Lens’in 6patları

Beşiktaş, 1 saatten uzun süre 10 kişi mücadele eden Kasımpaşa karşısında iki kez mağlup duruma düştüğü maçta 3 puanı uzatma dakikalarında bulduğu golle kazandı ve 6’da 6 yaptı.

10 kişi kalmış bir takıma karşı 1-0 mağlup duruma düşmek maç içi psikolojinize zarar verebilir. Fakat siyah-beyazlılar müsabakada meydana gelen iki şoka çok fena tepki vermediler. Beşiktaş’ın bu anlamda, elindeki 2 tane hücumcu bekin nimetlerinden yararlandığını söylemek lazım. Abdullah Avcı’nın elinde ilerlemiş yaşına rağmen oyunun her iki yönünü de oynayabilen Atiba ve Ljajic gibi ceza sahası etrafında ve içinde oldukça etkili olabilecek oyuncular varken top en gerekli olduğu anda kenara inebiliyor ve buradan gol şansları yaratabiliyorlar. İkinci gol, Ljajic’in böyle bir zorlamadan sonra doğru kararı verip topu Gökhan’a indirmesinin sonucunda geldi nitekim. Sahanın diğer tarafında ise Tayfur Havutçu’nun özellikle 50. dakika sonrasında oldukça basit ama etkili bir oyun planını uyguladığını söylemek lazım. Kasımpaşalı futbolcular eksik kalmanın da doğal bir sonucu olarak takımın boyunu 40 metreye kadar indirdiler ve Beşiktaş yarı alanında, 10 kişi kalan bir futbol takımı ne kadar baskın yapabilirse o kadarını yaptılar. Tabii bu noktada Beşiktaş’ın maçın bitimine yarım saatten uzun bir süre varken tandemini orta sahaya kadar çekerek gereğinden biraz fazla risk aldığını söylemek lazım. Zaten Gökhan ve Caner tamamen rakip çizgiye inmeyi düşünürken bunun kritik sonuçları olabilirdi ki özellikle Heintz-Koita-Mustafa Pektemek üçgeni golden sonraki 15 dakikada maçı koparacak şanslar yakaladılar. Abdullah Avcı da bunu görmüş olacak ki 2. golden hemen sonra Caner ve Gökhan’ı biraz daha geri çekti, oyuna Lens’i alarak. Fakat bunun savunma, hücum hattına verdiği zarar, savunma güvenliğine yaptığı katkıdan o kadar fazla oldu ki, Beşiktaş ondan katkı alabilmek için maçın sonunu beklemek zorunda kaldı. Yine de Hollandalı’nın 3 puana bedel bir akın yaptığını söylemek lazım.

Maçın hakemi Arda Kardeşler için de birkaç şey söyleyelim. Hakemlerin bu meslekten kazandıkları paralar, teknolojiden aldıkları destek, ülke ve dünya çapında tanınmışlıkları giderek artıyor, ancak 1980’lerde kalmış, kurallara değil maç içi psikolojisine göre karar verme davranışı bir türlü düzelmiyor. Kasımpaşa’nın ikinci golünü atan Koita’nın o dakikada sahada olmasının sebebi takımının sahada 10 kişi olması, zira Gineli futbolcu 11’e 11 giden oyunda, ilk yarıda sarı kartı varken aldığı uyarı sonrasında en iyi ihtimalle ikinci sarı karttan oyundan atılmış olmalıydı. Bu sadece İstanbul’un büyükleri ile diğer takımlarına karşılaşmalarında yaşanmıyor. Bahsetmek istediğimiz takımlara özel hatalar değil, bir anlayış. Farklı önde olan takıma net penaltıların verilmemesi, rakibi 10 kişi olan takımın futbolcularına kartların çok daha kolay çıkması ve bu akşam olduğu gibi 10 kişi kalan takımın hak etmesine rağmen 9 kişi kalmasının oldukça zor olması…Dediğimiz gibi, bunlar 1980’lerden fırlamış hakem davranışları. Değişmesini bekliyoruz.