Yönetenlerin eskisi gibi yönetemediği, yönetilenlerin eskisi gibi yönetilmek istemediği zamanlar başladı. Seçimi kaybeden siyasal İslamcıların koltuğu vermemekteki ısrarı Afrika ve Ortadoğu’da seçimi kaybetse de koltuğunu devretmeye yanaşmayan diktatörleri getirse de, yerkürenin dört bir tarafında umut verici gelişmeler yaşanmıyor değil. Afrika’dan İskandinavya’ya birçok yerde “martın sonu hakikaten bahar” oldu. Önce Afrika’nın iki “seçilmiş” zorba diktatörü ardı […]

Yönetenlerin eskisi gibi yönetemediği, yönetilenlerin eskisi gibi yönetilmek istemediği zamanlar başladı.

Seçimi kaybeden siyasal İslamcıların koltuğu vermemekteki ısrarı Afrika ve Ortadoğu’da seçimi kaybetse de koltuğunu devretmeye yanaşmayan diktatörleri getirse de, yerkürenin dört bir tarafında umut verici gelişmeler yaşanmıyor değil. Afrika’dan İskandinavya’ya birçok yerde “martın sonu hakikaten bahar” oldu.
Önce Afrika’nın iki “seçilmiş” zorba diktatörü ardı ardına devrildi. Cezayir’de Buteflika hemen sonrasında da Sudan’da El Beşir gitti.

Baharın geldiği son kara parçası kuzeyin soğuk ülkesi Finlandiya. Sosyal demokratlar yirmi yıl sonra, 1999’dan bu yana, ilk kez seçimlerden birinci parti çıktı.

Bütün bunlara tabi ki “milli ve yerli” siyasal İslamcı rejimin 17 yıl sonra yerel seçimlerde aldığı büyük yenilgi de eklenmeli.

ASLAN SOSYAL deMOKRATLAR!

İskandinavya’nın mutlu ve de huzurlu ülkesi Finlandiya’da seçimden sosyal demokratların çıkması nereden bakarsanız bakın ayrı bir bahar havası estirdi. Sosyal Demokrat Parti (SDP) seçimi burun farkıyla aşırı sağcıların önünde bitirmesi, aşırı sağa da vurulmuş bir tokat.

İklim değişikliği ve kemer sıkma politikalarının merkezinde yer aldığı seçimden sadece sosyal demokratlar değil, Yeşiller ve Sol İttifak da oy oranlarını artırdı. Merkez sağ çökerken, aşırı sağın ikinci olması ayrı bir değerlendirme konusu.

Bütün bir Avrupa hatta dünya, aşırı sağ popülist dalganın etkisine girmişken, Kuzey Avrupa’nın küçük bir ülkesinden sosyal demokrat rüzgarın esmesi, haziranda yapılacak Avrupa parlamentosu seçimlerine de bir etki yapabilir.

ÖFKE SELİ DİNMİYOR

Fransa’da Sarı Yeleklilerin zamlara, yoksulluğa karşı bitmeyen öfkesi, Almanya’da yüksek kiralara karşı başlayan işgal ve protestolar, Avrupa’nın iki lokomotif ülkesinde toplumsal muhalefetin ayağa kalktığının göstergesi.

Almanya’da özellikle büyük şehirlerde artan konut kiralarına karşı geçen hafta sonunda 19 kentte on binlerce kişi yüksek kiralara ve emlak tekellerine karşı sokağa çıktı. Sadece Berlin’de 40 bin kişi yürüdü.

İtalya’da, Belçika’da, Hollanda’da üreticilerin, çiftçilerin eylemleri, Doğu Avrupa’daki otoriter, yozlaşmış iktidarlara karşı eylemler ivme kaybetmiyor. Sırbistan’da, Macaristan’da, Polonya’da on binler sokaklarrı dolduruyor her fırsatta.

Avrupa’dan Latin Amerika’ya, Asya’dan Avustralya’ya toplumsal muhalefetin öfkesi gün geçtikçe artarken, özellikle öğrencilerin öncülük ettiği iklim protestolarının yarattığı heyecan dikkate değer.

SİYASAL İSLAM’IN GÜCÜ KIRILDI

Umutsuzluk da umut kadar bulaşıcıdır. Umutsuzluk yok. Siyasal İslamcılar, gerici iktidarlar kaybediyor. Ortadoğu’da da Afrika’da da. Sudan’dan Türkiye’ye siyasal İslamın gücü kırıldı. Bu bir başlangıç. Kaybettiler, kaybetmeye de devam edecekler.
Toplumların, ülkelerin üstüne örülen o kara perde aralanmaya başlandı. Öyle ya da böyle sarsılmaz sanılan diktatörler devriliyor, gerici otoriter rejimler yara alıyor, aşırı sağ dalganın esiri olan ülkeler yeniden sola/sosyal demokrasiye yüzünü dönebiliyor.