AKP’nin önde gelen isimlerinden eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman anayasa tartışmalarına ilişkin “Dindar bir anayasa yapalım, ilk 4 madde değişebilir” dedi. Kahraman daha önce de benzer ifadeler kullanmıştı.

Laikliğe karşı el yükselttiler

POLİTİKA SERVİSİ

İktidar cenahı her gün laikliği tartışmaya açmaya devam ediyor. Bu kez AKP’nin önde gelen isimlerinden eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman laikliği hedef aldı ve “Dindar bir anayasa yapılmalı, ilk 4 madde değişmeli” dedi.

Halkta meşruiyetini ciddi oranda kaybeden iktidarın Diyanet’i bir güç olarak cepheye süren Cumhur İttifakı laiklik konusunda her gün biraz daha el yükseltiyor. Bunda muhalefetin laikliği halkın sorunu olarak görmemesi de büyük rol oynuyor. Muhalefetin laikliğe sahip çıkmak şöyle dursun ağzına dahi almaması iktidarı cesaretlendiriyor. Millet İttifakı buradan bilinçli olarak kaçarken HDP ise ‘Tutum Belgesi’nde laikliğe hiç yer ayırmadı. Bu durum da iktidarın gerici politikalarıyla ülkede tarikatçıları söz sahibi haline getirmesine neden oluyor. Bir yandan AKP iktidarı seçim sathına girilen bugünlerde politikasını da buradan kuruyor. Bütün bu çerçeveye bakıldığında ise laiklik her açıdan halkın sorunu olduğunu bize gösteriyor.


ANAYASA’DAN ÇIKARILMALI

Elbette İsmail Kahraman laiklik konusunda olumsuz tavır takınan ilk AKP’li değil. Son birkaç haftada birçok AKP’li isim veya bürokrat bu konuda çıkışlar yaptı. Bunlardan ilki eski AKP’li vekil Resul Tosun. Aynı zamanda Star gazetesinde köşe yazarlığı yapan Tosun şunları yazmıştı: “90 senedir dindarlara hayatı zehir etmeye çalışanların ve toplumu İslam’dan uzaklaştırmaya çalışanların tek gerekçeleri laiklik. İşte tam da bu sebeple istismarı önlemek için laiklik ilkesi tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi ya anayasadan çıkarılmalı ya da istismarı engelleyecek netlikte tarif edilerek yer almalıdır. Yoksa bu zihniyetin, ellerine geçen ilk fırsatta 28 Şubat benzeri uygulamalara teşebbüs etmekten ve toplumu germekten çekinmeyeceği anlaşılmaktadır.”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise doğrudan kavram olarak kullanmasa da laikliği şu sözlerle hedef almıştı: “…Hayatın içindeki konularda inancın ikinci planda kalmasına, yahut inancın hayatın dışına itilmesine sebep olmaktadır. İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, şehirde olmasın ve insanın içinde olsun gibi bir anlayış var. İnsan ile Allah arasında olsun, evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlansın. Bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir.”

‘YELİZ’ DE PROBLEMLİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ

‘Yeliz’ kod adlı AKP’li vekil Ahmet Hamdi Çamlı ise ‘Devletin dini İslam’dır’ ibaresinin Anayasa’dan çıkarılmasının yıldönümünde şu paylaşımı yapmıştı: “Din ve vicdan hürriyeti kostümü ile takdim edilmiş fakat İslâm’ı red, gavurluğu cebr edici, inanca zulüm aracı olarak uygulanışlarına da gani bir şekilde şahit olduğumuz, kılık kıyafete hatta kıla tüye bile burnunu sokucu hale bürünebilen ‘Laiklik’ anlayışı yönetici aklın inisiyatifine terk edilemez. Hiçbir ön kabul olmaksızın masaya yatırılması, gözden geçirilmesi gereken, mühim anayasal bir madde ve problemdir.”

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanvekili ve eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman da benzer ifadeler kullandı. Yeni Anayasa’da ‘dinin’ olmasını savunan Kahraman, 1924, 1961, 1982 anayasalarının ‘dindar bir Anayasa’ olduğunu savundu ve şunları söyledi: “Bütün bu anayasalarda din vardır, din dersleri vardır, Diyanet İşleri Başkanlığı vardır, din görevlileri maaşını devletten almaktadır. Dini bayramlar, resmi tatil günleridir. Laiklik dünya anayasalarında 5 anayasada ilke olarak var. 195 ülkenin 5 tanesinde laiklik ilke olarak geçiyor. Yalnızca Fransa’da ‘din yok’ manasında kullanılıyor, diğerlerinde dine karşı oluş yok. Dinle barışık bir anayasa hepsinde var.”

Kahraman, TBMM Başkanı olduğu 2016 yılında yaptığı bir konuşmada da, “Yeni anayasada laiklik tarifi olmamalıdır” demişti. Kahraman, “Dünyada laiklik tarifinin olduğu anayasalar Fransa, İrlanda ve Türkiye’de var. Tarifi de yoktur. İsteyen bunu istediği gibi yorumluyor. Böyle bir şey olmamalı. Anayasamızın dinden kaçınmaması lazım. Müslüman bir ülke olarak neden kendimizi dinden arındırma, geri çekme durumunda olacağız? Bir İslam ülkesiyiz. Bu nedenle dindar bir anayasa yapmalıyız” ifadelerini kullanmıştı.