Latmos’un zirvesi delik deşik
Aydın ve Muğla sınırları arasındaki, antik çağda adı Latmos olan Beşparmak Dağı’ndaki taş ve maden ocaklarının sayısı her geçen gün artıyor. Bu durumun bölgeye zarar verdiğini vurgulayan halk ‘‘Latmos kâr uğruna yok ediliyor’’ dedi.

Tamara Öykü BAYAR
Aydın ve Muğla il sınırları boyunca yayılan, tarih öncesi çağlardan beri kültürel ve doğal açıdan çok özel bir bölge olan Latmos (Beşparmak) Dağları, uzun süredir hukuksuz bir şekilde madenler tarafından tahrip ediliyor. Özellikle kuvars ve feldspat madenleri doğal alanın her noktasına yayılmış durumda. Bunun yanında bazı noktalarında linyit ve uranyum için de girişimler bulunuyor. Yaşam savunucuları ve halk "Latmos’taki talanı durdurdun" çağrısı yaptı.
Milli Park, Dünya Koruma Mirası olan Latmos Dağlarında doğal yaşam yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tahribattan bölgedeki bitki örtüleri ve su kaynakları da etkileniyor. Bölgenin kendine özgü jeolojik görüntüsü ve biyoçeşitliği de zaman geçtikçe ortadan kayboluyor. Maden faliyetleri erezyonun artmasına ve toprak dokusunun ortadan kalmasına sebep oluyor. Söke’den, Milas’a geniş bir sahada ilerlediği için tahribatın boyutu da çok büyük. Aydın Çevre Mücadelesi (AYÇEM) Sözcüsü Dr. Metin Aydın, BirGün’e yaptığı değerlendirmede Latmos Dağları’na topyekün bir saldırı olduğunu ve tahribatın boyutunun giderek büyüdüğünü söyledi.
SAHALAR GENİŞLETİLDİ
Latmos’ta maden ocaklarının sayısının çok geniş sahalarda çok hızlı şekilde arttığını belirten Aydın, hâla kuvars ve feldspat ocakları için kamulaştırmaların devam ettiğini ve mevcut sahaların genişletildiğini söyledi. Özellikle dağların görünmeyen yüzlerinde çalışmaların devam ettiğini aktaran Aydın “Aydın’a ya da Milas’a bakan yüzlerde değil de tam zirve noktasında, içe doğru bir krater oluşmuş. Altın madenlerinden bildiğimiz görüntüyle benzer şekilde Latmos Dağı’nın tam zirve noktaları tamamen oyulmakta” dedi. Aydın, tahribatın çevre halkının sağlığını da olumsuz etkileyeceğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Tahribat burada var olan tarihi kültürel eserlerin zarar görmesine sebep oluyor. Tabii bunların sağlık boyutu da var. Bu bölgede uranyum madenleri de söz konusu. Uranyum madenlerinden radyasyon çıkışı gerçekleşiyor. Madenler bu bölgedeki yerleşim yerlerinde kanser hastalıklarının, kronik hastalıkların, anomali doğumların artışına sebep oluyor. Malesef dünya mirası olan bir bölgemiz kâr amacı uğruna tamamen yok ediliyor ve yaşam alanı olmaktan çıkyor.”
MÜCADELEYE DEVAM
Madenlere karşı hukuk mücadelesi yürüten Çavdar Köyü eski muhtarı İhsan Garagöz ise Latmos’taki bir taş ocağının kapasite artışının Danıştay tarafından iptal edilmesi kararını sevinçle karşıladıklarını belirterek, mücadeleye devam ettiklerini söyledi. Vahşi madenciliğe, doğa talanına karşı olduklarını belirten Garagöz “Mevcut olan sit alanları ve tarihi yerler vardı.Hepsini yok ettiler. Meralarımız, zeytinliklerimiz, çamlıklarımız yok oluyor. Madenin ömrü burada en fazla 30 yıl peki sonrasında burada yaşamı nasıl devam ettireceğiz? 6 bin 500 dönümlük zeytinlik alan köylünün elinden alınarak ormanla beraber kamulaştırıldı. Zeytin kanununa göre bunun yapılamaması lazım. Kamu yararı denilerek halk susturulmaya çalışılıyor. İş teklifleri yapılıyor ve baskılanıyoruz. Fakat mücadele etmeden kazanılmaz” dedi.
∗∗∗
MADEN İÇİN AĞAÇLARI KESMİŞLER
Latmos’u Koru sayfasının kurucusu, çevre savunucusu ve arkeolog Selahattin Aydın, Latmos’taki maden alanında çekilmiş görüntüler paylaşarak özetle şu ifadeleri kullandı: ‘‘Bu alanda pıtrak gibi onlarca maden var. Burada çok kıymetli Labranda suyu, Karya bölgesinin kutsal kenti Labranda Antik Kenti ve olabildiğince çam ormanları var ama ne yazık ki feldspat ve kuvars madenleri ile buraları perişan hale getirmişler. Birkaç yıl önce geldiğimde buradaki çam ağaçları böyle değildi. Hepsini ne yazık ki kesmişler ve adım adım kesecekler. Latmos’un sesi olun.’’
∗∗∗
RES TEHDİDİ
Latmos, hukuksuz madenlerin yanı sıra RES tehdidi altında. İlk rüzgar elektrik santralı (RES) projesinde 30 türbin olacağı açıklanmışken itirazlar sonucu türbin sayısı 18’e indirildi. Latmos’ta RES yapılacak alanda yoğun arıcılık faaliyetleri yapılıyor. Proje arıcılığın yok olmasına, kuşların ölmesine sebep oluyor ve doğanın dengesini bozuyor.