Zuckerberg henüz 32 yaşında. 2020 seçimlerinde adaylık için zorunlu 35 yaşını geçmiş olacak. Olur mu olur!

Lincoln, Trump ve ... Zuckerberg?..

“Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış” derler; ama zengin Trump olunca işler biraz değişiyor! Çeneler bu kez “Sistem”i ve ufuktaki küresel fırtınaları daha iyi kavramak için yoruluyor. Amerikan basını daha seçim kampanyası sırasında bu konuda işaretler vermiş, ilginç karşılaştırmalar yapmıştı.

ABD'nin 45. Cumhurbaşkan’ı olan Trump, 3,7 milyar dolarlık servetiyle, ülkesinde gelmiş geçmiş en zengin Devlet Başkanı! Aslında bunu tahmin etmek çok zor değildi; daha zor olan, herhalde bu servetin daha önceki 44 cumhurbaşkanının servetlerinin toplamının (1,900 milyar dolar) yaklaşık iki katı olmasını düşünebilmekti! Hesap, Wall Street uzmanlarınca 2016 dolar değeri esas alınarak, yani enflasyon etkilerinden arındırılarak yapılmış ve bu sonuç elde edilmiş. Anlayacağınız, adam Karun; “Harun gibi gelip, Karun gibi gidecek” hali yok!

• • •

Liste de ilginç! Sıralamada Trump’ı 580 milyon dolarla George Washington izliyor; sonra da 234 milyonla Thomas Jefferson ve 138 milyonla Theodore Roosevelt geliyorlar. Kennedy (7.), 100 milyon; Clinton (9.), 75 milyon; Obama da (23.), 9 milyon toplayabilmişler. En alt sıralarda ise bir milyonluk bir servete dahi kavuşamamış dokuz Başkan var. Abraham Lincoln da bunlar arasında. Lincoln, yani İç Savaş’ı kazanan, birliği sağlayan, köleliğe son veren ve bunların sonucu olarak da bir suikastta hayatını kaybeden Devlet adamı!

• • •

ABD’nin “Kurucu Babalar”ı kölelerin çalıştığı büyük plantasyon sahibi siyasetçilerdi. George Washington’a babasından on köle miras kalmıştı; evlenince karısı da çeyiz olarak 85 kölesiyle geldi. Wikipedia, son yıllarında -karısınınkiler hariç- iki yüze yakın köleye sahip olduğunu yazıyor. Thomas Jefferson ise arkasında çok daha fazla (600 civarında) köle bırakarak öldü.

Oysa günümüzde plantasyonların yerini dev kapitalist şirketler aldı ve siyasete de onlar hakim oldular. Ne var ki, pek de sahaya inmiyor, daha çok siyasi arenaya uzaktan kumanda yoluyla şekil vermeye çalışıyorlar. Şimdi yenilik de burada. Milyarder Trump sahaya indi; hem de paldır küldür; çok kabaca. Üstelik de -ilk icraat olarak sağlık güvencelerini kaldırdığı- fakir fukaraya dayanarak! Ne de olsa “post-truth” dönemine girmiş bulunuyoruz! Yine de “Acaba?” diyoruz; “acaba Trump tam da bu dönüşümün adamı mı?”.. Çünkü günümüz kapitalizmini aslında emlakçı ve inşaatçılar değil de, bilişim devleri yönlendiriyor. Start işaretleri de daha çok Sillicon Valley’den geliyor.. Üstelik orada kotarılan “design”lar pek de “reality show” maskaralıklarına benzemiyor. Kaldı ki Sillicon devlerinin serveti de Trump’ınkini ona, on beşe katlayacak ölçüde.

Yine de ortada alışılmadık bir tablo var. Yoksa Trump -farkında olmadan- onlara yol mu gösteriyor? Bakınız gelecek seçimlerde Mark Zuckerberg’in aday olup olmayacağı şimdiden konuşulmaya başladı bile.. Böyle niyetleri seziliyormuş? Buzzfeed İnternet sitesi 24 Ocak’ta bunu açıkça sordu ve “hayır!” yanıtı aldı. Yine de şüpheler giderilmiş olmadı. Çünkü Patron bazı garip kararlar almış bulunuyor. Örneğin -bayram değil, seyran değil- 2017 yılında bütün eyaletleri ziyaret edeceğini; halkla, önemli kişilerle, bilim adamlarıyla vb konuşacağını ilan etti. Bu vesileyle yaptığı açıklamada da “tarihi bir dönüm noktasında olduklarına” inandığını; “onlarca yıl teknoloji ve küreselleşmenin insanları daha üretken kıldığını ve birbirlerine bağladığını”; fakat bunun, faydaları yanı sıra, “bazılarının hayatını da zorlaştırdığını”; “hayatında daha önce hiç hissetmediği ölçüde insanların bölünmüş olduklarını” ve “sistemin daha iyi işlemesi için oyunun kurallarını değiştirmek gerektiğini” söylüyordu. Bayağı anlamlı işaretler? Üstelik iki büyük partiye de mesafeli duruyor ki, bu da kuşkuları artıran bir nokta! Yalnız Trump’tan hiç hoşlanmadığı belli. Sadece bir kez “halklar arasında duvarlar değil, köprüler kurmalıyız!” diye açıkça belli etmiş duruşunu; ama bilen biliyor? Filantropik cömertliklerinin yanı sıra tartışma yaratan vergi uygulamalarını da bildiği gibi..

• • •

Zuckerberg henüz 32 yaşında. 2020 seçimlerinde adaylık için zorunlu 35 yaşını geçmiş olacak. Olur mu olur! Ne de olsa post-truth çağda yaşıyoruz; üstelik Trump’tan sonra Facebook patronu hiç de post-truth bir aday gibi görünmüyor! Yine de ben pek ihtimal vermiyorum. 2008 krizinden sonra dünya büyük bir türbülansa girdi; daha yıllarca da sarsılacağa benziyor. Galiba fırtına dindikten, sel gittikten sonra sağlam kalanlar yeni ve güzel bir dünya kurmaya çalışacaklar.. Milyarlarca insanın (fizikî ya da zihinsel) emek gücünü para şeklinde ellerinde toplamış beş on milyarderin bu kuruluşta yerleri olmamalı..