Labu Sanat’ın ilk oyunu: Saloz’un Mavalı

Onur Bütün

Uzun süredir bir oyunun provasını izlememiştim. Yeldeğirmeni’nin arka sokaklarında bir atölyede, loş ve nesnelerin yaydığı tarihsel dokuda, geniş bir masanın etrafında toplanmış gencecik oyuncular… Biraz geç kalmıştım, oyuncular repliklerini okurlarken içeri girdim. Mütevazı hava içeri girer girmez beni sarmaladı.

Bizim memlekette umut arıyorsanız; böyle mekânlara, tiyatro gruplarına, müzisyenlere, yazarlara yüzünüzün dönük olması gerekiyor. Akşam vakti, mesai saati sonrası, sabah erkenden ya da gece yarısına kadar artan tüm vakitlerini tiyatroya ayıran, düşünen ve üreten bir topluluk LABU Sanat. Sıcacık çay ikram ediyorlar, masada hızla yer açılıyor, hemen konukları oluyorum.

Masanın üzerinde Peter Weiss’ın yazdığı, Can Yücel’in çevirisini yaptığı Saloz’un Mavalı isimli metin duruyor. İki kedi, onlarca nesne, enstrümanlar ve oyunculara rehberlik eden bir tiyatro yönetmeni… Yunus Emre Bozdoğan. Yönetmeni uzun uzadıya anlatmayacağım. Yönettiği bir oyunu daha izlemiştim. Juan Mayorga’nın yazdığı Ebedi Barış. Oyuncuların ve yönetmenin performansı, textin yorumu muhteşemdi.

Saloz’un Mavalı’nı daha önce Ankara Birlik Sahnesi 1971’de sahneye koymuş. Diktatör Salazar’ın iktidarının yıkılışını, sömürgeciliğin gelişimini, Angola, Mozambik gibi ülkelerdeki örnekleriyle işleyen oyun, dünyada ve Türkiye’de iddialı oluşuyla biliniyor.

Uzun süredir sahnelenmeyen bu eser; farklı enstrümanlarla müzikal yorumu icra eden ve müzikleri besteleyen Can Emre Uygun, kostüm Ayşenur Arslanoğlu, dekor Bilen Bilmen, oyun asistanı İmren Şengel, prodüksiyon Cihan Aydın, ışık tasarım Mustafa Karakoyun’un kolektif çalışması ile sahnelenecek.

LABU Sanat’ın genç oyuncuları; Zeynep Güngörenler, Hazal Soncul, Gamze Başarır, Yiğit Yalkın, Ateş Bars, Mertcan Ertürk, Mehmet Konu yeni bir tiyatronun kuruluş heyecanının yanı sıra, yaratıcılığın kolektif gücünü kullanarak oyunu sahnelemek için hazırlanıyorlar.

16 Aralık 2018’de Semaver Kumpanyası Sahnesi’nde prömiyerini yapacak Saloz’un Mavalı kendine umut arayan, hayata tutunan-tutunamayan herkes için önemli bir çalışma. Seyircisi bol olsun!