Çalışma Bakanı Bilgin, çalışma mevzuatında eksiklikler olduğunu ve işyerlerinde hukuksuzluklar yaşandığını itiraf etti. Kayıtdışı istihdamı ve sendika düşmanlığını yasalara uyanı ödüllendirerek bitireceğini iddia etti.

Lafla gemi yürümez

EMEK SERVİSİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Ortak Paylaşım Forumu’nda yaptığı konuşmada çalışma mevzuatında eksikler olduğunu itiraf ederek yeni bir planlamaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Bilgin “Bizim çalışma mevzuatımız çok eski. Hem sendikalar kanunumuz hem iş kanunumuz hem de toplu sözleşme kanunumuz. Bütün bu mevzuatı yenilememiz lazım" dedi.

Bakan Bilgin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) MESS Teknoloji Merkezi’nde (MEXT) "İşimizin Yarını" ana temasıyla düzenlediği Ortak Paylaşım Forumu’na katıldı. Bilgin burada yaptığı konuşma sendikal örgütlenmede mevzuatta eksikler olduğunu itiraf etti. Bilgin sendikal örgütlenme özgürlüğünü sağlayacak yönde yeni adımlar atacaklarını iddia ederek şöyle dedi: "Biz bu konuda bir çalışma içerisindeyiz. Bizim çalışma mevzuatımız çok eski. Hem sendikalar kanunumuz hem iş kanunumuz hem de toplu sözleşme kanunumuz. Bütün bu mevzuatı yenilememiz lazım. Örgütlenme özgürlüğünün önünü açmamız lazım, hızlandırmamız lazım. Burada bazı sorunlar var. Boşluklar var, o boşluklar Yargıtay kararlarıyla dolduruluyor. Onlar da kendi açılarından kararlar veriyorlar. Örgütlenme özgürlüğünün önünü açtığımızda kayıt dışıyla mücadelede ciddi bir mesafe alırız.”

Sendikal örgütlenmenin sağlanması ve kayıt dışı istihdamın engellenmesi noktasında ‘beyaz bayrak’ uygulamasını başlatacaklarını aktaran Bilgin “Önümüzdeki günlerde sendikal örgütlenmesi olan, sigorta ve vergi borcu olmayan işletmelerimize Beyaz Bayrak Ödülü vereceğiz. ‘Burada işçiler örgütlüdür, burada örgütlenme özgürlüğü gerçekleşmekte, burada işletme, işçilerin sağlık sigortası primini yatırmaktadır’ mesajını içeren bir Beyaz Bayrak uygulamasını başlatacağız. Bu kayıt dışı istihdamla mücadelenin de önünü açacaktır” dedi.

Bilgin, kayıt dışı istihdamda işletmelere yönelik cezai yaptırımlara ve işyeri denetimlerine dair herhangi bir değerlendirmede bulunmadı.

SENDİKA DÜŞMANLIĞINA MÜSAADE YOKMUŞ!

Bakan Bilgin, İstanbul Avcılar’da faaliyet gösteren Xiaomi-Salcomp fabrikasında Türk Metal Sendikasına üye oldukları için işten çıkartılan işçilerle ilgili ise şu ifadeleri kullandı: "Sermaye grubu gittiği her yerde o ülkenin şartlarına uymuş ama ‘burada kadın işçileri başta olmak üzere onların sendikalaşmasına müsaade etmem’ yaklaşımıyla onları sokağa atmış. Sermaye hareketliliğinin yarattığı sonuçları bizim düzenlememiz lazım. Sendika direndi, biz orada devlet olarak devreye girip ‘burası Türkiye ve demokratik bir ülke, işçiler sizin kölenizdir gibi davranamazsınız, burada hukuk devleti vardır’ mesajını verdik. Bu hareketli dünyada bu tür olaylarla karşılaşacağız ama bunlara müsaade etmeyeceğiz.”

XİAOMİ’DEKİ SORUN ASLINDA HER YERDE

Bilgin Xiaomi-Salcomp’a yönelik eleştirilerini yöneltse de benzer bir durum Tekirdağ’da faaliyet gösteren Bel Karper ve AdkoTurk-Indomie fabrikalarında yaşanıyor. Yabancı sermayeli bu fabrikalarda işveren, Tekgıda-İş Sendikası’nı Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesi almasına rağmen tanımıyor. Üstelik işveren toplu sözleşme masasına oturmadığı gibi işçiler aylardır grevde olmasına rağmen üretim ve sevkiyatı devam ettiriyor. Kocaeli Gebze’de faaliyet gösteren İspanya merkezli Baldur fabrikasında da işçiler sendikalı oldukları için işten atıldı. Buradaki süreç şöyle gelişti: İşçiler Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlendi. Patron sendikayı tanımadı. Bunun üzerine 15 işçi işten atıldı ve fabrikadaki diğer sendikalı işçiler de greve çıktı. Grev kırıcılığına rağmen 281 günlük grev yapıldı. Bu sürecin sonunda işçiler tazminatlarını almayı başarsalar da işsiz kaldılar.

GENÇLER DÜNYAYI TANIMAK İSTİYORMUŞ

Gençlerin Türkiye’den ayrılma eğilimiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bilgin, "Türkiye’den kaçmak istiyorlar diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar" dedi. Oysa pek çok kamu araştırmasına göre gençlerin gelecek kaygısı, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle yurtdışında yaşamak istiyor. Öyleki, Sosyal Demokrasi Vakfı’nın geçtiğimiz yıl yayımladığı araştırma verilerine göre, Türkiye’de gençlerin yüzde 62,5’i eğer imkân olsa yurt dışına yerleşip orada yaşamak istediğini belirtiyor.