Bilim insanları laboratuvarda küçük bir insan beyni üretmeyi başardı. İnsan beyninin neredeyse tam küçük bir versiyonu olan beynin nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılması bekleniyormuş!

Bizde gündem çok farklı olmasına rağmen gelişmeleri kaçırmamak lazım. Bu haber dünya basınında hızlıca yer buldu. Benim de doğal olarak teknolojik ürünlerden daha çok dikkatimi çekti.

Biraz bahsedeyim sonra ardından 'kafamda deli sorular' bölümüyle devam edeceğiz.

Bilim insanları laboratuvarda küçük bir insan beyni üretmeyi başardı. İnsan beyninin neredeyse tam küçük bir versiyonu olan beynin nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılması bekleniyormuş! Ohio Üniversitesi'nden Rene Anand, laboratuvar ortamında 5 haftalık bir fetüsün beyniyle eşit olgunlukta bir beyin üretmeyi başardı.

Anand, “Bu sadece gelişen bir beyin gibi görünmekle kalmıyor aynı zamanda farklı hücre türleri, bir beynin gösterdiği tüm genlere sahip” demiş. Bezelye büyüklüğünde olan beyinde çok sayıda hücre türü, beynin tüm ana bölümleri ve bir omurilik bulunuyor, ancak beyinin damarsız olduğu belirlenmiş. Beyin insan deri hücrelerinden üretilen beynin şu ana dek üretilenler arasında gerçeğine en benzeri olarak nitelendiriliyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu açıklama bir askeri klinikte yapılmış. Üniversiteden yapılan açıklamada Anand'ın, üretilen beynin ilaçların zihin üzerindeki etkilerinin test edilmesini daha kolay ve daha etik hale getireceğini düşündüğünü, sinir sistemi hastalıklarına çare bulunmasına da yardımcı olması bekleniyormuş. Şimdi sıra kafamdaki deli sorularda…

Ne kadar etik!

Haberde 'daha etik' diyerek zaten etik bir iş yapmadıklarını mı anlamalıyız? Diyelim ki öyle. Haberde geçen 'bu beyin gelişip öğreniyor' kısmı en çok kafa karıştıran konu bence. Düşünsenize 10 yıl içinde bu beyin gelişimini tamamlamış, düşünen, duyguları olan bir hal aldığında ne olacak? Basıp ilacı testler, denemeler yapmak onun için bir haksızlık olmayacak mı? İlla ki kalbi, eli kolu, gözü olan bir varlık mı olmak zorunda? Kaldı ki biz öyle olmamıza rağmen uğradığımız etik dışı muamelenin bile hesabı verilemiyor! GDO ile zaten tüm yapımız bozuluyor. Bu savunmasız 'beyin' kim bilir ne zorluklara göğüs germek zorunda kalacak. Dijital olarak konuşturularak duygularını ifade etmesi zaten rahatlıkla sağlanabiliyor. Ona ne diyeceğiz? “Kusura bakma birader seninle işimiz bitti, dilin çok uzatı fişini çekiyoruz!” mu diyeceğiz?

Bilim adına bu tip gelişmeler heyecan verici olduğu kadar etik sorunları da yanında getiriyor. “İnsansız 'otonom' araçlar kaza yaptığında kim suçlu olacak?” konulu bir yazım vardı. Şimdi bu beyni otonom araca monte ettiğimizde cezalandırılacak 'şahsiyet de' ortaya çıkmış mı olacak? Benim rahmetli annem bir beyin tümörü yüzünden erkenden bu dünyadan ayrılmak zorunda kaldı. Ben de isterdim tıp buna çözüm bulsun ve annem yanımda olsun ama yetişmedi. Bu konularda çok tepkili olmamalıyız. Çözümü bulmak adına bir takım fedakârlıklar yapılmalı elbet ama bu işin bir kuralı, sınırı olmalı. Diyelim ki bu beyinler geliştirilip insansız hava araçlarına takıldı! Neticede araştırma belli ki Amerika'da askeri bir klinikte yapılıyor. Ben artık bunları hayal ederken 'nedense' hiç zorlanmıyorum. Bu askeri insansız hava araçlarının insan hücrelerinden üretilen beyinler ile uçuşa başlaması, robot vücutlu insan beyinli robotlar ile bir istila, yok etme, ele geçirme siz ne derseniz diyebilirsiniz. Mümkün olabilir mi? Bu iş sadece ilaçların beyni nasıl etkileneceği araştırması değil belli ki! Yine huylanacak bir konu ile kafaları karıştımış olabilirim. Ama komplo teorileri olmasa gerçeklere ne kadar yaklaşabiliriz ki? Güzel, sakin, sıradan haber bültenleri ile dolu günler dilerim. Haftaya görüşmek üzere.