İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için 5 Ağustos’ta İzmir’deki eylemde baygın halde darp edilerek gözaltına alınan LGBTİ+ aktivisti İsmail Temel, yaşadıklarını anlatarak dayanışma çağrısı yaptı

LGBTİ+ aktivisti İsmail Temel: Bu travmadan çıkmam çok zor, bana destek olun



BERKAY SAĞOL

İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için 5 Ağustos’ta İzmir Alsancak’ta gerçekleşen eylem sonrasında hedef gösterilerek, epilepsi nöbeti geçirdiği halde darp edilerek gözaltına alınan LGBTİ+ aktivisti İsmail Temel ve yine o sırada darp edilerek gözaltına alınan Berivan Oğuz yaşadıklarını BirGün'e anlattı.

Evrensel hakları için katıldığı eylemde darp edildiğini ve kaçırıldığını belirten Temel, "LGBTİ+ bir birey olarak, İstanbul Sözleşmesi'ni korumak için o gün alanda olmak zorundaydım. Kadın hakları, LGBTİ+ hakları, aslında gayet insani olan haklarımı talep etmek için oradaydım. Bu benim en büyük Anayasal hakkım. Fakat taşıdığım döviz ve attığım sloganlar sebebiyle hedef alındım. Arkadaşlarımız gözaltına alındıktan sonra başlattığımız oturma eylemi sırasında, polisler benim üzerimdeki tişörtün rengini söyleyerek hedef gösterdiler. Alanda üzerimi değiştirmek zorunda kaldım. O sırada bana KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen yardımcı oldu" dedi.

"BENİ RESMEN KAÇIRDILAR"

Temel gözaltına alınma anını ise şu ifadelerle anlattı: "Eylem bittikten sonra biz ayrılırken ara sokakta polisler bizi takip etmeye başladı. Ben tam taksiye binmek üzereyken polisler beni bir anda çekerek taksinin içinden indirdi ve darp ederek yerde sürüklemeye başladılar. Direniş gösterecek bir durumda olmamama rağmen beni savurup durdular. Ters kelepçe takmaya çalışırken kolumu kırmaya çalıştılar. Sonrasında beni ara sokağa soktuklarında anneme, aileme ve yönelimime küfürler ederek bana hakaret ettiler. Ben o an zaten yaşadıklarımı kaldıramayarak kriz geçirdim. Bilinçli bir şekilde yüzüme uzun süre su döktüler ve nefes alamadım. Ben orada kriz geçirirken ambulans çağırdıklarını söylemişler ancak ambulans beklemeden beni resmen kaçırdılar. Gözümü açtığımda Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeydim. Uzun süre kimseyle iletişim kuramadım."

"EVDEN KAÇMAK ZORUNDA KALDIM VE TRAVMAYI ATLATMAM ZOR"

lgbti-aktivisti-ismail-temel-bu-travmadan-cikmam-cok-zor-bana-destek-olun-766507-1.

Yaşadığı bu olayın nefret cinayetinden farklı olmadığını dile getiren Temel, "Resmen bir nefret suçu yaşadım. Bunların hepsi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'la da bağlantılı. Onun söylemlerinden sonra nefret suçları iyice arttı. Bu saldırılara bir cevap gelmezse işkence ve nefret suçları devam edecek. Kaçırılma sürecimin ardından yaşadığım sıkıntılar devam etti. Polis ailemi arayıp adını ilk kez duyduğum bir sürü örgüt ismi sayarak bunlarla ilişkisi var demiş. Cinsel yönelimim ailemden gizli olmasına rağmen bunu aileme açıklamışlar ve eve döndüğüm zaman ailemden de çeşitli tepkiler gördüm. Hepsi bana çok öfkeliydi ve evden kaçmak zorunda kaldım. Bu süreçten sonra evsiz kaldım, işten atıldım, işkence gördüm resmen hayatım alt üst oldu. Psikolojik olarak toparlanmam ve bu travmanın etkisinden çıkmam çok zor. Polis aracı artık benim için işkence odasından farksız. Her polis gördüğümde bu travmayı tekrar tekrar yaşayacağım. Tüm LGTB+ derneklerin ve feminist grupların benim davama sahip çıkmasını istiyorum. Bana destek olun, benim sesim olun. Ben de asla kimlik mücadelemden vazgeçmeyeceğim" diye konuştu.

BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM

Eylemden sonra gözaltına alınma anını Berivan Oğuz şu ifadelerle anlattı: "Bir kadın olarak İstanbul Sözleşmesini savunmak için oradaydım. O gün eylemden sonra ben de İsmail'le beraber alandan ayrıldım. İsmail'i kaçırmak istediklerinde ben müdahale etmek istedim ve beni kalkanla ittirerek yere düşürdüler. Yerden kalktıktan sonra darp edildim ve tehdit edilerek gözaltına alındım. Gözaltı aracının içinde de darp edildim, ters kelepçeye ve sözlü tacize maruz kaldım. Bozyaka'da gözaltına alınan diğer kadınlarla beraber serbest bırakıldım. Ben de dava açtım ve bu işin peşini bırakmayacağım."

"İstanbul Sözleşmesiyle ilgili biri konuşacaksa söz hakkı kadınlarındır" diyen Oğuz, "Hepimizin ortak olarak yaşamak istiyoruz diye bir talebi vardı. O gün bizi yürütmeyenler şiddete, tacize, katliama göz yumanlar. İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmak isteyenler yeni katliamlara yol açmak isteyenlerdir. Erkek egemen sistemin yarattığı baskı zulüm ve işkenceye asla boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmeyeceğimizi hep birlikte haykıralım" ifadelerini kullandı.