Kanadalı yazar Deborah Ellis “Afganistan’ da Bir Kız Çocuğu” kitabında Afgan kadınlarının, kız çocuklarının yaşadıkları ayrımcılığı, eşitsizlikleri anlatıyor. Kitabın kahramanı Parvana; Afgan sığınma kamplarında yazarın karşılaştığı bir kız çocuğunun yaşadıklarının hikayesi…

Parvana; bir gerçeğin hikayesi…

Parvana; Taliban yönetiminin kadınların dışarıda çalışması, okula gitmesi, şeriat kurallarına aykırı giyinmesi gibi tüm yasakları çocuk yaşta yaşamış, altıncı sınıfta iken okulu bırakmak zorunda kalmış, annesi, Kâbil’de bir radyo istasyonunun yazı işlerinden sorumlu iken işten çıkarılmış, savaşta bir bacağını kaybetmiş olan babasına sokakta koltuk değnekliği yapmak zorunda kalmış, Taliban’ın yasakları sonucunda kadınlar ve kız çocukları yanlarında kocası veya babası olmadan dışarı çıkamadığından evin gereksinimlerini karşılayabilmek için Kâbil sokaklarında erkek kılığına girmiş, altı kişilik ailenin tüm yükünü omuzlamış on bir yaşındaki bir kız çocuğu…

Afgan kadınlarının, kız çocuklarının özgürlük, eşitlik arayışının, cesaretinin, vazgeçmemenin hikayesi…

Geçtiğimiz hafta içerisinde de dünya genelinde tanınan yazar, sanatçı; kadınlar pek çok kişi Taliban’ın Afganistan’da kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağına karşı bir imza kampanyası başlattı, dayanışma, mücadele çağrısı yaptı.

Zarga Yaftali, Malala Yousafzai ve Shaharzad Akbar Tarafından kaleme alınan bir metin kız çocuklarına eğitim yasağının getirildiği 40. günde imzaya açıldı.

Stand With Afgan Girls ( Afgan Kızların Yanında Ol) başlığıyla yayınlanan metin kısa süre içerisinde aralarında Emma Watson, Paulo Coelho, Michael Douglas’ın da olduğu pek çok ünlü isim tarafından da imzalandı.

Yayınlanan metinle tüm dünyaya Afgan kız çocuklarının yanında durarak onların eğitim hakkına sahip çıkma çağrısı yapıldı.

Afgan kız çocuklarının eğitim hakkına sahip çıkmak esasında geleceklerine ve Afganistan’ın yarınına sahip çıkmak anlamına geliyor. Afganistan özelinde yaşananlar bizim ülkemiz ve siyasal islam rejimlerinin yaşandığı ülkelerde kadınlara, kız çocuklarına hiç yabancı değil…

Parvana’ nın hikayesi, milyonlarca kız çocuğunun, kadının hikayesi, bizim hikayemiz…

İki gün önce Cumhuriyet’ in ilanının 98. yıldönümünde milyonlar sokaktaydı.

AKP iktidarının ve inşa etmeye çalıştığı yeni rejimin vadettiği gelecekten kaygılanan milyonlar, kadınlar, gençler sokaklarda, caddelerde Cumhuriyet’e sahip çıkmak için seslerini yükseltti.

Aslında sahip çıkılan AKP’nin yaratmaya çalıştığı geleceğe karşı yaşamlarına sıkı sıkı sarılmaktı.

Kız çocukları başta olmak üzere çocuklarımızın eğitim hakkına sahip çıkmak yarınlarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaktı.

Cumhuriyet’in 98. yılının kutlandığı bugünlerde aslında Cumhuriyet’ le beraber kız çocuklarının eğitim hakkı ve kamusal yaşama katılımının ne kadar önemli, yaşamsal bir hak ve vazgeçilmez bir mücadele olduğunu yıllardır yaşayarak gördük.

Taliban’ la pek çok ortak yönümüz var diyenlerin bizlere vadettiği gelecek her gün ekranlarda, sokaklarda, okullarda, iş yerlerimizde yaşamın her alanında karşımıza çıkıyor.

2021 yılında kız çocuklarının eğitim almasını yasaklayan bir zihniyetle “yakınlık” kurulması ideolojik bir tercih…

Geçtiğimiz hafta resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı’nın 2022 programında kadın üniversiteleri ısrarı da bu “yakınlık”ın somut göstergelerinden… Ortaöğretim kurumlarında yapılan değişiklikle karma eğitimin hukuken ve fiilen kaldırılmasından, çocuk yaşta evliliklerin yönetmelikle önünün açılmasına, 4+4+4 uygulamalarına, cinsiyetçi müfredat değişiminden, toplumsal cinsiyet eşitliği’nin özel eğitim ve rehberlik programından çıkarılarak TÜGVA’ya devredilmesine, İstanbul Sözleşmesi’nin “yasaklanması”na kadar on dokuz yıldır kesintisiz sürdürülen politik bir hat…

Şimdi bugüne ve geleceğe dair, memleketine dair umutlarından asla vazgeçmeyenler olarak önümüzde duran tarihsel sorumluluk; Devrimci Demokratik bir Cumhuriyet için kesintisiz bir mücadeleyi örmek, örgütlemek…

Kadın mücadelesi, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi de Parvana’ların hikayesinde en can acıtıcı haliyle yaşandığı gibi laiklik mücadelesinden, emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinden, Devrimci Demokratik bir Cumhuriyet mücadelesinden bağımsız değil…