Galatasaray, küme düşme hattında yer alan İstanbulspor'u mağlup etti: 2-1. Bu sonuçla puanını 30'a yükselten sarı-kırmızılılar, ezeli rakibi Fenerbahçe'yi geçerek liderliğe yükseldi ve zirve yarışında avantaj yakaladı

Lidere selam dur
Fotoğraf: AA

Dünya Kupası arasından sonra Aslan, Seyrantepe’de görücüye çıkıyor. Kazanırsa liderlik koltuğuna oturacak sarı-kırmızılılar, ligin dibindeki ekiplerden İstanbulspor’u ağırlıyor. Tribünleri dolduran taraftarlar santrayı iple çekiyor.

“47 ayın sultanı” öncesinde hava yakalayan ve Beşiktaş’ı yendikten sonra Başakşehir’i bozguna uğratan Galatasaray’da kime sorsanız, “lige ara verilmesin, keşke Dünya Kupası oynanmasın” derdi. Fakat yapacak şey yok. Kupada iyi görüntü çizmeyen Okan Buruk’un talebelerinde ilk 11’de Gomis dikkat çekiyor. Şüphesiz gözler onun dışında Mertens-Rachica-Kerem üçlüsünde olacak.

Deplasman ekibi, hafta içi kupada Fenerbahçe karşısında kötüydü. Sarı-siyahlılarda gözler kanatlardaki Topalli ve Ethemi’de olacak. Özellikle Topalli, genç Kazımcan’a karşı bir üstünlük sağlayabilir mi merak ediliyor. Kâbus görmemek için Fatih Tekke’nin öğrencilerinin hanesine puanlar yazdırmaya başlaması gerekiyor. Yoksa sezon sonu oldukça karanlık duruyor.

İlk dakikalarda İstanbulspor etkiliydi. Sonradan topu alan Cimbom, rakibinin açığını arıyordu. 15’te Gomis’in soluyla şutu direkten dönüyor; hemen akabindeki kornerde ise tecrübeli santrfor bu sefer kafasıyla ağları buluyordu. İki pozisyonda da Mertens kilit rol oynamıştı.

Öne geçtikten sonra iyice iştahlanan Aslan hız kesmiyor; sağlı sollu ataklarla kaleyi zorlamaya devam ediyordu. 32’de yine Mertens ortalamış, topa zorlukla dokunabilen Gomis’in kafası yine direkte patlamıştı. Hemen akabinde Gomis’in şutunu Jensen ayaklarıyla çıkarıyordu. 37’de fark ikiydi. Kornerden Midstjö indirmiş, Gomis bitirmişti. Galatasaray köşe atışından iki gol bulmuştu; bunu en son dört yıl önce başarmışlardı.

Uzatmalarda bastıran deplasman ekibi bir türlü çerçeveyi bulamıyor; soyunma odasına 2-0’la gidiliyordu. Gomis iyi gününde olsa, skor 5-0 olacaktı; Bafe deseniz beş gol atacaktı…

İkinci devreye de Aslan etkili başlamıştı. Gol kaçırma yarışı bir manada devam ediyordu. Son tercihlerde yer yer yapılan hatalar akıl alır gibi değildi. Son çeyrekte üç değişiklik yapan Buruk, temposu düşen takımına müdahale ediyordu. Fakat sakatlanan Midstjö’nün yerine bir süre birisinin girememesi dikkat çekiciydi.

82’de fark birdi! Duran topta kafayı vuran oyuna sonradan giren Mehmet’ti. Uzatmalarda bomboş durumdaki Emir çerçeveyi bulamamıştı. Galatasaray tarihi farkla kazanacağı maçın son dakikalarında ecel terleri dökse de bir şekilde üç puana ulaşmıştı.

Aslan’ın averajını düzelteceği maçta kaçırdıkları şaka gibiydi. Fakat karşılaşmanın son bölümündeki akıl tutulması inanılır gibi değil. Buruk’un değişiklikleriyle takım iyice geriye giderken, birçok oyuncunun laubaliliği dikkat çekiciydi. Liderlik gelse de Buruk’un dizginleri eline alması şart. İstanbulspor’a gelince… Belki biraz karşılaşmaya erken inansalar, puanı koparabilirlerdi. Ayaklarına gelen fırsatı tepmeleri onların için üzücü olsa gerek.