Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Bizim liberallerin garip söylemleri var! Bir tür “oksimoron söylemler” de diyebiliriz bunlara.

“Oksimoron”, Fransızcadan ödünç aldığımız bir sözcük. Eşanlamlı bir Türkçe karşılığı (şimdilik) yok. Birbiriyle çelişen ya da tümüyle karşıt iki kavramın bir arada kullanılması anlamına geliyor. Karşıt anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesi olağan bir durum değildir. Ancak yazınsal metinlerde, özellikle de şiirde imgesel söylem olarak karşımıza çıkabilir. Sözgelimi “siyah kar”, “özgür tutsak” ya da “dört köşeli üçgen” sözleri birer oksimorondur. Çünkü bu kavramların yaşamda karşılığı yoktur. Sözgelimi “kızgın güneş” dediğimizde, doğa bilimine uygun bir söz etmiş oluruz. Ama “soğuk güneş” dersek, bilimsel gerçekliğe ters düşeriz. Zaten olağan koşullarda güneşi tanımlarken “soğuk” nitelemesini kullanmak gelmez usumuza.

Dilimize son yıllarda bulaşmış siyasal nitelikli oksimoronlar da var. İşte onlardan bazıları:

-Liberal solcu, İslamcı komünist, gelenekçi modern, modern mahrem…

Türkçede “laf salatası” diye bir deyim vardır hani. Boş ve anlamsız sözcük yığınını anlatmak için kullanırız bu deyimi. Şimdi de “kavram salatası” diyebileceğimiz benzer anlamsızlıklarla karşılaşıyoruz. Belki “kavram bulamacı” demek daha uygun bir tanımlama olur böyle saçmalıklar için…

Bu oksimoron söylemler arasında beni en çok “liberal solcu” yakıştırması sinirlendiriyor!

Ateşle barutun bir arada durması nasıl olanaklı değilse, “liberal” ve “solcu” kavramları da öylesine uzaktır birbirine. Bunlar yan yana gelemez, birbirini tümleyemez ve de niteleyemez!

Liberalizm”, serbest ekonomi düzenini savunan anlayışın adıdır. Klasik tanımıyla “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” demektir. Daha açık söylemek gerekirse “Altta kalanın canı çıksın” düzenidir. “Liberal” de böyle bir düzenden yana olandır.

“Liberal”in mecazi anlamını her ne kadar “hoşgörülü” diye açıklamış olsa da sözlükçülerimiz, özellikle “neoliberal” anlayışta ancak sermayenin çıkarlarıyla çelişmediği sürece geçerlidir bu hoşgörülü ve özgürlükçü tutum. Sınırı aşarsanız, “vahşi kapitalizm”in balyozunu başınıza indirirler hemen!

Solculuk” ise “ekonomik liberalizm”in tam karşısında konumlanmış evrensel bir düşünce akımıdır; işçi haklarını önceler, emekten yana olmayı simgeler. Böylesine karşıt iki ideoloji yandaşlığını yan yana getirip bir kavramda nasıl buluşturabilirsiniz?

“İslamcı komünist” yakıştırması ise olsa olsa gülmece yazılarına konu olabilir.

Liberallerin oksimoronlarını siz daha da çoğaltabilirsiniz…

Ama bilin ki bilimsel karşılığı olmayan gülünç kavramlardır bunlar…

***

“RASYONEL AKIL” DEDİKLERİ…

Bir süredir ekranlarda çok sık duyduğum bir söz daha: “Rasyonel akıl”!

Sunucular, yorumcular ve siyasetçiler, ağızbirliği etmişçesine şöyle tümceler kuruyorlar:

-AKP politikaları rasyonel akılla açıklanamaz.

-Bu iktidarın uygulamaları rasyonel akla sığmıyor…

“Rasyonel” de Fransızca bir sözcük. Sözlükler, “Usa, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, ussal” diye açıklıyor bu kavramı. Rasyonellik, olaylar arasında bağlantı kurma; yaşananı algılama ve kavrama yetisidir.

Görüldüğü gibi, “rasyonel” sözcüğü zaten aklı içeriyor. “Akılcılık”, rasyonel olma durumudur. Usa uygun olmayan bir olguda rasyonellik aranamayacağına göre, “rasyonel akıl” dediğinizde “akla uygun akıl” demiş gibi olmuyor musunuz?

HAFTANIN NOTU: "Kemal Türkler Kitabı"

Türkiye işçi sınıfının en önemli sendikal önderlerinden Kemal Türkler, 22 Temmuz 1980 tarihinde evinin önünde katledilmişti. 12 Eylül faşist darbesinin de habercisi olan bu siyasal cinayet, aradan geçen 42 yıla karşın ne yazık ki cezasız kaldı. Dava zamanaşımına uğratılarak azmettiriciler ve tetikçiler kurtarıldı.

liberallerin-oksimoronlari-1057386-1.

Kemal Türkler, Maden-İş Sendikası’nın ve DİSK’in Genel Başkanı olarak sendikal harekete uzun yıllar yön vermiş devrimci bir işçi önderiydi. 1961 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP), 1967’de Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kurucuları arasında yer almış, yaşamı boyunca sınıf sendikacılığının savaşımını vermişti.

Kemal Türkler’in öldürülüşünün 42. yıldönümünde, kızı Nilgün Türkler Soydan’ın katkılarıyla çok özenli bir “Kemal Türkler Kitabı” hazırlandı. Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı (KETEV) ile Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın ortak yayını olarak gün yüzüne çıkan bu değerli belgesel kitabı, sendika uzmanı ve araştırmacı yazar Can Şafak kaleme aldı. Kadir Has Üniversitesi ve TÜSTAV (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) arşivlerindeki fotoğraf ve belgelerden de yararlanılarak hazırlanan kitapta, Kemal Türkler’in yaşamöyküsü merkeze alınarak Türkiye işçi hareketinin önemli olaylarına yer verildi.

Kitapta ayrıca Kemal Türkler’in pek bilinmeyen bir yanını daha öğreniyoruz. Gençlik yıllarında kaleme aldığı şiirler, öyküler ve 1945-1949 yılları arasında tuttuğu günlükler, bu işçi önderinin duygu ve düşüncelerini daha yakından tanımamızı sağlıyor.

Büyük boy 222 sayfadan oluşan ve zengin bir fotoğraf albümünü de içeren özel baskılı “Kemal Türkler Kitabı”, belgesel özelliğinin yanı sıra bir “vefa kitabı” olarak da büyük değer taşıyor. Kitabın yayımlanmasına önayak olan Nilgün Türkler Soydan ile bu değerli çalışmaya imza atan Can Şafak’ı yürekten kutluyorum.

liberallerin-oksimoronlari-1057385-1.