İsveç’te 1920’lerden beri ilk kez, üst üste seçim kaybeden Sosyal Demokrat Parti, hesabını, kitabını yaptı

İsveç’te 1920’lerden beri ilk kez, üst üste seçim kaybeden Sosyal Demokrat Parti, hesabını, kitabını yaptı. Seçimde alınan yenilginin nedenlerini buldu. Partinin gri kurtlarından olarak bilinen, Anna – Greta Leijon, ortaya çıkan seçim analizini açıklayan isim oldu. İsveç solunun en büyük partisi, temel hatasını “Ajandayı biz belirleyemedik” olarak saptadı. Seçimlerden beş ay sonra açıklanan analiz çalışmasında solcular, çuvaldızı kendilerine şöyle batırdılar:
 
“Seçim öncesi, sağ bloktaki Muhafazakâr Parti’nin her söylemine karşı koyduk. Çeşitli sorunlara, sağın getirdiği çözümlerdeki hataları saptayacağız diye kızgınlığı ve nefreti öne çıkardık. Kavga yerine, kendi ajandamızı sunup yapmak istediklerimizi anlatıp bunun üzerinden yürümeliydik. Takip eden olduk, takip edilen değil.” Yapılan analiz, bu kadar basit oldu.
 
Sosyal Demokrat Parti, seçimlerde başkent Stockholm’de tüm seviyelerde; parlamento, il ve belediye bazında, kendi ülke ortalamasının çok altında kaldı. Stockholmlünün partiye verdiği bu ceza ise iş politikalarında, partinin, güvenilirliğini yitirmiş olmasına bağlandı. Partililer, bu konuda “Halkın cüzdanıyla ilgili ekonomik sorunlara sunduğumuz çözümleri göstermek yerine, uzun vadeli vizyonlarımızı anlatıp fazlasıyla geniş alanlara yayıldık” yorumu yaptı.
 
Bu hafta içinde, analizin, basına açıklanmasından bir gün sonra, İsveç Parlamentosu’nda çok ilginç bir gelenek, yine vuku buldu. Seçimlerde beklenen sonucu alamayan sol parti liderleri, görevlerinden ayrılırken parlamentoda onlar için bir tören düzenlendi. Tüm partilerin liderleri, devrik liderlerle birlikte son bir toplantı yapıp yerlerinden olan liderlere çeşitli hediyeler verdi.
 
Seçim ittifakına giden üç sol partinden ikisinde liderler değişti. Sosyal Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Mona Sahlin ve Çevre Partisi’nin eş başkanları Maria Wetterstrand ile Peter Eriksson, son kez, partilerini, Parlamento çatısı altında, bu görevleriyle temsil ettiler. Başbakan Fredrik Reinfeldt, 30 yıldır parlamenter olan Mona Sahlin’e, parti liderliği görevinden ayrılırken bir teşekkür konuşması yaptı. Başbakan, Mona’ya, Mahatma Gandhi ses kitabı, hediye etti.
 
Mona Sahlin’e hediye sunmayan tek lider, ırkçı parti, İsveç Demokratlarının Genel Başkanı Jimmie Åkesson oldu. Åkesson, Mona için hiçbir hediyesi olmadığını söyleyip “Mona Sahlin, bizim karşı çıktığımız çok kültürlü toplumun, başarısızlığa ulaştığının sembolüdür. Bundan dolayı mutluyuz” dedi. Tecrübeli kadın politikacı Mona Sahlin, kendisi için en büyük hediyenin Åkesson’un sözleri olduğunu söyledi. Sahlin, İsveç toplumu için çok kültürlülüğün simgesi olarak adlandırılmaktan dolayı gururunun okşandığını belirtti ve parlamentoya ilk kez bu seçimlerle giren Åkesson’a, bugün yapılan törenin bir politikacının başarısızlığıyla değil, siyasetteki devir teslim kültürüyle açıklanacağını hatırlattı.
 
Parlamentoda görevine devam edecek parti başkanları, liderlikten elini çeken üç siyasetçiye toplamda değeri 100 TL’yi geçmeyecek hediyelerle jest yaptılar. Aynı meclis çatısını paylaşan liderler, devrik liderlere veda konuşmaları için meclis kürsüsüne çıktı. Kimi, onları giderayak olsa bile eleştirirken kimi de çalışma arkadaşlarından neler öğrendiklerini sıraladılar. İsveç Meclisi’nde bu hafta görülmeye değer bir demokrasi dersi verildi. Politikacılar “Rakibin ne kadar saygınsa sen de o kadarsın” dedi.