Taliban açıkladı: “Bütün erkek öğretmenler ve öğrenciler eğitim kurumlarına devam etmelidir.”

Bu yıl Taliban yönetiminde açılan okullarda Afganistan’da kız çocuklarının ortaokula gitmesine izin verilmedi. Son yapılan yeni açıklama ile de kız çocuklarından hiç söz edilmedi ve kadın öğretmenlerin geleceğinin ne olacağı ise çok açık…

Bizde de kadınların, kız çocuklarının haklarının yok sayılması gerçeğini, cinsiyetçi, gerici eğitimin adım adım hayata geçirilmesini yıllardır yazılıp çizilen “gizli ajandanın” işletilmesi meselesinin ise hiçbir zaman gizli değil çok açık bir şekilde sürdürüldüğü bir tabloyu yaşıyoruz.


Son yayımlanan MEB 2020-2021 istatistiklerinde kız çocuklarının okullaşma oranında ciddi bir gerileme var. Özellikle ortaokul düzeyinde son bir yıl içerisinde kız çocuklarının okullaşma oranı %7,4 oranında azalmış durumda.

Dünya genelinde uygulanan neoliberal ve neomuhafazakar hat piyasalaştırılmanın, neoliberal politikaların hayata geçirilmesinde kendini bir çözüm olarak sundu. Yeni muhafazakarlık toplumu denetim altına almak için sosyal ve iktisadi programları uygularken, kadınların, kız çocuklarının haklarını gasp edici politikaları yaşama geçirdi. Son 19 yıldır bu hattın bizim ülkemizde de nasıl uygulandığını en açık gerçekliği ile yaşıyoruz.

Yaşadıklarımız siyasal İslam’ın başat olduğu tüm ülkelerde kadınların, kız çocuklarının yaşadıklarından farklı değil. Siyasal İslam’ın iktidarda olduğu ya da ağırlık kazandığı ülkelerde laiklik kaybedilince ilk kaybedenler her zaman kadınlar ve kız çocukları oluyor.

Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen Ortadoğu Kadın Konferansı’nın başlıca gündemi laiklikti. İran’ da yaşarken yaşamına dair yaşadığı endişeler sonucu ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Shohreh Bayat özgürlük mücadelesinin laiklik mücadelesinden asla bağımsız olamayacağını söylüyordu.

Kadına, kız çocuklarına yönelik şiddet, ne giyeceğini seçememe, boşanamama, izinsiz seyahat edememe veya evlenememe, baba ya da eş yasal vasiliği ile yaşamak zorunda kalma, hatta bisiklete binememek, bir stadyumda maç izlemeye gidememek… Siyasal İslam’ın hâkim olduğu yerlerde kadınlara, kız çocuklarına yönelik yasakların yalnızca bir bölümü…

Bizim yasaklar listemizde bir yazıya sığamayacak kadar uzun… Afganistan’ da Kabil Eğitim Bakanlığı’nın 12 yaş ve üstü kız çocuklarına halka açık etkinliklerde şarkı söylenmesinin okullara gönderdikleri yazıyla yasaklanması haberlerinin hemen sonrasında Türkiye’ de de İstanbul Sözleşmesinin “yasaklanması” ,ortaöğretim kurumlarından karma eğitimin çıkarılması, cinsiyetçi, “değerler eğitimi”ni referans alan bir müfredatın dayatılması, “toplumsal cinsiyet eşitliği”nin “sapkınlık” ilan edilerek özel eğitim ve rehberlik programından çıkarılıp TÜGVA’ ya devredilmesi, toplumsal cinsiyete dayalı okul projesinin iptal edilmesi, ortaöğretim kurumlarında yapılan değişiklik ile çocukların evlendirilmesinin önünün açılması…

Feminist Aktivist ve Yazar Silvia Federici, Cadılar, Cadı Avı ve Kadınlar adlı kitabında, cinsiyete dayalı baskının işlevini ve kendini her gün nasıl yeniden ürettiğini anlamak için kadınlara dair sıklıkla kullanılan kelimelerin tarihinin izini sürmek gerektiğini söylüyor. Biz bu kelimelerin ve uygulanan politikaların başta eğitim alanı olmak üzere kesintisiz bir şekilde nasıl yaşama geçirildiğinin tanığıyız, tacize, tecavüze, şiddete uğrayarak, katledilerek, mücadele ederek kazandığımız haklarımızın her gün elinden alındığını an ben an yaşayanlarız.

Kadınları, kız çocuklarını yok sayanlara karşı dünyanın her yerinde “Yakamadığınız cadıların torunlarıyız” diyerek baskılara meydan okuyan kadınların yüz yıllardır bitmeyen mücadelesi aynı zamanda laiklik mücadelesidir.