Google Play Store
App Store

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yurttaşlar, bölgede yapılmak istenen bakır madeni projesine karşı bir araya geldi. Eylemde konuşan Kılıçlı köyü kadınları, "Dağlarımızı, topraklarımızı bizden alıyorlar. Ölsek de kabul etmeyeceğiz" denildi.

Lice halkı, sermayeye karşı direniyor: Maden projesine geçit yok
Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı

İlayda SORKU

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Dimin Madencilik şirketi tarafından yapılmak istenen bakır madenine karşı yurttaşlar eylem gerçekleştirdi. Bölgedeki yerleşim alanlarını tehdit eden proje, Lice’nin Akçabudak, Kılıçlı, Bayırlı, Ulucak, Baharlar, Güldiken, Yorulmaz ve Saydamlı mahallelerini kapsayan alanda hayata geçirilmek isteniyor.

Bölgede maden istemeyen ve proje için “yürütmeyi durdurma” talebiyle mahkemeye başvuran yurttaşlar, Lice’ye bağlı Kılıçlı köyünde maden çalışmasının durdurulması için bir araya geldi. Eyleme Dem Parti Diyarbakır Milletvekili Avukat Serhat Eren, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi de destek verdi.

Açıklamada konuşan Kılıçlı köyündeki kadınlar, “Bir inek, bir keçi ile 30 yıl sonra köyde yeni yaşam kurarız dedik ona da izin vermiyorlar. Dağlarımızı, topraklarımızı bizden alıyorlar. Ölsek de kabul etmeyeceğiz” dedi.

Şirketin 700 hektar ormanlık alanda çalışma yürütürken çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporundan kaçınmak için 25 hektarlık bir alan için icazet aldığını dile getiren DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Avukat Serhat Eren ise, “Proje, o topraklarda yaşayan insanların geleceğini karartan bir projedir. O insanlar onlarca yıldır orada yaşıyor ve birçoğu hayvancılık, arıcılık yapıyor. Onların geçim kaynaklarına yönelik bir saldırı var. Projeyle bölge halkı yerinden yurdundan edilmek isteniyor” dedi.

DERTLERİ SERMAYE

İktidarın sermayeye para kazandırmak için halkın karşısında jandarmayı çıkardığını ifade eden Eren, şunları söyledi:

"Temel dertleri hiçbir zaman halk olmadı. Her zaman için sermayenin yanında oldular. Dertleri şirketlere para kazandırmak. Akbelen’den tutun da Artvin'e, Kazdağları’na kadar; doğamızı, geleceğimizi, havamızı, sularımızı mahvetmeye, zehirlemeye çalışan hem bu iktidara hem de yandaş şirketlerine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."

Diyarbakır Barosu adına konuşan Avukat Ahmet İnan, maden faaliyetinin büyük kısmının bölge halkı ve yaşam için kritik öneme sahip su varlığını barındıran yoğun orman alanı ve bir kısmının da köylerin ortak mera ve arıcılık alanı olduğunu belirtti.

Temiz havanın, suyun ve sağlıklı gıdanın bir gün maden faaliyetini gerçekleştirenler dahil herkese lazım olacağını vurgulayan İnan, "Nerede su havzalarının ve ormanların olduğu, el değmemiş bir alan varsa ranta kurban edilmektedir. Doğa ile olan bağlarımızı koparma girişimleri, aynı zamanda halkımızın eko-sosyolojik yapısına ve değerlerine dönük bir saldırıdır. Biz Diyarbakır Barosu olarak; halkımızın ve doğanın hakkını gasp edecek hiçbir projeye geçit vermeyeceğiz" dedi.

MADEN, DOĞAYI HEDEF ALIYOR

Öte yandan madenin halk sağlığına zarar olduğuna dikkat çeken Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen ise, “Doğa kirleniyorsa, su kirleniyorsa, gıdalar kirleniyorsa orada sağlıktan bahsedilemez. Buradaki madencilik faaliyetleri doğanın dengesini bozuluyor, yer altı sularını hedef alıyor. Böyle projeler hayata geçtiğinde köylüler sebze üretemiyor, hayvanlar su içemiyor, ekolojik denge ve biyoçeşitlilik bozuluyor. Biz Diyarbakır Tabip Odası olarak, toplum sağlığına tehdit eden maden girişimlerine karşıyız ve yurttaşlarla mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.