleer silahlardan arındırılması olumlu bir gelişme olur. Yeni Cumhurbaşkanı’mız Moon da bu olası senaryolar için bir kapı açtı, ve bir güven ortamı oluşturmayı amaçladı. Kore Savaşı’ndan beri taraflar bir barış anlaşması imzalamadı. Moon’un önceliği iki ülke arasında resmi barış sürecine geçilmesi. İki taraftaki ailelerin birbirlerini görmelerinin kolaylaştırılması. Belki uzun vadede bunlar Almanya’da olduğu gibi iki ülkenin birleşmesine yol açacaktır.

kuzey-kore-abd-ve-cin-arasinda-tampon-bolge-525801-1.

► Güney Kore’nin ekonomik modeli bazı çevreler tarafından Türkiye’ye bir örnek olarak sunuluyor. Ancak iki ülkenin farklı siyasal, sosyal ve ekonomik konjonktürleri var. Güney Kore’nin Soğuk Savaş’ta cephe ülke olmasının Kore’nin ekonomik kalkınmasında etkisi olmuş olabilir mi?
Güney Kore 1960’larda en fakir ülkelerden bir tanesiydi. Park Chung-Hee’nin diktatöryel yönetimi Kore’nin yükselişinde önemli bir yeri var. Maaşlar baskılandı, işçi hakları, sendikalaşma, demokratik muhalefet antikomünizm tehlikesi bahanesiyle bastırıldı. Chaebol dediğimiz büyük şirketler/karteller devlet tarafından desteklendi ve yönlendirildi. Bir süreden sonra oluşan orta sınıf Park Chung-Hee’nin diktatörlüğüne karşı muhalefet etmeye başladı. Öğrenci hareketlerinin baskısıyla birlikte 1987’de demokratik bir rejime geçildi. Yeni jenerasyon Kuzey Kore’yle etkileşime daha sıcak bakıyor, ama yine de konsensüs oluşturmak zor.

Güney Kore’de 80’lerin sonuna kadar gelen antidemokratik dönem toplum arasında ciddi görüş farklılıklarına yol açıyor. Muhafazakâr kesim de bu diktatörlük dönemini bir zaruret olarak görüyor ve Güney Kore’nin ekonomik başarısında önemli bir rol oynadığını söylüyor. Sol cenah ise bu görüşü diktatörlüğü ve o dönemde işlenen insanlık suçlarını meşrulaştırdığı gerçeği üzerinden eleştiriyor. Bu yüzden birçok konu üzerinde Güney Kore’de konsensüs sağlamanın zor olduğunu söyleyebiliriz.

► Diktatör Park Chung-Hee’nin kızı Park Geun-Hee de 2013 yılında Cumhurbaşkanı seçildi ve 2017 yılında siyasi bir skandal yüzünden anayasa mahkemesi tarafından görevden alındı. Chaebol adını verdiğiniz Büyük Kore şirketlerinin bir önceki hükümetle ne tür ilişkileri vardı?
Park, atadığı gayri resmi siyasi danışmanı vasıtasıyla Samsung, LG gibi şirketlerden rüşvet aldı ancak babasının birikimiyle karşılaştırıldığında Park Geun-Hee’ninki küçük bir miktar. Yine de Park Chung-Hee döneminden beri Güney Kore oldukça değişti ve günümüz konjonktüründe Park Geun-Hee’nin yaptığı yolsuzluklar kabul edilemezdi. Park Geun-Hee’nin mantalitesi Güney Kore’nin demokratikleşmesinin gerisinde kalmıştı. Chaebol’ler Park Geun-Hee’nin yarı otoriter tavrı da rahatsız oluyordu. Chaebol’lerin Kuzey Kore’yle yakınlaşma konusunda da yeşil ışık yaktıklarını söyleyebiliriz. Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-In Kuzey Kore’ye Kim Jong-Un’la görüşmeye gittiğinde yanında Samsung, Hyundai, LG, SK şirketlerinin CEO’larını da götürdü. Güney Kore şirketleri Kuzey Kore’de yatırım yapmak avantajlı olacaktır ancak bu şirketler bu yakınlaşmaya sıcak bakmakla birlikte Kuzey Kore’yle iş yapmak konusunda hala tereddütlüler.

***

Kim, artık tek otorite

► Kuzey Kore lideri Kim’in Çin’den ziyade ABD’yle görüştüğünü söyleyebilir miyiz?
Kuzey Kore’de politikanın farklı işlediğini söyleyebiliriz. Suudi Arabistan veliahtı ve Kaşıkçı cinayeti meselesine bakın. Bu Batılı politik tarza uymayabilir ama bu Kim, kardeşi ve amcası hayatta olduğu sürece politik geleceğinin tehlikede olacağını sezdi ve onları elimine etti. Hem ABD’yle, hem de Çin’le yapılan pazarlıklarda kendisinin tek otorite olmasını sağladı.

***

Japonya ile ABD ortak

kuzey-kore-abd-ve-cin-arasinda-tampon-bolge-525800-1.

Japonya tarihi alanında ülkemizin önemli uzmanlarından Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Esenbel Japonya’nın bölgeye bakışını değerlendirdi. Prof. Esenbel ABD savunma şemsiyesinin ve bölgedeki varlığının Japon dış politikasında önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Trump yönetimindeki ABD’nin Trans-Pasifik Ticaret Anlaşması’ndan çekilmesinin Japonya’yı oldukça kaygılandırdığını belirten Prof. Esenbel, “ABD’nin küresel bir güç olarak kalmasının Japonya’nın çıkarına” olduğunu belirtti.

Prof. Esenbel Japonya için bölgesel iş birliğinin de önemli olduğunu belirtti. “Çin, Japonya ve Güney Kore’nin, aralarındaki bütün siyasi sıkıntılara rağmen, birbirinin ekonomik partneri” olduğunu belirten Prof. Esenbel, geçtiğimiz hafta Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin Çin’de yaptığı görüşmeleri de bu yakınlığa bir örnek olarak gösterdi. Prof. Esenbel Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin merkezci bir politikacı olduğunu belirtti.